1
n
¿Én
c És
ªp
e o
´n
ór
Hn
G p
¿Én
µr
ep
’r
G?p
a ¢n
ùr
« n
d
dediren flu meflhut intizam-
› faik, flu rahmet içinde kusursuz hüsnüsanat ve misilsiz
cemal-i rububiyet, hiç böyle bir çirkinli¤i, böyle bir mer-
hametsizli¤i, böyle bir intizams›zl›¤› kabul eder mi ki, en
cüz’î, en ehemmiyetsiz arzular›, sesleri ehemmiyetle ifli-
tip ifa etsin, en ehemmiyetli, en lüzumlu arzular› ehem-
miyetsiz görüp iflitmesin, anlamas›n, yapmas›n? Hâflâ ve
kellâ, yüz bin defa hâflâ; böyle bir cemal, böyle bir çir-
kinli¤i kabul etmez, çirkin olmaz.
Yahu, ey hayalî arkadafl›m! fiimdilik kâfidir, geri git-
meliyiz. Yoksa yüz sene flu zamanda, flu cezirede kalsak,
yine o zat›n garaib-i icraat›n› ve acaib-i vezaifini, yüzden
birisine, tamamen ihata edip, temaflas›nda doyamay›z.
fiimdi, gel, üstünde dönece¤imiz her asra birer birer ba-
kaca¤›z. Bak, nas›l her as›r, o flems-i hidayetten ald›klar›
feyiz ile çiçek açm›fllar; Ebu Hanife, fiafiî, Bayezit-i Bis-
tamî, fiah-› Geylânî, fiah-› Nakflibend, ‹mam-› Gazalî,
‹mam-› Rabbanî gibi milyonlar münevver meyveler veri-
yor.
Meflhudat›m›z›n tafsilât›n› baflka vakte talik edip, o
mu’ciznüma ve hidayetedaya bir k›s›m kat’î mu’cizat›na
iflaret eden bir salâvat getirmeliyiz:
¢p
Tr
ôn
©dG n
øp
e p
º«/
Ms
ôdG p
ø'
ªr
Ms
ôdG n
øp
e o
º«/
µn
?r
G o
¿Én
br
ôo
Ø r
dG p
¬r
«n
?n
Y n
?p
õr
fo
G r
øn
e '
¤n
Y
p
On
ón
©p
H m
?n
Ón
°S p
?r
dn
G o
?r
dn
Gn
h m
In
Ón
°U p
?r
dn
G o
?r
dn
G m
ós
ªn
ëo
e Én
fp
óu
«°n
S p
º«/
¶n
©r
dG
o
Qƒo
Hs
õdGn
h o
?«p
ér
fp
’r
Gn
h o
ájn
Qr
ƒs
àdG p
¬p
àn
dÉn
°Sp
ôp
H n
ös
ûn
H r
øn
e n
¤n
Y
2
@ /
¬p
às
eo
G p
äÉn
æn
°ùn
M
acaib-i vezaif:
vazifelerin flafl›rt›-
c›l›¤›.
Arfl-› Azîm:
Cenab-› Hakk›n salta-
nat›n›n büyük dairesi.
arzu:
istek.
as›r:
yüzy›l.
Bayezit-i Bistamî:
Hicrî 188-261
tarihleri aras›nda yaflam›fl büyük
evliya. bkz. fiah›s Bilgileri.
cemal:
güzellik.
cemal-i rububiyet:
Allah’›n bü-
tün varl›klar› kuflatan mükemmel
yönetimi, terbiye etmedeki eflsiz
güzelli¤i.
cezire:
yar›mada.
cüz’î:
pek az.
Ebu Hanife:
‹mam-› Azam Ebu
Hanife. bkz. fiah›s Bilgileri.
ehemmiyet:
önem.
faik:
üstünlük, farkl› ve üstün
olan.
feyiz:
irfan, ihsan.
Furkan-› Hakîm:
do¤ruyu yanl›fl-
tan ay›ran hikmetli Kur’ân.
garaib-i icraat:
ifllerin hayret ve-
ricili¤i.
hâflâ ve kellâ:
asla ve kesinlikle.
hidayeteda:
hidayet sebeplerini
yerine getiren.
hüsnüsanat:
sanattaki güzellik.
ifa:
yerine getirme.
ihata:
kuflatma.
‹mam-› Gazalî:
bkz. fiah›s Bilgileri.
‹mam-› Rabbanî:
bkz. flah›s Bilgi-
leri.
intizam:
uyum, düzenlilik.
intizam-› faik:
üstün düzen, inti-
zam.
kat'î:
kesin.
meflhudat:
görünenler.
meflhut:
görünen, bilinen.
misilsiz:
benzersiz, eflsiz.
mu’ciznüma:
mu’cize gösteren.
münevver:
ayd›nlat›lm›fl.
Rahman-› Rahîm:
dünya ve
ahirette yaratt›klar›na sonsuz
flefkat ve merhametiyle mu-
amele eden Allah.
rahmet:
her fleyi kuflatan ih-
sanlar, ikramlar, ba¤›fllar.
salâvat:
Hz. Muhammed’e
rahmet ve esenlik dileme.
fiafiî:
‹mam-› fiafiî. bkz. fiah›s
Bilgileri.
fiah-› Geylânî:
Abdülkadir-i
Geylânî. bkz. fiah›s Bilgileri.
fiah-› Nakflibend:
bkz. fiah›s
Bilgileri.
flems-i hidayet:
hidayet gü-
nefli Hz. Muhammed.
tafsilât:
aç›klamalar, izahlar.
talik:
tehir, erteleme.
temafla:
hayretle bak›p sey-
retme.
1.
‹mkân dairesi içinde, flu andaki durumdan daha mükemmeli, daha üstünü, daha güzeli
yoktur. (‹mam-› Gazalî)
2.
Rahmanirrahîm olan Allah’›n, Furkan-› Hakîm’i Arfl-› Azîmden üzerine indirdi¤i zat olan
Efendimiz Muhammed’e (a.s.m.) ümmetinin iyilikleri adedince milyon salât ve milyon selâm
olsun.
380 | SÖZLER
O
N
D
OKUZUNCU
S
ÖZ