Sözler - page 199

ne vecihle saray sahibinin kemalât›na ve hünerlerine de-
lâlet ettiklerini, o saraya girenlere tarif etsin ve girmenin
adab›n› ve seyrin merasimini bildirip, o görünmeyen sul-
tana karfl› marziyat› dairesinde teflrifat merasimini tarif
etsin.
‹flte o muarrif üstad›n, her bir dairede birer avanesi bu-
lunuyor. Kendisi, en büyük dairede flakirtleri içinde dur-
mufl, bütün seyircilere flöyle bir tebligatta bulunuyor, di-
yor ki:
“Ey ahali! fiu kasr›n meliki olan seyyidimiz, bu fleyle-
rin izhar›yla ve bu saray› yapmas›yla, kendini size tan›t-
t›rmak istiyor; siz dahi onu tan›y›n›z ve güzelce tan›ma-
ya çal›fl›n›z.
“Hem, flu tezyinatla, kendini size sevdirmek istiyor; siz
dahi onun sanat›n› takdir ve ifllerini istihsan ile kendinizi
ona sevdiriniz.
“Hem, bu gördü¤ünüz ihsanat ile size muhabbetini
gösteriyor; siz dahi itaat ile ona muhabbet ediniz.
“Hem, flu görünen in’am ve ikramlar ile size flefkatini
ve merhametini gösteriyor; siz dahi flükür ile ona hürmet
ediniz.
“Hem, flu kemalât›n›n âsâr›yla, manevî cemalini size
göstermek istiyor; siz dahi onu görmeye ve teveccühünü
kazanmaya ifltiyak›n›z› gösteriniz.
“Hem, bütün flu gördü¤ünüz masnuat ve müzeyyenat
üstünde birer mahsus sikke, birer hususî hatem, birer
SÖZLER | 199
O
N
B
‹R‹NC‹
S
ÖZ
olunan fleyler, istenenler.
masnuat:
sanat eseri varl›klar.
melik:
hükümdar.
merasim:
tören.
merhamet:
ac›mak, flefkatte bu-
lunmak.
muarrif:
tarif eden, tan›t›c›.
muhabbet:
sevgi, dostluk.
müzeyyenat:
süslü fleyler.
seyir:
yürüyüfl.
seyyid:
efendi, reis.
sikke:
iflaret, mühür.
flakirt:
ö¤renci, talebe.
flefkat:
içten ve karfl›l›ks›z mer-
hamet.
flükür:
memnuniyet, hoflnutluk.
takdir:
takdir etmek.
tarif:
tan›tma.
tebligat:
bildiriler.
teflrifat:
kabul töreni, protokol
teveccüh:
ilgi, yönelifl.
tezyinat:
süslü, nak›fll›.
üstat:
ö¤retici muallim.
vecih:
yön, tarz.
adap:
edepler, kurallar.
ahali:
halk.
âsâr:
eserler.
avane:
yard›mc›.
cemal:
güzellik.
delâlet:
iflaret etme, delil ol-
ma.
hatem:
mühür, damga.
hususî:
özel.
hüner:
beceri.
hürmet:
sayg›.
ihsanat:
iyilikler, ba¤›fllar.
ikram:
arma¤an, ba¤›fl.
in’am:
nimetlendirme.
istihsan:
güzel bulma.
ifltiyak:
fliddetli arzu ve istek.
itaat:
uyma, dinleme.
izhar:
a盤a vurma.
kas›r:
köflk, saray.
kemalât:
iyilikler, mükem-
mellikler.
mahsus:
özel olan.
manevî:
maddî olmayan.
marziyat:
hofla giden, raz›
1...,189,190,191,192,193,194,195,196,197,198 200,201,202,203,204,205,206,207,208,209,...1482
Powered by FlippingBook