Sözler - page 675

mutî hazinedar hükmüne kimse getirebilir mi? Öyle ise,
flükür ona münhas›rd›r.”
‹kinci f›krada der ki
: “Sizin azalar›n›z içinde en k›ymet-
tar göz ve kulaklar›n›z›n maliki kimdir? Hangi tezgâh ve
dükkândan ald›n›z? Bu lâtif k›ymettar göz ve kula¤› vere-
cek, ancak Rabbinizdir. Sizi icat edip terbiye eden Odur
ki, bunlar› size vermifltir. Öyle ise, yaln›z Rab Odur;
Ma’bud da O olabilir.”
Üçüncü f›krada der
: “Ölmüfl yeri ihya edip, yüz binler
ölmüfl taifeleri ihya eden kimdir? Hak’tan baflka ve bü-
tün kâinat›n Hâl›k’›ndan baflka flu ifli kim yapabilir? El-
bette O yapar, O ihya eder. Madem Hak’t›r; hukuku za-
yi etmeyecektir, sizi bir mahkeme-i kübraya gönderecek-
tir. Yeri ihya etti¤i gibi, sizi de ihya edecektir.”
Dördüncü f›krada der
: “Bu azîm kâinat› bir saray gibi,
bir flehir gibi kemal-i intizamla idare edip tedbirini gören,
Allah’tan baflka kim olabilir? Madem Allah’tan baflka ola-
maz; koca kâinat› bütün ecram›yla gayet kolay idare
eden kudret, o derece kusursuz, nihayetsizdir ki, hiçbir
flerik ve ifltirake ve muavenet ve yard›ma ihtiyac› olamaz.
Koca kâinat› idare eden, küçük mahlûkat› baflka ellere
b›rakmaz. Demek, ister istemez ‘Allah’ diyeceksiniz.”
‹flte, birinci ve dördüncü f›kra
Allah
der, ikinci f›kra
Rab
der, üçüncü f›kra
el-Hak
der.
1
t
?n
?r
G o
şo
µ t
H n
Q *G o
şo
µp
d
'
òn
a
ne kadar mu’cizâne düfltü¤ünü anla. ‹flte, Cenab-› Hak-
k›n azîm tasarrufat›n›, kudretinin mühim mensucat›n›
SÖZLER | 675
Y
‹RM‹
B
Efi‹NC‹
S
ÖZ
hükmüne:
de¤erine.
icat:
vücuda getirme, yaratma.
idare:
yönetme, çekip çevirme.
ihya:
diriltme, hayat verme.
ifltirak:
ortak olma.
kâinat:
bütün âlemler, varl›klar.
kemal-i intizam:
tam ve eksiksiz
düzen.
k›ymettar:
k›ymetli.
kudret:
Allah’›n bütün varl›¤› çev-
releyen ezelî kuvveti.
kudret:
kuvvet, iktidar.
lâtif:
nazik, narin.
Ma’bud:
kendisine ibadet edilen.
mahkeme-i kübra:
en büyük
mahkeme.
mahlûkat:
Allah taraf›ndan yara-
t›lanlar.
malik:
sahip.
mensucat:
dokumalar.
muavenet:
yard›m.
mu’cizâne:
mu’cizeli bir flekilde.
mutî:
itaat eden.
mühim:
önemli.
münhas›r:
s›n›rlanm›fl, s›n›rl›.
nihayetsiz:
sonsuz.
Rab:
yaratan, büyüten, terbiye
eden, Allah.
saray:
hükümdarlar›n oturdu¤u
büyük yap›.
flerik:
ortak.
flükür:
nimet ve iyili¤in sahibini
tan›ma ve ona karfl› minnet duy-
ma.
taife:
güruh, kavim.
tasarrufat:
tasarruflar.
tedbir:
idare etme.
terbiye:
besleme, yetifltirme, bü-
yütme.
tezgâh:
fabrika, makine.
zayi:
elden ç›kan, kay›p.
aza:
organlar, uzuvlar.
azîm:
büyük, yüce.
Cenab-› Hak:
hakk›n tâ ken-
disi olan, fleref ve azamet sa-
hibi yüce Allah.
derece:
mertebe.
ecram:
kütleler, gezegenler.
el-Hak:
her fleyi hakk›yla ya-
ratan varl›¤› hak olan Allah.
f›kra:
k›s›m, bölüm.
Hak:
Allah.
Hâl›k:
her fleyi yoktan yara-
tan.
hazinedar:
hazine bekçisi.
hukuk:
haklar.
1.
‹flte hak olan Rabbiniz Allah Odur. (Yunus Suresi: 32.)
1...,665,666,667,668,669,670,671,672,673,674 676,677,678,679,680,681,682,683,684,685,...1482
Powered by FlippingBook