Sözler - page 768

o hâlât ile hayatlar›na envar-› vücut teceddüt edip zulü-
mat-› adem tebaud ederek hayatlar› tasaffi ediyor. Zira,
tevakkuf, sükûnet, sükût, atalet, istirahat, yeknesakl›k,
keyfiyatta ve ahvalde birer ademdir. Hatta en büyük bir
lezzet, yeknesakl›k içinde hiçe iner.
Elhâs›l
: Madem hayat Esma-i Hüsnâ’n›n nukuflunu
gösterir; hayat›n bafl›na gelen her fley hasendir. Meselâ,
gayet zengin, nihayet derecede sanatkâr ve çok sanatlar-
da mahir bir zat, âsâr-› sanat›n›, hem k›ymettar servetini
göstermek için, adî bir miskin adam›, modellik vazifesini
gördürmek için, bir ücrete mukabil, bir saatte murassa,
musanna, yapt›¤› gömle¤i giydirir, onun üstünde ifller ve
vaziyetler verir, tebdil eder; hem, her nevi sanat›n› gös-
termek için keser, de¤ifltirir, uzalt›r, k›salt›r. Acaba flu üc-
retli miskin adam, o zata dese, “Bana zahmet veriyor-
sun, e¤ilip kalkmakla vaziyet veriyorsun, beni güzelleflti-
ren bu gömle¤i kesip k›saltmakla güzelli¤imi bozuyor-
sun” demeye hak kazanabilir mi? “Merhametsizlik, insaf-
s›zl›k ettin” diyebilir mi?
‹flte, onun gibi, Sâni-i Zülcelâl, Fât›r-› Bîmisal, zîhaya-
ta göz, kulak, ak›l, kalp gibi havas ve letaif ile murassa
olarak giydirdi¤i vücut gömle¤ini Esma-i Hüsnâ’n›n na-
k›fllar›n› göstermek için çok hâlât içinde çevirir, çok va-
ziyetlerde de¤ifltirir. Elemler, musibetler nev’inde olan
keyfiyat, baz› esmas›n›n ahkâm›n› göstermek için lema-
at-› hikmet içinde baz› fluaat-› rahmet ve o fluaat-› rahmet
içinde lâtif güzellikler vard›r.
* * *
adem:
yokluk, hiçlik.
adî:
basit, s›radan.
ahkâm:
emirler, hükümler.
ahval:
hâller, durumlar.
âsâr-› sanat:
sanat eserleri.
atalet:
tembellik, hareketsizlik.
elem:
dert, üzüntü, ac›.
elhâs›l:
sonuç olarak, özetle.
envar-› vücut:
varl›k nurlar›.
esma:
isimler, Allah’›n güzel isim-
leri.
Esma-i Hüsna:
Allah’›n güzel
isimleri.
Fât›r-› Bîmisal:
benzersiz fleyleri
yaratan. Harika üstün ve misilsiz
sanatlarla yaratan Allah.
hak:
pay.
hâlât:
hâller, vaziyetler.
hasen:
güzel.
havas:
hisler, duygular.
hayat:
yaflam, yaflay›fl.
insafs›z:
ac›mas›z, merhametsiz.
istirahat:
dinlenme, rahatlama.
keyfiyat:
nitelikler, özellikler.
k›ymettar:
de¤erli, k›ymetli.
lâtif:
güzel, nazik, narin.
lemaat-› hikmet:
hikmet par›lt›-
lar›.
letaif:
lâtifeler, insandaki bir k›-
s›m ince duygular.
mahir:
maharetli, hünerli.
merhamet:
ac›ma, flefkat göster-
me.
miskin:
zavall›, âciz.
mukabil:
karfl›l›k olarak, karfl›l›-
¤›nda.
murassa:
k›ymetli tafllarla, s›rma-
larla süslenmifl.
musanna:
sanatla yap›lm›fl, sa-
natl›.
musibet:
felâket, belâ, s›k›nt›.
nak›fl:
resim, sanatl› flekil.
nev’:
çeflit, cins, tür.
nihayet:
son derece.
nukufl:
nak›fllar.
Sâni-i Zülcelâl:
sonsuz büyüklük
sahibi, her fleyi sanatla yaratan
Allah.
servet:
mal, varl›k.
sükûnet:
durgunluk, hareket-
sizlik, sakinlik.
sükût:
sessizlik.
fluaat-› rahmet:
rahmet par›l-
t›lar›.
tasaffi:
saflaflma, durulaflma,
temizlenme.
tebaud:
uzaklaflma.
tebdil:
de¤ifltirme.
teceddüt:
tazelenme, yeni-
lenme.
tevakkuf:
bofl durma.
vazife:
ödev, görev.
vaziyet:
durum, durufl, flekil.
vücut:
var olma, varl›k.
yeknesak:
monoton, tekdü-
ze.
zat:
kifli, flah›s.
zîhayat:
hayat sahibi, canl›lar.
zira:
çünkü.
zulümat-› adem:
yokluk ve
hiçlik karanl›klar›.
768 | SÖZLER
Y
‹RM‹
A
LTINCI
S
ÖZ
1...,758,759,760,761,762,763,764,765,766,767 769,770,771,772,773,774,775,776,777,778,...1482
Powered by FlippingBook