talimatn, ahali dinlemedikleri vakit, elbette o kasr teb-
dil ve tahvil edilecek.
Ey Arkadafl! Hikâye burada bitti. E¤er flu temsilin sr-
rn anladnsa bak, hakikatin yüzünü de gör.
flte o saray flu âlemdir ki; tavan, tebessüm eden yl-
dzlarla tenvir edilmifl gökyüzüdür. Taban ise, flarktan
garba, gûnagûn çiçeklerle süslendirilmifl yeryüzüdür.
O melik ise, ezel ebed sultan olan bir Zat- Mukaddes-
tir ki, yedi kat semavat ve arz ve içlerinde olan her fley,
kendilerine mahsus lisanlarla o Zat takdis edip tesbih
ediyorlar. Hem öyle bir Melik-i Kadîr ki, semavat ve arz
alt günde yaratarak, arfl- rububiyetinde durup, gece ve
gündüzü siyah ve beyaz iki hat gibi birbiri arkas sra dön-
dürüp, kâinat sahifesinde ayatn yazan ve günefl, ay, yl-
dzlar, emrine musahhar zîhaflmet ve zîkudret sahibidir.
O sarayn menzilleri ise, flu on sekiz bin âlemdir ki,
her birisi kendine lâyk bir tarz ile tezyin ve tanzim edil-
mifltir. flte o sarayda gördü¤ün sanayi-i garibe ise, flu
âlemde görünen kudret-i lâhiyenin mucizeleridir. Ve o
sarayda gördü¤ün taamlar ise, flu âlemde, hele yaz mev-
siminde, hele Barla bahçelerinde rahmet-i lâhiyenin se-
merat- harikalarna iflarettir. Ve oradaki ocak ve matbah
ise, burada kalbinde atefl olan arz ve sath- arzdr. Ve
orada, temsilde gördü¤ün gizli definelerin cevherleri ise,
flu hakikatte esma-i kudsiye-i lâhiyenin cilvelerine misal-
dir. Ve temsilde gördü¤ümüz nakfllar ve o nakfllarn re-
mizleri ise, flu âlemi süslendiren muntazam masnuat ve
ahali:
halk.
âlem:
bütün yaratlmfllar.
arfl- rububiyet:
Allahn büyük-
lü¤ünün, hüküm ve egemenli¤i-
nin tecelli etti¤i yer.
arz:
yer.
ayat:
iflaretler, ayetler.
Barla:
bkz. Yer Bilgileri.
cevher:
kymetli tafl.
cilve:
görüntü, yansma.
define:
hazine.
ebed:
sonsuzluk, daimîlik.
esma-i kudsiye-i lâhiye:
Allahn
her türlü kusur ve noksandan yü-
ce isimleri.
ezel ve ebed sultan:
bafllangç
ve sonu olmakszn, hüküm salta-
nat sürekli devam eden sultan.
garp:
bat.
gûnagûn:
günden güne.
hakikat:
gerçek.
hat:
çizgi.
kâinat:
yaratlmfl olan fleylerin
tamam, evren.
kasr:
saray.
kat:
tabakalarn her biri.
kudret-i lâhiye:
Allahn güç ve
kudreti.
lâyk:
uygun, münasip.
lisan:
dil.
mahsus:
özel.
masnuat:
sanatla yaplmfl fleyler.
matbah:
mutfak.
melik:
padiflah.
Melik-i Kadîr:
sonsuz güç ve
kudret sahibi ve her fleyin sahibi
olan Allah.
menzil:
ev, oda.
misal:
örnek, numune.
mucize:
bir benzerini yapma ko-
nusunda baflkalarn âciz brakan
ola¤anüstü fley.
muntazam:
intizaml.
musahhar:
boyun e¤en.
nakfl:
süsleme.
rahmet-i lâhiye:
Allahn rah-
meti, flefkati, merhameti.
remiz:
iflaret.
sanayi-i garibe:
benzersiz garip
sanatlar.
sath- arz:
yer yüzü.
semavat:
gökler.
semerat- harika:
harika meyve-
ler.
flark:
do¤u.
taam:
yemek, afl.
tahvil:
dönüfltürme.
takdis:
Allah her türlü eksik-
lik ve çirkinlikten yüce tutma.
talimat:
emirler.
tanzim:
düzenleme.
tarz:
flekil, biçim.
tebdil:
de¤ifltirme.
tebessüm:
gülümseme.
temsil:
misal, benzetme, ör-
nek.
tenvir:
aydnlatma.
tesbih:
Allah yüce flanna lâ-
yk ifadelerle anma.
tezyin:
süslü, süsleme.
Zat:
Allah, kifli, flahs.
Zat- Mukaddes:
her türlü
noksan sfatlardan uzak olan
Allah.
zîhaflmet:
haflmet sahibi,
haflmetli.
zîkudret:
güç ve kudret sahi-
bi.
202 | SÖZLER
O
N
B
RNC
S
ÖZ