Sözler - page 764

Evet, her bir meyve, bütün a¤ac›n mukadderat-› haya-
t› onun kalbi hükmünde olan çekirde¤inde yaz›l›yor. ‹n-
san›n sergüzeflt-i hayat›yla beraber, k›smen âlemin hâdi-
sat-› maziyesi, kuvve-i haf›zas›nda öyle bir surette yaz›l›-
yor ki, güya hardal küçüklü¤ünde bu kuvvecikte, dest-i
kudret, kalem-i kaderiyle insan›n sahife-i a’malinden kü-
çük bir senet istinsah ederek, insan›n eline verip, dima-
¤›n›n cebine koymufl. Tâ, muhasebe vaktinde, onunla
hat›rlats›n; hem, tâ mutmain olsun. Ki, bu fenâ ve zeval
hercümercinde beka için pek çok âyineler var ki, Kadîr-i
Hakîm, zaillerin hüviyetlerini onlarda tersim edip, ibka
ediyor. Hem, beka için pek çok levhalar var ki, Hafîz-i
Alîm, fânîlerin manalar›n› onlarda yaz›yor.
Elhâs›l
: Madem en basit ve en afla¤› derece-i hayat
olan nebatat hayat› bu derece kaderin nizam›na tâbidir;
elbette, en yüksek derece-i hayat olan hayat-› insaniye,
bütün teferruat›yla, kaderin mikyas›yla çizilmifltir ve kale-
miyle yaz›l›yor.
Evet, nas›l katreler buluttan haber verir, reflhalar su
menba›n› gösterir, senetler, cüzdanlar, bir defter-i kebirin
vücuduna iflaret ederler; öyle de, flu meflhudumuz olan,
zîhayatlardaki intizam-› maddî olan bedihî kader ve inti-
zam-› manevî ve hayatî olan nazarî kaderin reflhalar›,
katreleri, senetleri, cüzdanlar› hükmünde olan meyveler,
nutfeler, tohumlar, çekirdekler, suretler, flekiller, bilbeda-
he Kitab-› Mübin denilen irade ve evamir-i tekviniyenin
defterini ve ‹mam-› Mübin denilen ilm-i ‹lâhînin bir diva-
n› olan Levh-i Mahfuz’u gösterir.
âlem:
kâinat, yarat›lan her fley.
âyine:
ayna.
bedihî:
aç›k olan, aflikâr.
beka:
ebedîlik, sonsuzluk.
bilbedahe:
aç›kça, aflikâr olarak.
defter-i kebir:
kâinatta olmufl ve
olacak her fleyin yaz›l› oldu¤u
manevî defter.
derece-i hayat:
hayat derecesi,
hayat mertebesi.
dest-i kudret:
Kudret eli; Allah’›n
ezelî gücünün eli.
dima¤:
beyin.
divan:
kay›t defteri.
elhâs›l:
netice itibar›yla, sonuç
olarak.
evamir-i tekviniye:
yarat›l›fl ka-
nunlar›.
fânî:
ölümlü, sonu olan.
fenâ ve zeval:
sona erme, yok
olma.
güya:
sanki.
hâdisat-› mazi:
geçmiflteki olay-
lar.
Hafîz-i Alîm:
beka için lâz›m olan
levhalara, fânîlerin manalar›n›
kaydedip, koruyan, h›fzeden Al-
lah.
hardal:
küçük tohumlu ve yap-
raklar› yenen bir bitki.
hayat-› insaniye:
insan hayat›.
hayatî:
hayata dair.
hercümerç:
darmada¤›n›k, kar-
makar›fl›k, allak bullak.
hükmünde:
durumunda, yerinde.
hüviyet:
as›l, mahiyet.
ibka:
devaml› k›lma, sürekli k›l-
ma.
ilm-i ‹lâhî:
Allah’›n sonsuz ilmi.
‹mam-› Mübin:
gayp âlemine;
yani geçmifl ve gelece¤e bakan,
zahirde görünen vücuda de¤il; as-
la, nesle, köke ve tohuma bakan
‹lâhî emrin bir nevi ünvan›.
intizam-› maddî:
maddî düzen
ve tertiplilik.
intizam-› manevî:
manevî düzen
ve ölçü.
irade:
kudret.
istinsah:
nüshas›n› yazma, örne-
¤ini ç›karma.
kader:
Cenab-› Hakk›n her fleyi
olmadan önce takdir etmesi,
plânlamas›.
Kadîr-i Hakîm:
her fleyi hikmetle
yaratan ve her fleye kudreti ye-
ten, Allah.
kalem-i kader:
kader kalemi; Al-
lah’›n olmufl ve olacak her fleyi
önceden bilip yazmas›.
katre:
damla.
k›smen:
k›smî olarak; baz› ba-
k›mdan, baz› yönden.
Kitab-› Mübin:
kâinattaki olaylar›
nizam ve intizam içinde cereyan
ettiren kudret kitab›.
kuvve:
kabiliyet; güç.
kuvve-i haf›za:
haf›za kabili-
yeti; haf›za.
levha:
manevî tablo.
Levh-i Mahfuz:
her fleyin ha-
yat›n›n Cenab-› Hak taraf›n-
dan yaz›lmas›.
mana:
mahiyet, as›l.
menba:
kaynak.
meflhut:
görünen, flahit olu-
nan.
mikyas:
ölçü.
muhasebe vakti:
insan›n ifl-
ledi¤i her fleyden hesaba çe-
kilece¤i zaman.
mukadderat-› hayat:
Allah’›n
takdir etti¤i hayat; kader.
mutmain:
emin, flüphesi ol-
mayan; tatmin olan.
nazarî:
uygulanmam›fl, orta-
ya ç›kmam›fl olan.
nebatat:
bitkiler.
nizam:
kural, kanun.
nutfe:
döl suyu, meni, sperm.
reflha:
s›z›nt›, damla.
sahife-i a’mal:
amel sayfas›;
insan›n yapt›¤› her fleyin yaz›-
l› oldu¤u manevî defter.
senet:
kay›t, evrak.
sergüzeflt-i hayat:
hayat hi-
kâyesi.
suret:
biçim, görünüfl, flekil.
tâbi:
ba¤l› olan, uyan.
teferruat:
ayr›nt›lar, detaylar.
tersim:
resimleme.
vücut:
var olufl, varl›k.
zail:
zeval bulan, yok olan.
zîhayat:
hayat sahibi, canl›lar.
764 | SÖZLER
Y
‹RM‹
A
LTINCI
S
ÖZ
1...,754,755,756,757,758,759,760,761,762,763 765,766,767,768,769,770,771,772,773,774,...1482
Powered by FlippingBook