Sözler - page 398

Yirminci Sözün ‹kinci Makam›
MU’C‹ZAT-I ENB‹YA YÜZÜNDE PARLAYAN
B‹R LEM’A-‹ ‹’CAZ-I KUR’ÂN
(Ahirdeki iki sual ve iki cevaba dikkat et.)
W
1
@ m
Ú/
Ñ o
e m
ÜÉn
à` p
c
? /
a s
’p
G ˘m
ùp
HÉn
j n
’ n
h m
Ö r
W n
Q n
’ n
h
O
N DÖRT SENE
evvel (flimdi otuz seneden geçti), flu
ayetin bir s›rr›na dair
‹flaratü’l-‹’caz
2
nam›ndaki tefsirim-
de Arabiyyülibare bir bahis yazm›flt›m. fiimdi, arzular›
bence ehemmiyetli olan iki kardeflim, o bahse dair Türk-
çe olarak bir parça izah istediler. Ben de Cenab-› Hak-
k›n tevfikine itimaden ve Kur’ân’›n feyzine istinaden di-
yorum ki:
Bir kavle göre, Kitab-› Mübin, Kur’ân’dan ibarettir.
Yafl ve kuru her fley içinde bulundu¤unu, flu ayet-i keri-
me beyan ediyor. Öyle mi? Evet, her fley içinde bulunur.
Fakat herkes her fleyi içinde göremez. Zira muhtelif de-
recelerde bulunur. Bazen çekirdekleri, bazen nüveleri,
bazen icmalleri, bazen düsturlar›, bazen alâmetleri, ya
sarahaten, ya iflareten, ya remzen, ya iphamen, ya ihtar
tarz›nda bulunurlar. Fakat ihtiyaca göre ve maksad-›
Kur’ân’a münasip bir tarzda ve iktiza-i makam münase-
betinde flu tarzlar›n birisiyle ifade ediliyor.
ahir:
son.
alâmet:
iflaret.
Arabiyyülibare:
Arapça ibare.
ayet-i kerîme:
Kur’ân’›n ayeti.
bahis:
konu.
Cenab-› Hak:
Hakk›n tâ kendisi
olan, fleref ve azamet sahibi yüce
Allah.
düstur:
kaide, esas.
ehemmiyet:
önemli olma.
feyiz:
bereket, irfan, ihsan.
i’caz-› Kur’ân:
Kur’ân’›n mu’cizeli-
¤i.
icmal:
özet, hulâsa, esas.
ihtar:
hat›rlatma.
iktiza-i makam:
makam›n gere-
¤i.
iphamen:
kapal› b›rakarak.
istinaden:
dayanarak.
‹flaratü’l-i’caz:
Bediüzzaman Said
Nursî’nin, Risale-i Nur Külliyat›nda
yer alan bir eseri.
itimat:
güvenme.
kavil:
söz.
Kitab-› Mübin:
iyiyi ve kötüyü,
güzel ve çirkini, hayr› ve flerri,
do¤ru yolu bildiren kitap.
Kur’ân:
Allah taraf›ndan vahiy
yoluyla Hz. Muhammed’e indiril-
mifl, semavî kitaplar›n sonuncu-
su.
lem’a:
par›lt›.
maksad-› Kur’ân:
Kur’ân’›n mak-
sad›.
mu’cizat-› enbiya:
peygamberle-
rin mu’cizeleri.
münasebet:
ba¤, ilgi, alâka.
münasip:
uygun.
nüve:
öz.
Rahîm:
merhamet eden, koru-
yan Allah.
Rahman:
rahmeti bütün herkese
yay›lan ve bütün yarat›lm›fllar›n
r›z›klar›n› ve geçim flekillerini içi-
ne alan rahmetin sahibi Allah.
remzen:
iflaret ederek.
sarahaten:
aç›kça.
tefsir:
Kur’ân’›n anlam›, yoru-
mu.
tevfik:
baflar›, muvaffak›yet.
1.
Rahman ve Rahîm olan Allah’›n ad›yla. • Yafl ve kuru ne varsa apaç›k bir kitapta yaz›lm›fl-
t›r. (En’am Suresi: 59.)
2.
‹flaratü'l-‹'caz
1914-1916 y›llar› aras›nda Birinci Dünya Savafl› esnas›nda cephede iken telif
edilmifl; 1918 y›l›nda ise neflredilmifltir.
398 | SÖZLER
Y
‹RM‹NC‹
S
ÖZ
1...,388,389,390,391,392,393,394,395,396,397 399,400,401,402,403,404,405,406,407,408,...1482
Powered by FlippingBook