Yirminci Söz
‹ki Makamd›r.
Birinci Makam
W
%É s
f p
G @ ¢ n
ù«
p
? r
H p
G s
=’ p
G B G o
ó n
é° n
ùn
a n
? n
O
n
’p
Gh o
ó o
é r
°SG p
ân
µ p
= Ä
n
? n
ª r
? p
d n
Éæ r
?o
b r
P p
Gn
h
n
? p
d
n
P p
ór
©n
H r
øp
e r
ºo
µ o
Hƒ o
?o
b r
â° n
ùn
b s
º o
K @ k
I n
ôn
?n
H Gƒ o
ën
Hr
òn
J r
¿n
G r
ºo
c o
ôo
er
Én
j
1
@ k
I n
ƒ° r
ùn
b t
ón
°Tn
G r
hn
G p
I n
QÉn
é p
ër
dÉn
c
n
»p
¡n
a
B
‹R GÜN
flu ayetleri okurken, ‹blisin ilkaat›na karfl›
Kur’ân-› Hakîm’in feyzinden üç nükte ilham edildi. Ves-
vesenin sureti fludur:
Dedi ki: “Dersiniz, ‘Kur’ân mu’cizedir; hem nihayetsiz
belâgattedir; hem umuma her vakitte hidayettir.’ Hâlbu-
ki, flöyle baz› hâdisat-› cüz’iyeyi tarihvari bir surette mu-
s›rrâne tekrar etmekte ne mana var? Bir ine¤i kesmek
gibi bir vak›a-i cüz’iyeyi, o kadar mühim tavsifat ile böy-
le zikretmek, hatta o sure-i azîmeye de
el-Bakara
tes-
miye etmekte ne münasebet var? Hem de “Âdem’e sec-
de” olan hâdise, s›rf bir emr-i gaybîdir. Ak›l ona yol bula-
maz. Kavi bir imandan sonra teslim ve iz’an edilebilir.
Hâlbuki Kur’ân, umum ehl-i akla ders veriyor.
SÖZLER | 387
Y
‹RM‹NC‹
S
ÖZ
hâdisat-› cüz’iye:
küçük ve basit
olaylar.
hâdise:
olay.
hâlbuki:
hakikat flu ki oysa ki.
hidayet:
do¤ru olan.
iblis:
fleytan.
ilham:
Allah taraf›ndan insan›n
kalbine veya zihnine indirilen
mana.
ilkaat:
akl› çelme.
iman:
inanç.
iz’an:
gönülden inanma.
kavi:
kuvvetli.
Kur’ân:
Allah taraf›ndan vahiy
yoluyla Hz. Muhammed’e indiril-
mifl, semavî kitaplar›n sonuncu-
su.
Kur’ân-› Hakîm:
her ayet ve su-
resinde say›s›z hikmet ve fayda-
lar bulunan Kur’ân.
mu’cize:
benzerini yapmaktan
insanlar›n âciz kald›¤› fley.
mus›rrâne:
›srarla.
mühim:
önemli.
münasebet:
alâka.
nihayetsiz:
sonsuz.
nükte:
herkesin anlayamad›¤› in-
ce mana
secde:
bafl e¤me.
s›rf:
sadece.
sure-i azîme:
büyük sure.
suret:
görünüfl tarz.
tarihvari:
tarih gibi.
tavsifat:
vas›fland›rmalar.
tesmiye:
isimlendirme.
umum:
bütün herkes.
vak›a-i cüz’iye:
küçük ve basit
olay.
vesvese:
kalbe gelen as›ls›z kötü
ve sinsi düflünce.
zikretmek:
ifade etmek.
Âdem:
Cenab-› Allah’›n yarat-
t›¤› ilk insan ve insanl›¤›n ilk
atas›.
bakara:
inek, öküz.
belâgat:
sözün düzgün, ku-
sursuz, yerinde ve hâlin ve
makam›n icab›na göre söy-
lenmesi.
ehl-i ak›l:
ak›l sahipleri.
el-Bakara:
Kur’ân’›n 2. suresi.
emr-i gaybî:
gizli emir.
feyiz:
ihsan.
1.
Rahman ve Rahîm olan Allah’›n ad›yla. • Meleklere “Âdem’e secde edin” dedi¤imizde, ‹b-
lis hariç secde ettiler. ‹blis ise bundan kaç›nd›. • Allah size bir inek kesmenizi emrediyor. •
Sonra, bütün bunlar›n ard›ndan kalbiniz yine kat›laflt›. Sanki tafl kesildi, hatta tafltan da kat›-
laflt›. (Bakara Suresi: 34, 67, 74.)
]
Yirminci Söz
, 1926’da
Barla’da Türkçe olarak
telif edilmifltir.