flte bu esbaplar, müflevvefliyetin esbab iken, Kur'ânn
icaz- beyannda, selâset ve tenasübünde istihdam edil-
mifllerdir. Evet, kalbi sakamsz, akl müstakim, vicdan
marazsz, zevki selim her adam, Kurânn beyannda gü-
zel bir selâset, ranâ bir tenasüp, hofl bir ahenk, yekta bir
fesahat görür.
Hem, basîresinde selim bir gözü olan görür ki;
Kurânda öyle bir göz vardr ki, o göz, bütün kâinat za-
hir ve bâtn ile vazh, göz önünde bir sahife gibi görür,
istedi¤i gibi çevirir, istedi¤i bir tarzda o sahifenin mana-
larn söyler.
fiu Birinci Nurun hakikatini misaller ile tavzih etsek,
birkaç mücellet lâzm. Öyle ise, sair risale-i Arabiyemde
ve
flaratül-caz
da ve flu yirmi befl adet Sözlerde flu ha-
kikatin ispatna dair olan izahatla iktifa edip, misal ola-
rak mecmu-u Kurân birden gösteriyorum.
kinci Nuru
Kurân- Hakîmin, ayetlerinin hatimelerinde gösterdi-
¤i fezlekeler ve Esma-i Hüsna cihetindeki üslûb-u bedi-
îsinde olan meziyet-i icaziyeye dairdir.
HTAR:
fiu kinci Nurda çok ayetler gelecektir. O ayetler, yal-
nz kinci Nurun misalleri de¤il, belki geçmifl mesail ve fiu-
alarn misalleri dahi olurlar. Bunlar hakkyla izah etmek
çok uzun gelir. fiimdilik ihtisar ve icmale mecburum.
Onun için, gayet muhtasar bir tarzda flu srr- azîm-i icazn
misallerinden olan ayetlere birer iflaret edip, tafsilâtn
baflka vakte talik ettik.
ahenk:
uyum.
ayet:
Kurânn her bir cümlesi.
basîre:
bakfl, görme duygusu.
bâtn:
iç yüz, görünmeyen taraf.
beyan:
anlatm.
cihet:
yön.
esbap:
sebepler.
Esma-i Hüsna:
Allahn güzel
isimleri.
fesahat:
sözün; kelime, mana,
ahenk ve sralama yönlerinden
kusursuz olmas.
fezleke:
hulâsa, özet.
hakikat:
gerçek, esas.
hatime:
son söz, bir eserin sonuç
ksm.
icaz-i beyan:
anlatmn mucize
oluflu.
icmal:
ayrntlarna girmeme.
ihtar:
hatrlatma.
ihtisar:
ksaltma, özetleme.
iktifa:
kâfi görme.
ispat:
do¤ruyu delillerle göster-
me.
istihdam:
çalfltrma.
flaratül-caz:
Bediüzzaman Said
Nursînin, bir eseri.
izah:
açklama yapma.
izahat:
açklamalar.
kâinat:
bütün âlemler, varlklar.
Kurân- Hakîm:
her ayet ve su-
resinde saysz hikmet ve fayda-
lar olan Kurân.
lâzm:
gerek.
mana:
anlam.
maraz:
hastalk.
mecbur:
zorunda kalma.
mecmu-u Kurân:
Kurânn ta-
mam.
mesail:
meseleler.
meziyet-i icaziye:
mucizelik
meziyeti, özelli¤i.
misal:
örnek.
muhtasar:
ihtisar edilmifl, ksaltl-
mfl.
mücellet:
cilt.
müstakim:
do¤ru, düzgün.
müflevvefliyet:
karflklk.
nur:
parlt, flk.
ranâ:
güzel, hofl.
risale-i Arabiye:
Arapça risale.
sahife:
sayfa.
sair:
di¤er, baflka.
sakam:
hastalk, illet.
selâset:
sözün akc olma hâ-
li.
selim:
sa¤lam, kusursuz; sa-
mimî.
srr- azîm-i icaz:
mucizeli-
¤in büyük srr.
flua:
fln.
tafsilât:
tafsiller, etraflca
açklamalar.
talik:
brakma, geciktirme.
tarz:
biçim, suret.
tavzih:
açklama.
tenasüp:
uygunluk.
üslûb-u bedî:
harika güzellik-
teki ifade tarz.
vakit:
zaman.
vazh:
açk.
vicdan:
hayr flerden ayrt et-
meye yardmc olan ahlâkî
duygu.
yekta:
eflsiz.
zahir:
görünüfl.
672 | SÖZLER
Y
RM
B
EfiNC
S
ÖZ