surete taklan sevimli nimetler, güzel meyveler, o cemal-i
manevîninkendi kabiliyetlerine görebirer lemasn
taflyorlar. O lemalar hem cemal sahibine, hem baflka-
sna gösteriyorlar.
Aynen öyle de, Sâni-i Hakîm, Cenneti ve dünyay, se-
mavat ve zemini, nebatat ve hayvanat, cin ve insi, me-
lek ve ruhaniyat, küllî ve cüzî bütün eflyay, cilve-i esma-
syla, eflkâlini tahdit ediyor, tanzim ediyor, birer miktar-
muayyene veriyor. Onun ile, bunlara
Mukaddir, Munaz-
zm, Musavvir
isimlerini okutturuyor.
Öyle bir tarzda flekl-i umumîsinin hududunu tayin eder
ki,
Alîm, Hakîm
ismini gösterir.
Sonra, ilim ve hikmet cetveliyle, o hudut içinde, o fle-
yin tasvirine bafllar. Öyle bir tarzda ki, sun' ve inayet ma-
nalarn ve
Sâni
ve
Kerîm
isimlerini gösteriyor.
Sonra, sanatn yed-i beyzasyla, inayetin frçasyla o
suretine¤er bir tek insan ve bir tek çiçek isegöz, ku-
lak, yaprak, püskül gibi azalarna bir hüsün, bir ziynet
renkleri veriyor; e¤er zemin ise, maadin, nebatat ve hay-
vanatna bir hüsün ve ziynet renkleri veriyor. E¤er Cen-
net ise, ba¤larna, kasrlarna, hurilerine bir hüsün ve ziy-
net renkleri veriyor, ve hakeza, baflkalarn kyas et.
Hem öyle bir tarzda tezyin ve tenvir eder ki, lütuf ve
kerem manalar onda o derece hükmediyor ki, âdeta o
mevcud-u müzeyyen, o masnu-u münevver, bir lütf-u
mücessem, bir kerem-i mütecessit hükmüne geçer,
Lâtif
ve
Kerîm
ismini zikreder.
SÖZLER | 1023
O
TUZ
KNC
S
ÖZ
hükmetme:
de¤er, emir yerine
geçme.
hüküm:
de¤er, kymet.
hüsün:
güzellik.
inayet:
yardm, ihsan, lütuf.
ins:
insan.
kabiliyet:
istidat, yetenek.
kasr:
köflk.
kerem:
cömertlik, ihsan.
kerem-i mütecessit:
vücut pey-
da eden ihsan ve lütuf.
Kerîm:
ikram ve ihsan bol olan
Allah.
küllî:
umumî, bütün.
kyas:
karfllafltrma.
lâtif:
Allahn güzel isimlerinden.
lema:
parlt.
lütf-u mücessem:
cisimleflmifl
güzellik.
lütuf:
hoflluk, güzellik.
maadin:
madenler.
mana:
anlam.
masnu-u münevver:
nurlandrl-
mfl sanat.
melek:
Allahn nurdan yaratt¤,
her zaman görülemeyen, Allahn
emirlerine tam itaat eden mah-
lûk.
mevcud-u müzeyyen:
süslü var-
lk.
miktar- muayyen:
belirli bir
miktar.
Mukaddir:
takdir eden Allah.
Munazzm:
her fleyi en güzel bi-
çimde tanzim eden Allah.
Musavvir:
varlklar diledi¤i flekil
ve surette yaratan; Allah.
nebatat:
bitkiler.
nimet:
lütuf, ihsan, ba¤fl.
ruhaniyat:
ruhlar âleminde yafla-
yan varlklar.
Sâni:
her fleyi sanatl olarak yara-
tan Allah.
Sâni-i Hakîm:
her fleyi sanatla ve
hikmetle yaratan Allah.
semavat:
semalar, gökler.
sun:
sanatl yapma.
suret:
biçim, görünüfl.
flekl-i umumî:
genel hatlar ile.
tahdit:
snrlama.
tanzim:
düzenleme.
tasvir:
bir fleyi çeflitli ifade tarzla-
ryla anlatma.
tayin:
belirleme.
tenvir:
nurlandrma.
tezyin:
süsleme, ziynetlendirme.
yed-i beyza:
beyaz, parlak el.
zemin:
yeryüzü.
zikir:
anma.
ziynet:
süs.
âdeta:
sanki.
Alîm:
her fleyi hakkyla bilen
Allah.
aza:
organlar, uzuvlar.
cemal:
iç ve dfl güzellik.
cemal-i manevî:
manevî gü-
zellik.
cilve-i esma:
Allahn isimleri-
nin tecellileri.
cin:
gözle görünmez, lâtif ci-
simlerden ibaret bir yaratk.
cüzî:
parça.
eflkâl:
flekiller.
hakeza:
böylece, bunun gibi.
Hakîm:
her fleyi bir maksatla
uygun ve hikmetle yaratan
Allah.
hikmet:
lâhî gaye, yüksek
bilgi.
hudut:
snrlar.
huri:
Cennet kz.