Mesnevi-i Nuriye - page 413

Zeylü’l-Hubab
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
172
Hubab’ın İkinci zeyli de çok mühim
hakikatleri ihtiva etmektedir.
HaBBe
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
186
İki zeyli vardır. Bu risalenin birinci i’lemi, haki-
kat-i Muhammediye (
AsM
) âlemin hem sebeb-i hil-
kati, hem çekirdeği, hem meyvesi, hem netice-i hil-
kat-i âlem olduğunu gayet edibâne bir üslûp ile be-
yan ediyor. diyor ki:
“Eğer âlemi bir kitab-ı kebir olarak görsen, kâti-
binin kaleminin mürekkebi nur-i Muhammed Aley-
hissalâtü Vesselâmdır.
“Eğer âlemi bir şecere suretinde görsen, evvelâ
çekirdeği, sonra meyvesi yine nur-i Muhammed
Aleyhissalâtü Vesselâmdır.
“Eğer âlemi bir zîhayat libasını giymiş görsen,
onun ruhu nur-i Muhammedî Aleyhissalâtü Vesse-
lâmdır.
“Eğer âlemi bir gül bahçesi olarak görsen, onun
andelib-i zîşanı yine nur-i Muhammedî Aleyhissalâ-
tü Vesselâmdır.”
risalenin sonunda gayet güzel bir tazarru ve ni-
yaz ve istiğfar vardır.
Zeylü’l-Habbe
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
215
Habbenin birinci zeylinin ahirlerinde
(2)
p
º«/
¶n
©r
dGu
»p
?n
©r
dG $Ép
H s
’p
G n
Is
ƒo
b n
’n
h n
?r
ƒn
M n
(1)
@ o
?«/
c n
ƒr
dG n
ºr
©p
fn
h *G Én
æo
Ѱr
ùn
M
Mesnevî-i nuriye | 413 |
f
ihrisT
yaratılış neticesi, gayesi.
niyaz:
Allah’a yalvarma ve yakar-
ma.
nur-i Muhammed:
Hz. Muham-
med’in (asm) nuru, ışığı.
ruh:
hayat ve canlılık veren şey.
sebeb-i hilkat:
yaratılış sebebi,
yaratılış nedeni.
suret:
biçim, şekil, tarz.
şecere:
ağaç.
tazarru:
yalvarma, Allah’a huşû
içinde yalvarma.
üslûp:
ifade yolu, kendine has ifa-
de veya yazı tarzı.
Zeylü’l-Habbe:
Habbe risalesinin
eki.
Zeylü’l-Hubab:
Hubab risalesinin
eki.
zîhayat:
hayat sahibi.
ahir:
son.
âlem:
dünya, cihan; bütün ya-
ratılmışlar.
aleyhissalâtü vesselâm:
‘sa-
lât ve selâm onun üzerine ol-
sun’ anlamında Hz. Muham-
med’e dua.
andelib-i zîşan:
şan sahibi
bülbül.
beyan:
açıklama, bildirme,
izah.
edibâne:
edibe yakışır şekilde,
edebiyatçı gibi.
evvelâ:
birinci olarak, her şey-
den önce, ilk olarak.
gayet:
son derece.
gayet:
son derece.
hakikat-i Muhammediye:
Hz
Peygamberin manevî şahsiye-
ti, İslâmiyetin aslı ve esası.
i’lem:
Arabcada bil! anlamın-
da emir.
istiğfar:
tevbe etme, Allah’tan
günahlarının bağışlanmasını
isteme.
kâtip:
yazan, yazıcı.
kitab-ı kebir:
büyük kitap,
kâinat.
libas:
elbise.
netice-i hilkat-ı âlem:
âlemin
1.
Allah bize yeter. O ne güzel vekildir. (Âl-i İmran Suresi: 173.)
2.
Günahlardan dönmek ve tâate kuvvet, ancak büyük ve yüce Allah’ın yardımıyla mümkün-
dür.
1...,403,404,405,406,407,408,409,410,411,412 414,415,416,417,418,419,420,421,422,423,...528
Powered by FlippingBook