olduklarn tahayyül etti¤inden ve mektubat- Samedâni-
ye olan flu mevcudat sahifelerini manasz, karma karflk
tasavvur etti¤inden ve âlem-i rahmete yol açan kabir ka-
psn zulümat- adem a¤z tasavvur etti¤inden ve eceli ise
hakikî ahbaplara visal daveti oldu¤u hâlde, bütün ahbap-
lardan firak nöbeti tasavvur etti¤inden, hem kendini deh-
fletli bir azab- elîmde brakyor, hem mevcudat, hem
Cenab- Hakkn esmasn, hem mektubatn inkâr ve tez-
yif ve tahkir etti¤inden merhamete ve flefkate lâyk olma-
d¤ gibi, fliddetli bir azaba da müstahaktr; hiçbir cihette
merhamete lâyk de¤ildir.
flte, ey bedbaht ehl-i dalâlet ve sefahat! fiu dehfletli su-
kuta karfl ve ezici meyusiyete mukabil, hangi tekemmü-
lünüz, hangi fünununuz, hangi kemaliniz, hangi medeni-
yetiniz, hangi terakkiyatnz karfl gelebilir? Ruh-u befle-
rin efledd-i ihtiyaç ile muhtaç oldu¤u hakikî teselliyi ne-
rede bulabilirsiniz? Hem, güvendi¤iniz ve bel ba¤lad¤-
nz ve âsâr- lâhiyeyi ve ihsanat- Rabbaniyeyi onlara is-
nat etti¤iniz hangi tabiatnz, hangi esbabnz, hangi fleri-
kiniz, hangi keflfiyatnz, hangi milletiniz, hangi batl
mabudunuz sizi, sizce idam- ebedî olan mevtin zulüma-
tndan kurtarp kabir hududundan, berzah hududundan,
mahfler hududundan, Srat Köprüsünden hâkimâne ge-
çirebilir, saadet-i ebediyeye mazhar edebilir?
Hâlbuki, kabir kapsn kapamad¤nz için, siz katî
olarak bu yolun yolcususunuz. Böyle bir yolcu, öyle biri-
sine dayanr ki, bütün bu daire-i azîme ve bu genifl hu-
dutlar onun taht- emrinde ve tasarrufundadr.
ahbap:
dostlar.
âlem-i rahmet:
rahmet dünyas.
âsâr- lâhiye:
lâhî eserler.
azab- elîm:
elem ve ztrap ve-
ren azap.
azap:
ceza, iflkence.
batl:
bofl, hurafe.
bedbaht:
bahtsz.
berzah:
ruhlarn kyamete kadar
bekleyece¤i, dünya ile ahiret ara-
sndaki yer.
cihet:
yön.
daire-i azîme:
genifl ve büyük
daire.
davet:
ça¤rma, ça¤r.
ecel:
Allah tarafndan takdir edi-
len ölüm vakti.
ehl-i dalâlet:
dalâlet ehli; azgn
ve sapkn kimseler.
esbap:
sebepler.
esma:
isimler.
efledd-i ihtiyaç:
çok fazla muhtaç
olunma.
firak:
ayrlk.
fünun:
fenler.
hakikî:
gerçek.
hâkimâne:
hükmeder bir flekilde.
hudut:
snrlar.
idam- ebedî:
dirilmemek üzere
yok olufl.
ihsanat- Rabbaniye:
bütün var-
lklar terbiye ve idare eden Ce-
nab- Hakkn iyilikleri ve ba¤fllar.
inkâr:
reddetme, kabul ve tasdik
etmeme.
isnat:
dayandrma.
kabir:
mezar.
katî:
kesin.
kemal:
olgunluk, tamlk, mükem-
mellik.
keflfiyat:
keflifler.
lâyk:
uygun, liyakatli.
mabud:
kendisine ibadet olunan.
mahfler:
kyamette ölülerin dirilip
toplanacaklar yer.
manasz:
anlamsz.
mazhar:
nail olma, kavuflma.
medeniyet:
medenîlik, uygarlk.
mektubat:
(Cenab- Hakkn) mek-
tuplar, Onun isim ve sfatlarn
anlatan varlklar.
mektubat- Samedâniye:
Samed
olan Cenab- Hakkn isim ve sfat-
larn anlatan, Allahn birli¤ini
gösteren varlklar.
merhamet:
acma, flefkat göster-
me.
mevcudat:
var olan her fley,
mahlûklar.
mevt:
ölüm.
meyusiyet:
ümitsizlik.
muhtaç:
ihtiyaç içinde olma.
mukabil:
karflk.
müstahak:
hak etmifl.
ruh-u befler:
insan ruhu.
saadet-i ebediye:
sonsuz mutlu-
luk.
sahife:
sayfa.
sefahat:
zevk ve e¤lenceye
aflr derecede düflkünlük.
sukut:
de¤erden düflme.
Srat Köprüsü:
Cehennem
üzerine kurulu olan ve Cen-
nete gitmek için geçilmesi
gereken köprü.
flefkat:
acyarak, içten ve kar-
fllksz merhamet.
flerik:
ortak.
tabiat:
maddî âlem.
tahayyül:
hayal etme.
tahkir:
hor görme, afla¤lama.
taht-i emir:
emir ve idare al-
tnda.
tasarruf:
kullanma hakk.
tasavvur:
bir fleyi zihinde fle-
killendirme, tasarlama.
tekemmül:
olgunlaflma, ke-
male erme.
terakkiyat:
yükselmeler iler-
lemeler, geliflmeler.
teselli:
avunma.
tezyif:
küçük düflürme, alaya
alma.
visal:
kavuflma.
zulümat:
karanlklar.
zulümat- adem:
yokluk ve
hiçlik karanlklar.
1032 | SÖZLER
O
TUZ
KNC
S
ÖZ