flte, umuma iman lâzm olan haflrin mertebesi fludur
ki: nsanlar öldükten sonra, ruhlar baflka makamlara
gider. Cesetleri çürüyor, fakat insann cesedinden, bir çe-
kirdek, bir tohum hükmünde olacak acbüzzenep tabir
edilen küçük bir cüzü bâkî kalp, Cenab- Hak, onun üs-
tünde cesed-i insanîyi haflirde halk eder, onun ruhunu
ona gönderir. flte bu mertebe o kadar kolaydr ki, her
baharda milyonlarla misali görülüyor.
flte, bazen flu mertebeyi ispat için ayat- Kurâniye öy-
le bir daireyi gösteriyor ki, bütün zerrat haflir ve neflre-
decek bir kudretin tasarrufatn gösterir; bazen de bütün
mahlûkat fenâya gönderip, yeniden getirecek bir kudret
ve hikmetin âsârn gösterir. Baz, yldzlar da¤tp, se-
mavat parçalayabilir bir kudret ve hikmetin tasarrufatn
ve âsârn gösterir; baz, bütün zîhayat öldürecek, yeni-
den, defaten, bir sayha ile diriltecek bir kudret ve hik-
metin tasarrufatn ve tecelliyatn gösterir. Baz, bütün
rûy-i zeminde zîhayat olanlar ayr ayr haflir ve neflrede-
cek bir kudret ve hikmetin tecelliyatn gösterir; bazen,
küre-i arz bütün bütün da¤tacak, da¤lar uçuracak, dü-
zeltip daha güzel bir surete çevirecek bir kudret ve hik-
metin âsârn gösterir.
Demek, herkese iman ve marifeti farz olan haflirden
baflka, çok mertebe-i haflirleri dahi o kudret ve hikmetle
yapabilir. Hikmet-i Rabbaniye iktiza etmifl ise, elbette
haflir ve neflr-i insanî ile beraber, umum onlar dahi ya-
pacak; veyahut baz mühimlerini yapar.
acbüzzenep:
insann kuyruk so-
kumunda bulundu¤u belirtilen,
ikinci yaratlfl için çekirdek hük-
münde oldu¤u bildirilen ve bede-
nin özünü oluflturdu¤u kabul edi-
len madde; bir tür genetik flifre.
âsâr:
eserler, izler.
ayat- Kurâniye:
Kurânn ayet-
leri.
bâkî:
ebedî, daimî.
Cenab- Hak:
Allah.
ceset:
vücut, beden.
ceset-i insanî:
insana ait ceset.
cüz:
parça.
defaten:
bir defada, birden.
farz:
slâmiyette kesin olarak ya-
plmas gereken emir, flart.
fenâ:
yok olma, ölümlülük.
halk etmek:
yaratmak.
haflir ve neflr-i insanî:
öldükten
sonra tekrar insanlarn dirilip
mahflerde bir araya toplanmas.
haflir:
Allahn, ölüleri diriltip
mahflere çkarmas; kyametten
sonra bütün insanlarn bir yere
toplanmalar; toplama.
haflr-i insanî:
insanlarn kyamet-
ten sonra bir araya gelmesi, top-
lanmas.
hikmet:
her fleyin belirli gayelere
yönelik olarak, manal, faydal ve
tam yerli yerinde olmas.
hikmet-i Rabbaniye:
Cenab-
Hakkn terbiye ve idaresinin ga-
yeli ve maksatl oluflu.
hükmünde:
de¤erinde, yerinde.
iktiza:
gerektirme.
iman:
inanma, itikat.
ispat:
do¤ruyu delillerle göster-
me.
kudret:
kuvvet, iktidar.
küre-i arz:
dünya, yer küre.
mahlûkat:
Allah tarafndan yara-
tlanlar.
makam:
durak, mevki.
marifet:
bilme.
mertebe:
derece, basamak.
mertebe-i haflir:
haflrin mer-
tebeleri.
misal:
benzer, örnek.
mühim:
önemli.
neflretmek:
yaymak, da¤t-
mak; yaylma, da¤lma.
neflr-i insanî:
ölülerin mah-
flerde dirilip toplanmasndan
sonra kendilerine uygun yer-
lere da¤tlmalar.
ruh:
can, öz.
rûy-i zemin:
yeryüzü.
sayha:
ba¤rma, ça¤r.
semavat:
semalar, gökler.
suret:
biçim, görünüfl.
tabir:
bir mana taflyan söz.
tasarrufat:
tasarruflar, kulla-
nmlar.
tecelliyat:
lâhî isimlerin yan-
smalar, görülmeleri.
umum:
herkes, cümle.
umum:
herkes, genel.
zerrat:
zerreler.
zîhayat:
hayat sahibi.
1000 | SÖZLER
O
TUZ
KNC
S
ÖZ