Sözler - page 1025

Demek, Sâni-i Zülcelâl’in ve Hakîm-i Zülcemal’in ve
Kadîr-i Zülkemal’in zat›ndaki cemal-i zatî ve kemalât-› za-
tiyesi terahhum ve tahannün ister ve
Rahman
ve
Han-
nan
isimlerini tecelliye sevk eder.
Terahhum ve tahannün ise, rahmet ve nimeti göster-
mekle
Rahîm
ve
Mün’im
isimlerini cilveye sevk eder.
Rahmet ve nimet ise teveddüt, tearrüf fle’nlerini iktiza
edip,
Vedûd
ve
Maruf
isimlerini tecelliye sevk eder, mas-
nuun bir perdesinde onlar› gösterir.
Teveddüt ve tearrüf ise, lütuf ve kerem manalar›n› tah-
rik eder;
Lâtif
ve
Kerîm
isimlerini masnuun baz› perde-
lerinde okutturuyor.
Lütuf ve kerem fle’nleri ise, tezyin ve tenvir fiillerini
tahrik eder,
Müzeyyin
ve
Münevvir
isimlerini masnuun
hüsün ve nuraniyeti lisan›yla okutturur.
Ve o tezyin ve tahsin fle’nleri ise, sun’ ve inayet ma-
nalar›n› iktiza eder ve
Sâni
ve
Muhsin
isimlerini o mas-
nuun güzel simas›yla okutturur.
Ve o sun’ ve inayet ise, bir ilim ve hikmeti iktiza eder
ve ism-i
Alîm
ve
Hakîm
’i o masnuun intizaml›, hikmetli
azas›yla okutturur.
O ilim ve hikmet ise, tanzim, tasvir, teflkil fiillerini ikti-
za ediyor;
Musavvir
ve
Mukaddir
isimlerini, masnuun
hey’etiyle, flekliyle okutturur, gösterir.
SÖZLER | 1025
O
TUZ
‹
K‹NC‹
S
ÖZ
mal ve kudret sahibi olan, Allah.
kemalât-› zatî:
Cenab-› Hakk›n
zat›na mahsus yücelikler, mü-
kemmellikler.
kerem:
cömertlik, lütuf, ihsan.
Kerîm:
ikram ve ihsan› bol olan
Allah.
lâtif:
Allah’›n güzel isimlerinden.
lisan:
dil.
lütuf:
hoflluk, güzellik.
mana:
anlam.
Maruf:
bütün mahlûkat taraf›n-
dan bilinip tan›nan Allah.
masnu:
sanatla yap›lm›fl.
Muhsin:
sonsuz iyilik ve ihsanda
bulunan Allah.
Mukaddir:
takdir eden Allah.
Musavvir:
yaratt›klar›n› diledi¤i
surette yaratan; Allah.
Münevvir:
tenvir eden, nurland›-
ran Allah.
Mün’im:
nimet veren.
Müzeyyin:
tezyin eden, süsleyen
Allah.
nimet:
lütuf, ihsan.
nuraniyet:
nurluluk, ayd›nl›k.
perde:
örtü.
Rahîm:
sonsuz merhamet sahibi
olan Allah.
Rahman:
rahmeti bütün herkese
yay›lan ve bütün yarat›lm›fllar›n
r›z›klar›n› ve geçim flekillerini içi-
ne alan rahmetin sahibi Allah.
rahmet:
merhamet etme, ba¤›fl-
lama, flefkat gösterme.
Sâni:
her fleyi sanatl› olarak yara-
tan Allah.
Sâni-i Zülcelâl:
sonsuz büyüklük
sahibi ve her fleyi sanatl› yaratan
Allah.
sima:
yüz, çehre.
sun’:
sanatl› yapma.
fle’n:
hâl, ifl.
tahannün:
flefkat etme.
tahrik:
harekete geçirme.
tahsin:
süsleme, güzellefltirme.
tanzim:
düzenleme.
tasvir:
bir fleyi çeflitli ifade tarzla-
r›yla anlatma.
tearrüf:
karfl›l›kl› anlaflma, tan›fl-
ma.
teceddüt:
tazelenme, yenilenme.
tecelli:
görünme.
tenvir:
nurland›rma, ayd›nlatma.
terahhum:
merhamet etme, ac›-
ma.
teflkil:
flekillendirme, oluflturma.
teveddüt:
sevgi gösterme.
tezyin:
süsleme, ziynetlendirme.
Vedûd:
çok flefkatli olan ve çok
sevgi beslenen, seven ve sevilen
Allah.
zat:
azamet ve ululuk sahibi.
aza:
organlar, uzuvlar.
cemal-i zatî:
(Allah’›n) zat›na
ait özel güzellik.
cilve:
tecelli, yans›ma.
fiil:
ifl.
Hakîm:
her fleyi gaye ve fay-
dalarla yaratan Allah.
Hakîm-i Zülcemal:
her fleyi
gaye ve faydalara gözeterek
çok güzel bir biçimde yaratan
Allah.
Hannan:
çok merhametli
olan, Allah.
hey’et:
flekil, suret.
hikmet:
‹lâhî gaye, yüksek
bilgi, gizli sebep.
hüsün:
güzellik.
iktiza:
gerektirme.
inayet:
yard›m, ihsan.
intizam:
düzgünlük, nizam.
ism-i Alîm:
her fleyi hakk›yla
bilen manas›nda Cenab-›
Hakk›n bir ismi.
Kadîr-i Zülkemal:
sonsuz ke-
1...,1015,1016,1017,1018,1019,1020,1021,1022,1023,1024 1026,1027,1028,1029,1030,1031,1032,1033,1034,1035,...1482
Powered by FlippingBook