nispeten dünyay› çirkin görür. Evet, Hazret-i Yusuf Aley-
hisselâma güzel bir adam nispet edilse, yine çirkin gö-
ründü¤ü gibi; dünyan›n ne kadar k›ymettar mehasini
varsa, Cennetin mehasinine nispet edilse, hiç hükmün-
dedir.
Üçüncüsü
, dünyay› tahkir eder; çünkü, eline geçmez.
fiu tahkir, dünyan›n nefretinden gelmiyor, muhabbetin-
den ileri geliyor.
Dördüncüsü
, dünyay› tahkir eder; zira, dünya eline ge-
çiyor, fakat durmuyor, gidiyor. O da k›z›yor. Teselli bul-
mak için tahkir eder, “Pistir” der. fiu tahkir ise, o da dün-
yan›n muhabbetinden ileri geliyor. Hâlbuki, makbul tah-
kir odur ki, hubb-u ahiretten ve Marifetullah›n muhabbe-
tinden ileri gelir.
Demek, makbul tahkir, evvelki iki k›s›md›r. Cenab-›
Hak, bizi onlardan yaps›n.
1
n
Ú/
?n
°Sr
ô o
Ÿr
G p
óu
«°n
S p
án
er
ôo
ëp
H ,Ú/
e'
G
@
SÖZLER | 1019
O
TUZ
‹
K‹NC‹
S
ÖZ
k›s›m:
parçalara ayr›lm›fl bir fleyin
her bölümü.
k›ymettar:
k›ymetli.
makbul:
kabul edilmifl, geçerli.
marifetullah:
Allah’› tan›ma, an-
lama, bilme.
mehasin:
güzellikler.
muhabbet:
sevme.
nefret:
ikrah, tiksinme.
nispet:
k›yas, k›yaslama.
nispeten:
k›yaslayarak, oranla.
peygamber:
Allah elçisi, nebî.
tahkir:
hor görme, küçük görme.
teselli:
avunma, moral bulma.
aleyhisselâm:
kendisine se-
lâm ve esenlik olsun.
Cenab-› Hak:
Allah.
dua:
yakar›fl, niyaz,
evvelki:
önceki.
Hazret-i Yusuf:
bkz. flah›s bil-
gileri, Yusuf (a.s.).
hubb-u ahiret:
ahiret sevgisi.
hürmet:
riayet, ihtiram.
1.
Peygamberlerin Efendisi hürmetine duam›z› kabul etsin.