Sözler - page 394

üstünde yuvarland›klar› da¤›n cesedine giydirilen ve çi-
çek ve meyvelerin murassaat›yla münakkafl ve müzeyyen
olan gömleklerin kemal-i intizam› ve hüsnüsanat›; kat’î,
flüphesiz flahadet eder.
‹flte, flu üç ayetin, hikmet nokta-i nazar›nda ne kadar
k›ymettar oldu¤unu gördünüz. fiimdi bak›n›z, Kur’ân’›n
letafet-i beyan›na ve i’caz-› belâgatine; nas›l flu zikrolu-
nan büyük ve genifl ve ehemmiyetli hakikatlerin uçlar›n›
üç f›kra içinde üç vak›a-i meflhure ve meflhude ile göste-
riyor ve medar-› ibret üç hâdise-i uhray› hat›rlatmakla lâ-
tif bir irflat yapar; mukavemetsûz bir zecreder.
Meselâ, ikinci f›krada der:
1
o
A n
BÉŸr
G o
¬ r
æ p
e o
êo
ô r
î n
«n
a o
?s
?° s
û n
j n
Én
Ÿ É n
¡ r
æ p
e s
¿ p
G n
h
fiu f›kra ile, Hazret-i Mûsa Aleyhisselâm›n asas›na kar-
fl› kemal-i flevk ile inflikak edip on iki gözünden on iki
çeflme ak›tan tafla iflaret etmekle, flöyle bir manay› ifham
ediyor ve manen diyor:
Ey benîisrail! Bir tek mu’cize-i Mûsa’ya (a.s.) karfl› ko-
ca tafllar yumuflar, parçalan›r; ya haflyetinden veya süru-
rundan a¤layarak sel gibi yafl ak›tt›¤› hâlde, hangi insaf-
la bütün mu’cizat-› Mûseviyeye (a.s.) karfl› temerrüt ede-
rek a¤lamay›p gözünüz cümut ve kalbiniz kat›l›k ediyor?
Hem, üçüncü f›krada der:
2
$G p
á` n
«°r
û n
N r
øp
e o
§p
Ñ r
¡n
j n
Én
Ÿ É n
¡ r
æ p
e s
¿ p
G n
h
fiu f›kra ile, Tur-i Sina’daki münacat-› Mûseviyede
(a.s.) vuku bulan tecelliye-i Celâliye heybetinden koca
benîisrail:
‹srailo¤ullar›, Yahudi-
ler.
cümut:
donukluk, sertlik.
ehemmiyet:
önemli, de¤erli.
hâdise-i uhra:
baflka olay.
hakikat:
gerçek.
haflyet:
korku, ürperti.
hüsnüsanat:
sanattaki güzellik.
i’caz-› belâgat:
belâgatin mu’ci-
zeli¤i.
ifham:
anlatma, bildirme.
inflikak:
yar›lma, çatlama.
irflat:
do¤ru yolu gösterme.
kat’î:
kesin.
kemal-i intizam:
tam ve eksiksiz
düzen.
kemal-i flevk:
tam ve kusursuz
bir istek.
Kur’ân:
Allah taraf›ndan vahiy
yoluyla Hz. Muhammed’e indiril-
mifl, semavî kitaplar›n sonuncu-
su.
lâtif:
hofl, güzel.
letafet-i beyan:
ifadenin güzelli-
¤i.
medar-› ibret:
ibret sebebi.
meflhut:
flahadet edilen
mu’cizat-› Mûseviye:
Hz. Mû-
sa’n›n mu’cizeleri.
mu’cize-i Mûsa:
Hz. Mûsa’n›n
mu’cizesi.
mukavemetsûz:
mukavemeti k›-
ran.
murassaat:
murassalar, süslen-
mifl fleyler.
münacat-› Mûseviye:
Hz. Mû-
sa’n›n duas›.
münakkafl:
nak›fll›.
müzeyyen:
ziynetlendirilmifl,
süslenmifl.
nokta-i nazar:
bak›fl aç›s›.
sürur:
sevinç, mutluluk.
flahadet:
flahitlik.
tecelliye-i celâliye:
Allah’›n bü-
yüklü¤ünün tecellileri.
temerrüt:
inat etme, hakk›
kabulde direnme.
tur-u Sina:
Mûsa Peygambe-
rin Allah kelâm›na nail oldu¤u
da¤›n ismi.
vak›a-i meflhure:
meflhur hâ-
dise.
zecir:
önleme, yasaklama.
1.
Öyle tafllar vard›r ki, yar›l›r da aralar›ndan sular akar. (Bakara Suresi: 74.)
2.
Öyle tafllar vard›r ki, Allah’›n korkusundan parçalan›p afla¤›lara yuvarlan›r. (Bakara Suresi:
74.)
394 | SÖZLER
Y
‹RM‹NC‹
S
ÖZ
1...,384,385,386,387,388,389,390,391,392,393 395,396,397,398,399,400,401,402,403,404,...1482
Powered by FlippingBook