katlin için mahkûm edip adalet etmifl; hâkim ise, sen on-
dan masum oldu¤un sirkate binaen mahkûm etti¤i için
zulmetmifltir. flte, fley-i vahitte iki cihetle kader ve icad-
lâhînin adaleti ve insan kisbinin zulmü göründü¤ü gibi;
baflka fleyleri buna kyas et. Demek, kader ve icad- lâhî
mebde ve münteha, asl ve fer, illet ve neticeler itibary-
la flerden ve kubuhtan ve zulümden münezzehtir.
E¤e r den i l s e
: Madem cüz-i ihtiyarînin icada kabi-
liyeti yok, bir emr-i itibarî hükmünde olan kispten baflka
insann elinde bir fley bulunmuyor; nasl oluyor ki,
Kurân- Mucizülbeyanda Hâlk- Semavat ve Arza kar-
fl, insana asi ve düflman vaziyeti verilmifl, Hâlk- Arz ve
Semavat ondan azîm flikâyetler ediyor, o asi insana kar-
fl abd-i mümine yardm için Kendini ve melâikesini tah-
flit ediyor, ona azîm bir ehemmiyet veriyor?
E l c ev ap
: Çünkü küfür ve isyan ve seyyie, tahriptir,
ademdir. Hâlbuki, azîm tahribat ve hadsiz ademler, bir
tek emr-i itibarîye ve ademîye terettüp edebilir. Nasl ki,
bir azîm sefinenin dümencisi vazifesinin adem-i ifasyla,
sefine gark olup, bütün hademelerin netice-i sayleri ip-
tal olur; bütün o tahribat, bir ademe terettüp ediyor. Öy-
le de, küfür ve masiyet, adem ve tahrip nevinden oldu-
¤u için, cüz-i ihtiyarî bir emr-i itibarî ile onlar tahrik
edip, müthifl netaice sebebiyet verebilir. Zira, küfür çen-
dan bir seyyiedir; fakat, bütün kâinat kymetsizlikle ve
abesiyetle tahkir ve delâil-i vahdaniyeti gösteren bütün
mevcudat tekzip ve bütün tecelliyat- esmay tezyif oldu-
¤undan, bütün kâinat ve mevcudat ve esma-i lâhiye
abd-i mümin:
inanan kul.
abes:
faydasz, bofl ve manasz.
adalet:
hakkaniyet, âdillik.
adem:
yokluk, hiçlik.
adem-i ifa:
görevi yapamama.
asl:
birinci derecede önemli olan.
asi:
isyan eden, karfl gelen.
azîm:
pek büyük.
binaen:
-den dolay, bu sebep-
ten.
cihetle:
bakmndan.
cüz-i ihtiyarî:
Cenab- Hak tara-
fndan insana verilen arzu ser-
bestli¤i; diledi¤i gibi hareket ede-
bilme kabiliyeti.
çendan:
gerçekten.
delâil-i vahdaniyet:
Allahn her
varlktaki birlik delilleri.
ehemmiyet:
kymet, de¤er,
önem.
elcevap:
cevap, cevaben.
emr-i ademî:
bir fleyin yok olma-
sna sebep olacak bir ifl.
emr-i itibarî:
aslnda olmad¤
hâlde var oldu¤u kabul edilen
emir, ifl.
esma-i lâhiye:
Allahn isimleri.
fer:
ikinci derecede önemli olan.
gark:
batma, batrma.
hademe:
hizmetçi, görevli.
hadsiz:
snrsz, sonsuz.
hâkim:
yargç, kanun uygulayan
kimse.
Hâlk- Arz ve Semavat:
göklerin
ve yerin yaratcs, Allah.
hükmünde:
durumunda, yerinde.
icad- lâhî:
Cenab- Hakkn bir
fleyi yaratmas.
icat:
vücuda getirme, yoktan var
etme.
illet:
sebep.
iptal:
hükümsüz brakma.
isyan:
bafl kaldrma, karfl gelme.
itibaryla:
bakmndan, açsndan.
kabiliyet:
yetenek, yeterlilik.
kader:
Cenab- Hakkn her fleyi
olmadan önce takdir etmesi,
plânlamas, olmufl ve olacak her
fleyi bilmesi.
kâinat:
yaratlmfl olan fleylerin
tamam, bütün âlemler, varlklar.
kyas:
karfllafltrma, oranlama.
kymet:
de¤er.
kisb:
çalflma; iflleme, yapma.
kubuh:
çirkinlik, kabahat, kötü-
lük.
Kurân- Mucizülbeyan:
açkla-
malaryla akllar benzerini yap-
maktan âciz brakan Kurân- Ke-
rîm.
küfür:
Allah inkâr etme, inanç-
szlk.
mahkûm:
hüküm giymifl, hü-
kümlü.
masiyet:
itaatsizlik, isyan, günah.
masum:
suçsuz.
mebde:
evvel, bafllangç.
melâike:
melekler.
mevcudat:
var olan her fley.
münezzeh:
tenzih edilmifl,
uzak.
münteha:
nihayet, son.
müthifl:
dehfletli.
netaiç:
neticeler, sonuçlar.
netice:
sonuç.
netice-i say:
çalflma ve gay-
retlerin neticesi.
nev:
tür, çeflit, cins.
sefine:
gemi.
seyyie:
fenalk, kötülük, gü-
nah.
sirkat:
hrszlk, çalma.
fler:
kötülük, fenalk, günah.
fley-i vahit:
bir tek fley, bir
mesele.
tahkir:
afla¤lama, hakaret.
tahribat:
tahripler, ykp boz-
malar.
tahrik:
harekete geçirme.
tahrip:
harap etme, ykma,
bozma.
tahflit:
yardm etme, destek-
leme.
tecelliyat- esma:
Cenab-
Hakka ait isimlerin yaratlmfl-
lar, varlklar üzerindeki tecel-
lileri, görüntüleri.
tekzip:
yalanlama, inkâr et-
me.
terettüp:
ait olma, icap etme,
gerekme.
tezyif:
küçük görme, afla¤la-
ma.
vazife:
görev, ödev.
vaziyet:
durum, durufl.
zira:
çünkü.
zulüm:
hakszlk, adaletsizlik.
754 | SÖZLER
Y
RM
A
LTINCI
S
ÖZ