Elbette flu tahsin ve tenvir manasn çalfltran, lütuf ve
kerem manasdr. Evet, o iki mana, onda o derece hük-
meder ki, âdeta, o çiçek bir lütf-u mücessem, o heykel
bir kerem-i mütecessittir.
fiimdi, bu mana-i kerem ve lütfu çalfltran ve tahrik
eden, teveddüt ve tearrüf manalardr. Yani, kendini hü-
neri ile tanttrmak ve halka kendini sevdirmek manalar
arkada hükmediyor. Bu tanttrmak ve sevdirmek, elbet-
te meyl-i merhamet ve irade-i nimetten geliyor.
Madem rahmet ve irade-i nimet, arkada hükmediyor;
öyle ise, o heykeli, nimetin envayla dolduracak, tezyin
edecek, o çiçe¤in suretini de bir hediyeye takacak.
flte, o heykelin ellerini, kuca¤n ve ceplerini kymet-
tar nimetler ile doldurdu ve o çiçek suretini de bir mü-
cevherata takt. Demek bu rahmet ve irade-i nimeti ça-
lfltran, terahhum ve tahannündür. Yani, acmak ve flef-
kat etmek manas, rahmet ve nimeti tahrik ediyor.
Ve o müsta¤ni ve hiç kimseye ihtiyac olmayan zatta
olan terahhum ve tahannün manasn tahrik eden ve iz-
hara sevk eden, elbette o zattaki manevî cemal ve ke-
maldir ki; tezahür etmek isterler. Ve o cemalin en flirin
cüzü olan muhabbet ve en tatl ksm olan rahmet ise,
sanat âyinesiyle görünmek ve müfltaklarn gözleriyle
kendilerini görmek isterler. Yani, cemal ve kemalçün-
kü bizzat sevilirlerher fleyden ziyade kendi kendini se-
verler. Hem hüsündür, hem aflktrlar. Hüsün ve aflkn it-
tihad bu noktadandr. Cemal, madem kendini sever;
kendini âyinelerde görmek ister. flte heykele konulan ve
âdeta:
sanki.
âyine:
ayna.
bizzat:
zatnda.
cemal:
iç ve dfl güzellik.
cüz:
parça.
enva:
çeflitler.
hükmetmek:
de¤er katmak,
emir yerine geçmek.
hüner:
ustalk, maharet.
hüsün:
güzellik.
irade-i nimet:
nimetlendirme is-
te¤i.
ittihat:
birleflme.
izhar:
aç¤a vurma.
kemal:
yetkinlik, tamlk, mükem-
mellik.
kerem:
cömertlik, lütuf, ihsan.
kerem-i mütecessit:
vücut pey-
da eden ihsan ve lütuf.
kymettar:
kymetli.
lütf-u mücessem:
cisimleflmifl
güzellik.
lütuf:
hoflluk, güzellik.
mana:
anlam.
mana-i kerem:
iyilik etmenin, ik-
ram etmenin anlam.
manevî:
manaya ait.
meyl-i merhamet:
acma hissi.
mücevherat:
mücevherler.
müsta¤ni:
minnetsiz, muhtaç bu-
lunmayan.
müfltak:
ifltiyakl, arzulu.
nimet:
lütuf, ihsan, ba¤fl.
nokta:
husus.
rahmet:
merhamet etme, ba-
¤fllama, flefkat gösterme.
sevk:
yönlendirme.
suret:
biçim, görünüfl.
flefkat:
acyarak, içten ve kar-
fllksz merhamet.
tahannün:
flefkat etme.
tahrik:
harekete geçirme.
tahsin:
süsleme, güzellefltir-
me.
tearrüf:
karfllkl anlaflma, ta-
nflma.
tenvir:
nurlandrma.
terahhum:
merhamet etme,
acma.
teveddüt:
sevgi gösterme,
dostluk.
tezahür:
ortaya çkma, gö-
rünme.
tezyin:
süsleme, ziynetlendir-
me.
Zat:
azamet ve ululuk sahibi
Allah.
ziyade:
çok, fazla.
1022 | SÖZLER
O
TUZ
KNC
S
ÖZ