Sözler - page 208

Evet, insana, sermaye-i ömür ve cihazat-› insaniye,
mezkûr vezaif için verilmifltir.
Ey sersem nefsim ve ey pürheves arkadafl›m! Âyâ zan-
nediyor musunuz ki, vazife-i hayat›n›z yaln›z terbiye-i
medeniye ile güzelce muhafaza-i nefis etmek, ay›p olma-
s›n, bat›n ve fercin hizmetine mi münhas›rd›r? Yahut,
zannediyor musunuz ki, hayat›n›z›n makinesinde derç
edilen flu nazik letaif ve maneviyat ve flu hassas aza ve
alât ve flu muntazam cevarih ve cihazat ve flu mütecessis
havas ve hissiyat›n gaye-i yegânesi, flu hayat-› fâniyede,
nefs-i rezilenin, hevesat-› süfliyenin tatmini için istimali-
ne mi münhas›rd›r? Hâflâ ve kellâ!
Belki, vücudunuzda flunlar›n yarat›lmas› ve f›trat›n›zda
bunlar›n gaye-i idhali, iki esast›r:
B i r i
: Cenab-› Mün’im-i Hakikî’nin bütün nimetlerinin
her bir çeflitlerini size ihsas ettirip flükrettirmekten ibaret-
tir. Siz de hissedip flükür ve ibadetini etmelisiniz.
‹ k i nc i s i
: Âleme tecelli eden esma-i kudsiye-i ‹lâhiye-
nin bütün tecelliyat›n›n aksam›n›, birer birer size o ciha-
zat vas›tas›yla bildirip, tatt›rmakt›r. Siz dahi, tatmakla ta-
n›yarak iman getirmelisiniz.
‹flte, bu iki esas üzerine, kemalât-› insaniye neflvüne-
ma bulur, bununla insan insan olur.
‹nsaniyetin cihazat›, hayvan gibi hayat-› dünyeviyeyi
kazanmak için verilmemifl oldu¤una, flu temsil s›rr›yla
bak:
aksam:
k›s›mlar.
alât:
aletler.
âlem:
kâinat, tüm varl›klar.
âyâ:
acaba?
aza:
organlar.
bat›n:
kar›n.
Cenab-› Mün’im-i Hakikî:
nimet-
lerin hakikî sahibi olan Allah.
cevarih:
organlar.
cihazat:
cihazlar, organlar, duy-
gular, azalar.
cihazat-› insaniye:
insandaki
maddî manevî organlar.
derç:
yerlefltirme.
esas:
temel, gerçek.
esma-i kudsiye-i ‹lâhiye:
‹lâhî
temiz isimler.
ferc:
üreme organ›.
f›trat:
yarat›l›fl.
gaye-i idhal:
yerlefltirilme gayesi.
gaye-i yegâne:
tek gaye.
hassas:
duygulu, içli.
hâflâ:
asla, kat’iyen.
havâs:
duygular.
hayat-› dünyeviye:
dünyaya ait
olan hayat.
hayat-› fâniye:
geçici hayat.
hevesat-› süfliye:
afla¤›l›k istek-
ler.
his:
duygu.
hissiyat:
hisler.
ihsas:
hissettirme.
istimal:
kullanma.
kellâ:
asla.
kemalât-› insaniye:
insana ait
mükemmellikler.
letaif:
duygular.
maneviyat:
manevî âleme ait
olan fleyler.
mezkûr:
ad› geçen, an›lan.
muhafaza-i nefis:
kiflinin kendisi-
ni ve can›n› korumas›.
muntazam:
nizaml›, düzgün.
münhas›r:
ayr›lm›fl, s›n›rl›.
mütecessis:
araflt›ran, gizli fleyle-
ri ö¤renmeye çal›flan.
nazik:
ince, güzel.
nefis:
kendi.
nefs-i rezile:
kötülü¤e sevk eden
nefis.
neflvünema:
büyüme, geliflme.
nimet:
hayat için istifadeye su-
nulan her fley.
pürheves:
çok hevesli, istekli.
sermaye-i ömür:
ömür sermaye-
si.
sersem:
düflünmeden hare-
ket eden.
flükür:
hoflnutluk, memnun-
luk, kanaat, raz› olma.
tatmin:
doyurma.
tecelli:
yans›ma, görünme.
tecelliyat:
tecelliler.
temsil:
misal, örnek.
terbiye-i medeniye:
medeni-
yetin verdi¤i terbiye, kültür;
uygarl›k kültürü.
vas›ta:
araç.
vazife-i hayat:
hayat vazifesi.
vezaif:
ödevler.
208 | SÖZLER
O
N
B
‹R‹NC‹
S
ÖZ
1...,198,199,200,201,202,203,204,205,206,207 209,210,211,212,213,214,215,216,217,218,...1482
Powered by FlippingBook