Kemal-i efal ise, bizzarure bir fail-i mükemmele ve o
failin kemal-i esmasna, yani âsâra nispeten, Müdebbir,
Musavvir, Hakîm, Rahîm, Müzeyyin gibi isimlerin kema-
line delâlet eder.
simlerin ve ünvanlarn kemali ise, fleksiz, flüphesiz, o
failin kemal-i evsafna delâlet eder. Zira, sfat mükemmel
olmazsa sfattan neflet eden isimler, ünvanlar mükem-
mel olamaz.
Ve o evsafn kemali, bilbedahe fluunat- zatiyenin ke-
maline delâlet eder. Çünkü, sfâtn mebdeleri, o fluun-u
zatiyedir.
Ve fluun-u zatiyenin kemali ise, biilmelyakîn, zat- zîflu-
unun kemaline ve öyle lâyk bir kemaline delâlet eder ki,
o kemalin ziyas, fluun ve sfât ve esma ve efal ve âsâr
perdelerinden geçti¤i hâlde, flu kâinatta yine bu kadar
hüsnü ve cemali ve kemali göstermifl.
flte flu derece hakikî kemalât- zatiyenin bürhan- katî
ile vücudu sabit olduktan sonra, gayre bakan ve emsal ve
ezdada tefevvuk cihetiyle olan nisbî kemalâtn ne ehem-
miyeti kalr, ne derece sönük düfler, anlarsn.
kinci Hüccet:
fiu kâinata nazar- ibretle bakld¤
vakit, vicdan ve kalp, bir hads-i sadkla hisseder ki; flu kâ-
inat bu derece güzellefltiren ve süslendiren ve enva- me-
hasin ile tezyin edenin, nihayet derecede bir cemal ve
kemalât vardr ki, flöyle yapyor.
âsâr:
eserler.
biilmelyakîn:
bir fleyi ilimle ve
baz iflaretleriyle bilme.
bilbedahe:
açktan, aflikâr olarak.
bizzarure:
ister istemez, mecbu-
ren.
bürhan- katî:
kesin delil.
cemal:
güzellik.
cihet:
yön.
delâlet:
delil olma.
efal:
fiiller.
ehemmiyet:
önemli olma, de¤er.
emsal:
benzer.
enva-i mehasin:
çeflit çeflit gü-
zellikler.
esma:
isimler.
evsaf:
sfatlar vasflar.
ezdat:
ztlar.
fail:
ifli yapan.
fail-i mükemmel:
her fiili ve ifli
mükemmel olan Allah.
gayr:
baflka, di¤er.
hads-i sadk:
tam, do¤ru ve flüp-
hesiz idrak etme ve bilme.
hakikî:
gerçek.
Hakîm:
her fleyi bir maksatla uy-
gun ve hikmetle yaratan Allah.
hüccet:
delil.
hüsnücemal:
yüz güzelli¤i.
kâinat:
bütün âlemler, varlklar.
kemal:
yetkinlik, tamlk, mükem-
mellik.
kemalât:
faziletler, mükemmel-
likler.
kemalât- zatiye:
Cenab- Hakkn
zatna has mükemmellikler.
kemal-i efal:
fiillerdeki mükem-
mellik.
kemal-i esma:
isimlerin mükem-
melli¤i.
kemal-i evsaf:
sfatlardaki mü-
kemmellik.
lâyk:
yakflr, uygun.
mebde:
bafllangç, kaynak.
musavvir:
her fleye kendine lâyk
flekil ve suretler veren Allah.
müdebbir:
plânla idare eden.
Müzeyyin:
her fleyi en güzel bi-
çimde süslendiren Cenab- Hak.
nazar- ibret:
ders ve ibret alna-
cak bakfl.
neflet:
meydana gelme, do¤ma.
nisbî:
kyaslama ile olan, görece-
li, oranla.
nispeten:
kyaslayarak.
perde:
örtü.
Rahîm:
sonsuz merhamet sa-
hibi olan Allah.
sfat:
vasf.
flek:
flüphe.
fluun:
ifller, emirler, istekler.
fluunat- zatiye:
Allahn zat-
na has ifl, kanun, hâl, keyfi-
yetleri.
fluun-u zatiye:
Allahn zatna
has ifli ve kanunu.
tefevvuk:
üstün olma.
tezyin:
süsleme, ziynetlendir-
me.
ünvan:
flöhret.
vicdan:
iyiyi kötüden, hayr
flerden ayrt etmeye yardmc
olan ahlâkî duygu.
vücut:
var olma, varlk.
zat- zîfluun:
fluun sahibi, ka-
biliyetler sahibi zat.
ziya:
flk.
1010 | SÖZLER
O
TUZ
KNC
S
ÖZ