iki ayl›k bir mesafeyi katetmifltir
” der. ‹flte, bunda iflaret
ediyor ki: Beflere yol aç›kt›r ki, havada böyle bir mesafe-
yi katetsin. Öyle ise, ey befler, madem sana yol aç›kt›r;
bu mertebeye yetifl ve yanafl!
Cenab-› Hak, flu ayetin lisan›yla manen diyor: “Ey in-
san! Bir abdim heva-i nefsini terk etti¤i için, havaya bin-
dirdim. Siz de nefsin tembelli¤ini b›rak›p baz› kavanin-i
âdetimden güzelce istifade etseniz, siz de binebilirsiniz.”
Hem, Hazret-i Mûsa Aleyhisselâm›n bir mu’cizesini
beyan eden,
1
Ék
ær
«n
Y n
In
ôr
°ûn
Y Én
àn
æ r
KG o
¬r
æp
e r
än
ôn
én
Ør
fÉn
a n
ôn
én
ër
dG n
?Én
°ün
©p
H r
Üp
ô°r
VG Én
æ r
?o
?n
a
(ilâahir) bu ayet iflaret ediyor ki, zemin taht›nda gizli olan
rahmet hazinelerinden, basit aletlerle istifade edilebilir.
Hatta tafl gibi bir sert yerde, bir asa ile, âb-› hayat celp
edilebilir. ‹flte flu ayet, bu mana ile beflere der ki: “
Rah-
metin en lâtif feyzi olan âb-› hayat›, bir asa ile bulabilir-
siniz. Öyle ise, haydi çal›fl, bul!
”
Cenab-› Hak flu ayetin lisan-› remziyle manen diyor ki:
“Ey insan! Madem Bana itimat eden bir abdimin eline
öyle bir asa veriyorum ki, her istedi¤i yerde âb-› hayat›
onunla çeker. Sen de Benim kavanin-i rahmetime istinat
etsen, flöyle, ona benzer veyahut ona yak›n bir aleti elde
edebilirsin. Haydi et!”
‹flte, befler terakkiyat›n›n mühimlerinden birisi, bir ale-
tin icad›d›r ki, ekser yerlerde vuruldu¤u vakit suyu f›flk›r-
t›yor. fiu ayet, ondan daha ileri, nihayat ve gayat-› hudu-
dunu çizmifltir. Nas›l ki evvelki ayet, flimdiki hâl-i haz›r
abd:
kul.
âb-› hayat:
hayat suyu.
asa:
de¤nek, sopa.
ayet:
Kur’ân’›n her bir cümlesi.
Bakara Suresi:
Kur’ân’›n 2. suresi.
befler:
insanl›k.
celp:
çekme.
Cenab-› Hak:
Hakk›n tâ kendisi
olan, fleref ve azamet sahibi yüce
Allah.
feyiz:
bereket, verimlilik.
gayat-› hudut:
s›n›r›n sonu.
hâl-i hâz›r:
flimdiki durum.
heva-i nefis:
nefsin zararl› ve gü-
nah olan istekleri.
ilâahir:
sona kadar.
istifade:
faydalanma, yararlan-
ma.
istinat:
dayanma.
itimat:
güvenme, dayanma.
katetme:
yol alma.
kavanin-i âdet:
Allah’›n kâinata
koydu¤u kanunlar.
kavanin-i rahmet:
rahmet ka-
nunlar›.
lâtif:
hofl, tatl›.
lisan:
dil.
lisan-› remiz:
iflaret dili.
mertebe:
derece.
mesafe:
uzakl›k.
mu’cize:
benzerini yapmak-
tan insanlar›n âciz kald›¤› fley.
mühim:
önemli.
rahmet:
Allah’›n kullar›n› esir-
gemesi, onlar› ba¤›fllamas›,
onlara maddî ve manevî ni-
metler vermesi.
taht›nda:
alt›nda.
terakkiyat:
terakkiler, ilerle-
meler.
zemin:
yeryüzü.
1.
Biz ona “Asan› tafla vur” demifltik. Asas›n› vurdu¤u yerden on iki p›nar f›flk›rd›. (Bakara Su-
resi: 60.)
402 | SÖZLER
Y
‹RM‹NC‹
S
ÖZ