Sözler - page 1027

Alt›nc› sahife
: O in’am ve ihsan sahifesinde, yâ
Rah-
man
, yâ
Hannan
gibi isimler okunuyor.
Yedinci sahife
: O nimetlerde, o neticelerde, öyle le-
maat-› hüsün ve cemal görünüyor ki, hakikî bir flevk ve
flefkatle yo¤rulmufl halis bir flükür ve safî bir muhabbete
lây›k olur. O sahifede, yâ
Cemîl-i Zülkemal
, yâ
Kâmil-i
Zülcemal
isimleri yaz›l› okunuyor.
‹flte, yaln›z bir güzel çiçek ve hasnâ bir insan ve yaln›z
maddî ve zahir suretinde bu kadar esmay› gösterirse,
acaba umum çiçekler ve bütün zîhayat ve büyük ve küllî
mevcudat ne derece ulvî ve küllî esmay› okutuyor, k›yas
edebilirsin.
Hem insan ruh, kalp, ak›l cihetiyle ve hayat ve letaif
sahifeleriyle
Hayy, Kayyum
ve
Muhyî
gibi ne kadar es-
ma-i kudsiye-i nuraniyeyi okur ve okutturur, k›yas edebi-
lirsin.
‹flte, Cennet bir çiçektir. Huri taifesi dahi bir çiçektir.
Rûy-i zemin dahi bir çiçektir. Bahar da bir çiçektir. Sema
da bir çiçektir; y›ld›zlar, o çiçe¤in yald›zl› nak›fllar›d›r. Gü-
nefl de bir çiçektir; ziyas›ndaki yedi rengi, o çiçe¤in na-
k›fll› boyalar›d›r. Âlem, güzel ve büyük bir insand›r; nas›l
ki insan, küçük bir âlemdir.
Huriler nev’i ve ruhanîler cemaati ve melek cinsi ve
cin taifesi ve insan nev’i, birer güzel flah›s hükmünde
tasvir ve tanzim ve icat edilmifltir. Hem her biri, külliye-
tiyle, hem her bir ferdi tek bafl›yla, Sâni-i Zülcemal’inin
SÖZLER | 1027
O
TUZ
‹
K‹NC‹
S
ÖZ
ihsan:
ikram etme, lütuf.
in’am:
nimet verme.
Kâmil-i Zülcemal:
bütün güzel-
liklerin ve mükemmelliklerin sa-
hibi olan Cenab-› Hak.
Kayyum:
her fleyin varl›¤› onunla
ayakta duran ve devam eden, Al-
lah.
kemal:
yetkinlik, taml›k, mükem-
mellik.
küllî:
umumî, bütün.
külliyet:
umumîlik, bütünlük.
k›yas:
karfl›laflt›rma.
lây›k:
uygun, yak›fl›r.
lemaat-› hüsün:
güzellik par›lt›la-
r›.
letaif:
lâtifeler, duygular.
melek:
Allah’›n nurdan yaratt›¤›
ve emirlerine tam itaat eden
mahlûk.
mevcudat:
var olan her fley,
mahlûklar.
Muhyî:
ölüleri dirilten, hayat ve-
ren Allah.
nak›fl:
süs.
netice:
sonuç.
nev:
cins, s›n›f.
nimet:
lütuf, ihsan.
Rahman:
rahmeti bütün herkese
yay›lan ve bütün yarat›lm›fllar›n
r›z›klar›n› ve geçim flekillerini içi-
ne alan rahmetin sahibi Allah.
ruhanî:
gözle görülmeyen, cismi
olmayan, elle tutulamayan var-
l›klar.
rûy-i zemin:
yeryüzü.
safî:
saf olan, halis.
sahife:
sayfa.
Sâni-i Zülcemal:
sonsuz güzellik
sahibi ve her fleyi sanatla yapan
Allah.
sema:
gökyüzü.
suret:
biçim, tarz.
flefkat:
ac›yarak, içten ve karfl›l›k-
s›z merhamet.
flevk:
afl›r› istek, arzu.
flükür:
hoflnutluk, minnettarl›k.
taife:
bölük, güruh.
tanzim:
düzenleme.
tasvir:
bir fleyin özelliklerini anla-
tarak canland›rma.
ulvî:
yüksek, yüce.
umum:
bütün.
yald›z:
eflyaya alt›n veya gümüfl
görüntüsü vermek için kullan›lan
s›v› veya yaprak durumundaki al-
t›n, gümüfl ve bunlar›n taklidi
olan madde.
zahir:
görünen, aç›k.
zîhayat:
hayat sahibi.
ziya:
›fl›k.
âlem:
cihan.
cemaat:
topluluk.
cemal:
iç ve d›fl güzellik.
Cemîl-i Zülkemal:
mükem-
mellik ve güzellik sahibi olan
Cenab-› Hak.
cihet:
yön.
cin:
gözle görünmez, lâtif ci-
simlerden ibaret bir yarat›k.
esma:
isimler.
esma-i kudsiye-i nuraniye:
Cenab-› Hakk›n parlak ve ku-
sursuz isimleri.
fert:
birey, kifli.
hakikî:
gerçek.
halis:
saf, temiz.
Hannan:
çok merhametli
olan, Allah.
hasnâ:
namuslu, güzel kad›n.
Hay:
gerçek hayat sahibi
olan, Allah.
huri:
Cennet k›z›.
icat:
vücuda getirme, yarat-
ma.
1...,1017,1018,1019,1020,1021,1022,1023,1024,1025,1026 1028,1029,1030,1031,1032,1033,1034,1035,1036,1037,...1482
Powered by FlippingBook