Mesnevi-i Nuriye - page 95

İşte, kâinat, şu hakikatin lisanıyla
(1)
n
ƒo
g s
’ p
G n
¬ '
d p
G n
B ’ *n
G
’yu
söylüyor.
• Ve keza, esbab-ı zahiriye, pek basit, mahdut, fakir,
camit, şuursuz, iradesiz ve kanunlar kısmı da itibarî,
mevhum şeylerdir. Müsebbebatta bulunan harika nakış-
lar, ziynetler, garip ve acip sanatların o gibi kıymetsiz es-
bap ile kat’iyen münasebetleri yoktur. Binaenaleyh, me-
selâ, bedenin hüceyratındaki nizamlı, intizamlı teşekkü-
lâtı, ekmek yemesine ve kuvve-i hafızada yazılan gayr-i
mahdut muntazam nakışları, kulaktaki ve baştaki telâfife
ve konuşmakta, tefekkürde, harflerin teşekkülâtına ve
suver-i zihniyenin husulüne, lisan ve zihnin hareketleri
gibi esbaba isnatları ahmakçasına bir hükümdür. Ancak,
o gibi müsebbebat gayr-i mütenahi bir kudret ile bir ilim
ve bir iradeyi iktiza ediyorlar. Bu hakikate binaen, sabit-
tir ki, kevn ve vücutta müessir-i hakikî, ancak kudreti
gayr-i mütenahi bir
Hâlık-ı Kadîr’
dir; esbap ise bahane-
lerdir, vesait de perdelerdir. Havâs ve hasiyetler dahi,
kudretin tecelliyatına ve lem’alarına isim ve ünvanlardır.
Hem,
kanunlar ve nevamis denilen şeyler, ancak ilim ile
irade ve emrin envaa olan tecellilerinin isimleridir. Evet,
kanun emirdendir, namus iradedendir
.
İşte, kâinat, müsebbebatın lisanıyla,
n
ƒo
g s
’ p
G n
¬ '
d p
G n
B ’ *n
G
ile
Hâlık-ı Hakikî’yi ilân ediyor.
• Ve keza, kâinat sahifesinde pek büyük bir itina ve ih-
timam ile harika bir tarzda yazılan nakışlar, münferiden
Mesnevî-i nuriye | 95 |
k
aTre
acip:
tuhaf, hayrette bırakan.
bahane:
uydurma gerekçe,
gerçek olmayan sebep.
binaen:
-den dolayı, bu se-
bepten.
binaenaleyh:
bundan dolayı,
bunun üzerine.
camit:
ruhsuz, cansız.
emir:
istek, buyruk, komut; iş.
enva:
çeşitler, türler, neviler;
nesneler, varlıklar.
esbab-ı zahiriye:
görünüşe ait
sebepler.
esbap:
sebepler, vasıtalar.
garip:
tuhaf, hayret verici.
gayr-i mahdut:
hudutsuz, sa-
yısız, uçsuz, bucaksız, sonsuz.
gayr-i mütenahi:
sonsuz, so-
nu olmayan, nihayetsiz.
Hâlık-ı Hakikî:
gerçek yaratı-
cı olan Allah.
Hâlık-ı Kadîr:
her şeye gücü
yeten, kudret sahibi yaratıcı;
Allah.
hasiyet:
bir şeye has özellik,
nitelik.
havâs:
hisler, duygular.
husul:
olma, meydana gelme.
hüceyrat:
hücrecikler.
hüküm:
emir, bir konu hak-
kında verilen karar.
ihtimam:
dikkat ve özen gös-
terme.
iktiza:
gerektirme, lüzumlu
kılma.
ilân:
yayma, duyurma, bildir-
1.
O Allah ki, Ondan başka ilâh yoktur. (Bakara Suresi: 255.)
me.
ilim:
bilme, bilgi.
intizam:
düzenlilik, düzgünlük.
irade:
dileme, isteme, bir şeyi ya-
pıp yapmama konusunda için
olan iktidar, güç.
isnat:
dayandırma, mal etme, bir
şeyi bir kimseye ait gösterme.
itibarî:
gerçek olmayan, varsayı-
lan.
itina:
bir işi yaparken gösterilen
özel dikkat, çok dikkat etme, özen
gösterme.
kâinat:
evren; yaratılmış olan şey-
lerin tamamı, bütün âlemler.
kanun:
tabiat olaylarının bağlı bu-
lunduğu değişmez kaide.
kat’iyen:
kat’î olarak, kesin ola-
rak, kesinlikle.
kevn:
olma, oluş.
keza:
böylece, aynı şekilde.
kıymet:
değer.
kudret:
güç, kuvvet, iktidar.
kuvve-i hafıza:
hafıza gücü.
lem’a:
parıltı.
lisan:
dil.
mahdut:
sınırlı, belirli.
meselâ:
örneğin.
mevhum:
hakikatte olmayan, ve-
him ve hayal ürünü olan.
muntazam:
nizamlı, intizamlı, dü-
zenli ve düzgün biçimde.
müessir-i hakikî:
hakikî tesir sa-
hibi, gerçek etki sahibi.
münasebet:
ilgi, ilişki, bağ.
münferiden:
yalnız olarak, tek
başına.
müsebbebat:
bir sebeple olanlar,
sebeple meydana çıkanlar, neti-
celer.
nakış:
işleme, süsleme.
namus:
kâinattaki iş ve olayların
oluşumunda geçerli olan kural ve
prensipler.
nevamis:
kanunlar, şeriatlar.
nizam:
düzen, tertip; düzgünlük.
sabit:
ispat edilmiş, ispatlanmış.
suver-i zihniye:
zihinde oluşan
suretler, resimler, şekiller.
şuursuz:
bilinçsiz, bilgisiz.
tarz:
biçim, şekil.
tecelli:
belirme, bilinme, görün-
me.
tecelliyat:
tecelliler, görüntüler.
tefekkür:
derin düşünme; eşya-
nın hakikatini, yaratıcının sırlarını
kavramak ve ibret almak için zih-
nen ve kalben düşünme.
telâfif:
büklümler, kıvrımlar.
teşekkülât:
teşekküller, oluşum-
lar , meydana gelişler.
ünvan:
ad, isim, lâkap.
vesait:
vasıtalar, araçlar.
vücut:
var olma, varlık.
ziynet:
süs.
1...,85,86,87,88,89,90,91,92,93,94 96,97,98,99,100,101,102,103,104,105,...528
Powered by FlippingBook