Mesnevi-i Nuriye - page 90

hudus, ihtiyaç, zaaf, mevt, cehil, ibadet, tesbihat, daavat
ve hakeza pek çok sıfatlar, lisanlarıyla Hâlık-ı kadim-i
kadîr’in vücup ve vücuduna ve evsaf-ı kemaliyesine şa-
hadet ettikleri gibi, esma-i Hüsnayı tilâvet ederek Ce-
nab-ı Hakka tesbih ve kur’ân-ı Hakîm’i tefsir ve resul-i
ekrem’in (
AsM
) ihbaratını tasdik ediyorlar.
geçen lisanların tafsiline geçiyoruz. Şöyle ki:
• kâinatta görünen
tanzimat, nizamat, muvazenat
;
kabza-i tasarrufunda bir
mizan
ve
nizam
bulunan Hâ-
lık’ın vücub-i vücuduna delâlet etmekle,
(1)
n
ƒo
g s
’ p
G n
¬ '
d p
G n
B ’ *n
G
cümlesini okur.
• Ve keza, kâinatta
intizam
ve
ıttırat
hükümfermadır.
Bu iki sıfat, Mutasarrıf’ın vahdetine ve bir olduğuna şa-
hadet etmekle,
n
ƒo
g s
’ p
G n
¬ '
d p
G n
B ’ *n
G
hakikatini ilân ediyor.
• Ve keza, semavat sahifesini güneş ve yıldızlarla ya-
zan kudret ile bal arısıyla karıncanın sahifelerini hüceyrat
ve zerratla yazan kudret bir olduğundan,
n
ƒo
g s
’ p
G n
¬ '
d p
G n
B ’*n
G
ile
meselenin ilânıyla, Hâlık’ın bir olduğuna delâlet ve şaha-
det eder.
• Ve keza, meselâ bulutla arz gibi camit ve mütehalif
şeylerde tecavüp ve muavenet, yani birbirinin hacetine
cevap vermek; ve seyyarat gibi, şemsten pek uzak olan
yıldızların şemse veya birbirine tesanüt etmeleri, bütün
arz:
yer, dünya.
camit:
ruhsuz, cansız.
cehil:
bilgisizlik, cehalet, cahillik.
daavat:
yakarışlar, dualar.
delâlet:
delil olma, gösterme; alâ-
met, işaret.
esma-i Hüsna:
Allah’ın adları, Al-
lah’ın doksan dokuz güzel ismi.
evsaf-ı kemaliye:
olgunluk vasıf-
ları.
hacet:
ihtiyaç.
hakeza:
böylece, bunun gibi.
hakikat:
gerçek, esas.
Hâlık:
yoktan yaratan, her şeyi
yoktan var eden Allah.
Hâlık-ı Kadim-i Kadîr:
varlığının
öncesi ve sonu olmayan, kudret
sahibi yaratıcı olan Allah.
hudus:
sonradan meydana gel-
me, yok iken var edilme.
hüceyrat:
hücrecikler.
hükümferma:
hükümran, hüküm
süren.
ıttırat:
düzgün tarzda olma.
ihbarat:
ihbarlar, bildirmeler, ha-
ber vermeler.
ilân:
yayma, duyurma, bildirme.
intizam:
düzenlilik, düzgünlük.
kabza-i tasarruf:
idare eli, tasar-
rufu altında olma.
kâinat:
evren; yaratılmış olan şey-
lerin tamamı, bütün âlemler.
keza:
böylece, aynı şekilde.
kudret:
güç, kuvvet, iktidar.
Kur’ân-ı Hakîm:
her ayet ve sure-
sinde sayısız hikmet ve faydalar
bulunan Kur’ân.
lisan:
dil.
meselâ:
örneğin.
mesele:
konu.
mevt:
ölüm.
mizan:
ölçü, denge.
muavenet:
yardım.
Mutasarrıf:
tasarruf eden, tasar-
ruf sahibi olan, her şeyin sahibi
olan Allah.
muvazenat:
dengeler, ölçüler.
mütehalif:
birbirine uymayan, de-
ğişken.
nizam:
düzen, tertip; düzgünlük.
nizamat:
nizamlar, düzenler.
resul-i ekrem:
çok cömert, kerîm
olan peygamber, Hz. Muhammed
(asm).
semavat:
semalar, gökler.
seyyarat:
gezegenler.
sıfat:
vasıf, nitelik.
şahadet:
şahit olma, şahitlik;
açık alâmet, işaret.
şems:
güneş.
tafsil:
etraflıca bildirme, ayrın-
tılı anlatma.
tanzimat:
tanzimler, nizam
vermeler, düzenlemeler.
tasdik:
bir şeyin veya kimse-
nin doğruluğuna kesin olarak
hükmetme.
tecavüp:
cevaplaşma, karşılık-
lı cevap verme.
tefsir:
Kur’ân’ın mana bakı-
mından izahı, açıklaması.
tesanüt:
dayanışma, birbirine
dayanma ve destek olma.
tesbih:
Allah’ı bütün kusur ve
noksan sıfatlardan uzak tut-
ma, Cenab-ı Hakkı şanına lâ-
yık ifadelerle anma.
tesbihat:
övgü ve yüceltme-
ler.
tilâvet:
güzel sesle ve anlamı-
nı düşünerek okumak.
vahdet:
birlik ve teklik.
vücub-i vücut:
varlığı gerekli
olmak, olmaması imkânsız ol-
mak, varlığı zarurî ve vacip ol-
mak.
vücup:
vacip ve lüzumlu ol-
ma, gereklilik.
zaaf:
zayıflık, kuvvetsizlik.
zerrat:
zerreler, atomlar.
1.
O Allah ki, Ondan başka ilâh yoktur. (Bakara Suresi: 255.)
k
aTre
| 90 | Mesnevî-i nuriye
1...,80,81,82,83,84,85,86,87,88,89 91,92,93,94,95,96,97,98,99,100,...528
Powered by FlippingBook