Mesnevi-i Nuriye - page 81

Ve yine zannetme ki, haşir ve ahireti iktiza eden, es-
ma-i Hüsnadan yalnız Hâkim, kerîm, rahîm, Âdil, Ha-
fîz isimleridir. Belki, kâinatın tedbiriyle alâkadar olan her
bir isim, ahiret ve haşri iktiza eder.
Hülâsa:
Haşir meselesi öyle bir hakikattir ki, celâliyle,
cemaliyle, esmasıyla Hâlık-ı Zîşan, bütün kütüb-i semavi-
ye ile enbiya ve evliya ve asfiyanın icmalarını tazammun
eden Kur’ân-ı Mu’cizülbeyan ve Fahr-i Kâinat Hazret-i
Muhammed (
AsM
), ekmelü’l-halk ve eşrefü’l-insan, haş-
rin geleceğine ittifakla hükmettikleri gibi; şu kâinat dahi,
bütün âyâtıyla ve kelimatıyla haşrin vücut ve icadına şa-
hadet ediyor. Hatta her bir cüz’ün, cüz’î olsun küllî ol-
sun, cüz olsun küll olsun, iki vechi vardır. Bir vecihle Hâ-
lık’a bakar, vahdaniyete delâlet eder. Diğer vecihle de
ahirete nazırdır ki, haşrin, ahiretin vücutlarını ister.
Meselâ, bir insan kendi vücuduyla, hüsn-i sanatıyla
sâniin vücub-i vücuduna ve vahdetine delâlet ettiği gibi;
âmâl ve istidatları ebede kadar uzandığı hâlde pek sür’at-
le ölüm ve zevali, ahiretin vücuduna delâlet eder. Bütün
mevcudatta görünen intizam-ı hikmet, tezyin-i inayet,
taltif-i rahmet, tevzin-i adalet, sâni-i Hakîm’in vücut ve
vahdetine şahit oldukları gibi, ahiretin ve saadet-i ebedi-
yenin de icat ve vücutlarına delâlet ederler.
Én
ær
?p
Nr
On
Gn
h p
ABG n
ón
©° t
ùdG p
In
ôr
eo
R?/
a Én
fr
öo
ûr
Mn
h p
In
OÉn
©°s
ùdG p
?r
gn
G r
øp
e Én
ær
?n
©r
LG -n
G
p
¬ r
« n
?n
Y r
º u
?n
°Sn
h u
?°n
ün
a p
QÉn
à`r
îo
Ÿr
G n
?u
«`p
Ñn
f p
án
YÉn
Øn
°ûp
H p
ABG n
ón
©° t
ùdG n
™n
e n
ás
æ`n
÷r
G
(1)
n
Ú/
e'
G n
Ú/
e'
G n
Ú/
e'
G /
¬p
àn
er
ôo
ë
p
H
n
h n
?p
àn
ªr
Mn
ôp
H o
?«/
?n
j Én
ªn
c /
¬p
d'
G = '
¤n
Yn
h
Mesnevî-i nuriye | 81 |
l
âsiYYemalar
düğü zat; Peygamberimiz (asm).
Hafîz:
yarattıklarını koruyup göze-
ten Allah.
Hâkim:
her şeye hükmeden, her
şeyi hükmü altında tutan, her şe-
ye galip olan Allah.
Hâlık:
yoktan yaratan, her şeyi
yoktan var eden Allah.
Hâlık-ı Zîşan:
şan sahibi yaratıcı.
haşir:
öldükten sonra dirilip he-
sapların görülmesi için bir meyda-
na toplanma.
hükmetme:
hakim olma.
hülâsa:
kısaca, sözün kısası.
hüsn-i sanat:
sanat güzelliği.
icma:
fikir birliği etme, görüş birli-
ğine varma.
iktiza:
gerektirme.
intizam-ı hikmet:
fayda, gaye ve
güzel maksatların düzenliliği, inti-
zamı.
istidat:
kabiliyet, yetenek.
ittifak:
birleşme, fikir birliği etme.
kelimat:
kelimeler, sözler.
Kerîm:
yarattıklarına karşılık bek-
lemeden bağışta bulunan, kulları-
na nimetler ihsan eden, günahları
örten, günah işleyen affeden, Al-
lah.
Kur’ân-ı Mu’cizülbeyan:
açıkla-
malarıyla akılları benzerlerini yap-
maktan aciz bırakan Kur’an.
küllî:
umumî, genel, bütün olan.
kütüb-i semaviye:
semavî kitap-
lar, vahye dayanan, Allah’ın gön-
derdiği kutsal kitaplar; Tevrat, Ze-
bur, İncil ve Kur’ân-ı Kerîm.
mevcudat:
mevcutlar, var olan
her şey, mahlûklar.
nazır:
nazar eden, bakan.
rahîm:
merhamet eden, çok
merhametli olan, esirgeyen, koru-
yan, acıyan Allah.
saadet-i ebediye:
sonu olmayan,
sonsuz mutluluk.
sâni:
her şeyi sanatlı olarak yara-
tan Allah.
sâni-i Hakîm:
hikmet sahibi olan,
her şeyi sanatla ve hikmetle yara-
tan Allah.
şahadet:
şahitlik, tanıklık.
taltif-i rahmet:
merhametli dav-
ranış iltifatı.
tazammun:
ihtiva etme, içine al-
ma, içinde bulundurma.
tevzin-i adalet:
adalet ölçüsü.
tezyin-i inayet:
yardım ve yar-
dımlaşmanın güzelliği, süslü görü-
nüşü.
vahdaniyet:
Allah’ın birliği ve var-
lığı, Allah’ın bir oluşu.
vahdet:
birlik ve teklik.
vecih:
cihet, yön.
vücub-i vücut:
varlığı gerekli ol-
mak, olmaması imkansız olmak.
vücut:
var olma, varlık.
zeval:
sona erme, yok olma, öl-
me.
ahiret:
dünya hayatından
sonra başlayıp ebediyen de-
vam edecek olan ikinci hayat.
alâkadar:
ilgili, ilişki.
âmâl:
emeller, arzular, istek-
ler, ummalar, ümitler.
asfiya:
safiyet ve takva sahibi
olan, Hz. Peygamberin (asm)
vârisi hükmünde, onun mes-
lek ve gayelerini hayata geçir-
meye çalışan âlim zatlar.
celâl:
sonsuz büyüklük, haş-
met, ululuk, yücelik.
cemal:
güzellik.
cüz:
kısım, parça.
delâlet:
delil olma, gösterme;
alâmet, işaret.
ebed:
sonsuzluk, daimîlik.
ekmelü’l-halk:
yaratılmışların
en mükemmeli.
enbiya:
nebîler, peygamber-
ler.
esma:
adlar, isimler.
esma-i Hüsna:
Allah’ın adları,
Allah’ın doksan dokuz güzel
ismi.
eşrefü’l-insan:
insanların en
şereflisi.
Fahr-i Kâinat:
kâinatın övün-
cü, kâinatın kendisiyle övün-
1.
Allah’ım, bizleri saadet ehlinden eyle, saidler zümresinde haşreyle ve saidlerle beraber
Nebî-i Muhtarının şefaatiyle bahtiyar kullarınla beraber cennete koy. Senin rahmetine ve
onun şanına yakışır şekilde ona ve Âline salât ve selâm eyle. Âmin, âmin, âmin.
1...,71,72,73,74,75,76,77,78,79,80 82,83,84,85,86,87,88,89,90,91,...528
Powered by FlippingBook