Sözler - page 401

dahi en evvel mu’cize eli nev-i beflere hediye etmifltir. ‹fl-
te Hazret-i Nuh’un (aleyhisselâm) bir mu’cizesi olan sefi-
ne ve Hazret-i Yusuf’un (aleyhisselâm) bir mu’cizesi olan
saati, en evvel beflere hediye eden, dest-i mu’cizedir. Bu
hakikate lâtif bir iflarettir ki, sanatkârlar›n ekseri, her bir
sanatta birer peygamberi pir ittihaz ediyor. Meselâ, ge-
miciler Hazret-i Nuh’u (aleyhisselâm), saatçiler Hazret-i
Yusuf’u (aleyhisselâm), terziler Hazret-i ‹dris’i (aleyhisse-
lâm).
Evet, madem Kur’ân’›n her bir ayeti, çok vücuh-u ir-
fladî ve müteaddit cihat-› hidayeti oldu¤unu, ehl-i tahkik
ve ilm-i belâgat ittifak etmifller; öyle ise Kur’ân-› Mu’ci-
zülbeyan’›n en parlak ayetleri olan mu’cizat-› enbiya
ayetleri, birer hikâye-i tarihiye olarak de¤il, belki onlar,
çok maani-i irfladiyeyi tazammun ediyorlar. Evet, mu’ci-
zat-› enbiyay› zikretmesiyle fen ve sanat-› befleriyenin ni-
hayet hududunu çiziyor, en ileri gayat›na parmak bas›-
yor, en nihayet hedeflerini tayin ediyor; beflerin arkas›na
dest-i teflviki vurup, o gayeye sevk ediyor. Zaman-› ma-
zi, zaman-› müstakbel tohumlar›n›n mahzeni ve fluunat›-
n›n âyinesi oldu¤u gibi; müstakbel dahi mazinin tarlas› ve
ahvalinin âyinesidir. fiimdi misal olarak o çok vâsi men-
badan yaln›z birkaç numunelerini beyan edece¤iz.
Meselâ, Hazret-i Süleyman Aleyhisselâm›n bir mu’ci-
zesi olarak teshir-i havay› beyan eden
1
l
ô r
¡n
°T Én
¡ o
MGn
hn
Qn
h l
ô r
¡n
°T Én
g t
ho
óo
Z n
íj
u
ôdG n
ø '
ª r
« n
?°o
ùp
dn
h
ayeti, “
Hazret-i Süleyman, bir günde havada tayeran ile
SÖZLER | 401
Y
‹RM‹NC‹
S
ÖZ
ranlar.
ekser:
ço¤u.
gayat:
gayeler, amaçlar.
hakikat:
gerçek.
hikâye-i tarihiye:
tarihî hikâye.
hudut:
s›n›r.
ilm-i belâgat:
belâgat ilmi.
ittifak:
bir konuda, ortak bir ga-
yede anlaflma, fikir birli¤i etme.
ittihaz:
kabul etme, sayma.
Kur’ân-› Mu’cizülbeyan:
aç›kla-
malar›yla ak›llar› benzerini yap-
maktan âciz b›rakan Kur’ân
lâtif:
hofl, güzel.
maani-i irfladiye:
do¤ru yolu gös-
teren ifadeler.
mazi:
geçmifl zaman.
menba:
kaynak.
mu’cizat-› enbiya:
peygamberle-
rin mu’cizeleri.
mu’cize:
benzerini yapmaktan
insanlar›n âciz kald›¤› fley.
müstakbel:
gelecek zaman.
müteaddit:
türlü türlü, çeflitli.
nev-i befler:
insanl›k, bütün in-
sanlar.
nihayet:
son.
numune:
örnek, misal.
pir:
bir esnaf toplulu¤un ün veya
bir mesle¤in kurucusu ve bafl›
olarak kabul edilen zat.
sanat-› befleriye:
insan sanat›.
sefine:
gemi.
fluunat:
hâdiseler, olaylar.
tayeran:
uçma.
tayin:
gösterme, belirtme.
tazammun:
ihtiva etme, içine al-
ma.
teshir-i hava:
havan›n emir alt›-
na al›nmas›.
vâsi:
genifl, engin.
vücuh-u irfladî:
irflat yönleri, do¤-
ru yolu gösterme flekilleri.
zaman-› mazi:
geçmifl zaman.
zaman-› müstakbel:
gelecek za-
man.
ahval:
durumlar, hâller.
âyine:
ayna.
befler:
insanl›k.
beyan:
anlatma.
cihat-› hidayet:
hidayet yön-
leri.
dest-i mu’cize:
mu’cize eli.
dest-i teflvik:
teflvik eli.
ehl-i tahkik:
gerçe¤i araflt›-
1.
Rüzgâr› da Süleyman’›n emrine verdik ki, sabah gidifli bir ayl›k, akflam dönüflü de bir ayl›k
yol al›rd›. (Sebe Suresi: 12.)
1...,391,392,393,394,395,396,397,398,399,400 402,403,404,405,406,407,408,409,410,411,...1482
Powered by FlippingBook