ne vecihle saray sahibinin kemalâtna ve hünerlerine de-
lâlet ettiklerini, o saraya girenlere tarif etsin ve girmenin
adabn ve seyrin merasimini bildirip, o görünmeyen sul-
tana karfl marziyat dairesinde teflrifat merasimini tarif
etsin.
flte o muarrif üstadn, her bir dairede birer avanesi bu-
lunuyor. Kendisi, en büyük dairede flakirtleri içinde dur-
mufl, bütün seyircilere flöyle bir tebligatta bulunuyor, di-
yor ki:
Ey ahali! fiu kasrn meliki olan seyyidimiz, bu fleyle-
rin izharyla ve bu saray yapmasyla, kendini size tant-
trmak istiyor; siz dahi onu tanynz ve güzelce tanma-
ya çalflnz.
Hem, flu tezyinatla, kendini size sevdirmek istiyor; siz
dahi onun sanatn takdir ve ifllerini istihsan ile kendinizi
ona sevdiriniz.
Hem, bu gördü¤ünüz ihsanat ile size muhabbetini
gösteriyor; siz dahi itaat ile ona muhabbet ediniz.
Hem, flu görünen inam ve ikramlar ile size flefkatini
ve merhametini gösteriyor; siz dahi flükür ile ona hürmet
ediniz.
Hem, flu kemalâtnn âsâryla, manevî cemalini size
göstermek istiyor; siz dahi onu görmeye ve teveccühünü
kazanmaya ifltiyaknz gösteriniz.
Hem, bütün flu gördü¤ünüz masnuat ve müzeyyenat
üstünde birer mahsus sikke, birer hususî hatem, birer
SÖZLER | 199
O
N
B
RNC
S
ÖZ
olunan fleyler, istenenler.
masnuat:
sanat eseri varlklar.
melik:
hükümdar.
merasim:
tören.
merhamet:
acmak, flefkatte bu-
lunmak.
muarrif:
tarif eden, tantc.
muhabbet:
sevgi, dostluk.
müzeyyenat:
süslü fleyler.
seyir:
yürüyüfl.
seyyid:
efendi, reis.
sikke:
iflaret, mühür.
flakirt:
ö¤renci, talebe.
flefkat:
içten ve karfllksz mer-
hamet.
flükür:
memnuniyet, hoflnutluk.
takdir:
takdir etmek.
tarif:
tantma.
tebligat:
bildiriler.
teflrifat:
kabul töreni, protokol
teveccüh:
ilgi, yönelifl.
tezyinat:
süslü, nakfll.
üstat:
ö¤retici muallim.
vecih:
yön, tarz.
adap:
edepler, kurallar.
ahali:
halk.
âsâr:
eserler.
avane:
yardmc.
cemal:
güzellik.
delâlet:
iflaret etme, delil ol-
ma.
hatem:
mühür, damga.
hususî:
özel.
hüner:
beceri.
hürmet:
sayg.
ihsanat:
iyilikler, ba¤fllar.
ikram:
arma¤an, ba¤fl.
inam:
nimetlendirme.
istihsan:
güzel bulma.
ifltiyak:
fliddetli arzu ve istek.
itaat:
uyma, dinleme.
izhar:
aç¤a vurma.
kasr:
köflk, saray.
kemalât:
iyilikler, mükem-
mellikler.
mahsus:
özel olan.
manevî:
maddî olmayan.
marziyat:
hofla giden, raz