Mesnevi-i Nuriye - page 421

izah makamı olmadığından,
Mu’cizat-ı Kur’âniye’ye
havale edilerek o nükte tayyedilmiştir. Bazen bir
harf-i kur’ânîde kur’ân’ın i’cazını ispat eden bu ri-
sale ve arkadaşları olan
İşaratü’l-İ’caz
ve
Mu’cizat-ı
Kur’âniye
risaleleri, kur’ân-ı Hakîm’in birer elmas
kılıncıdırlar.
Altıncı Katre
: Belâgat-i kur’âniyenin bir sırrını
keşfederek, ediplerin “
Unzur ilâ men kàle
,” yani
Kim söylemiş?
” demelerine mukabil, “
Unzur ilâ
men kàle ve limen kàle ve fîmâ kàle
” diyerek,
i’caz-ı kur’âniyeyi parlattırıyor.
Bu Altıncı katre, belâgat-i kur’âniye için mühim
bir anahtardır.
şULe
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
371
İki sahifelik bir zeyli olan küçük hacimde bir risa-
ledir.
NoKTa
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
384
Çok muhtasar olduğu için özetlenmedi.
p
án
eGn
ôn
µ
r
dGn
h p
In
OÉn
¡s
°ûdGn
h p
In
OÉn
©°s
ùdÉp
H Én
æn
d r
ºp
àr
NG s
ºo
¡
s
?dn
G
(1)
n
Ú/
e'
G n
Ú/
e'
G n
Ú/
e'
G …'
ô°r
ûo
Ñr
dGn
h
®
Mesnevî-i nuriye | 421 |
f
ihrisT
söz.
sahife:
sayfa.
sır:
gizli hakikat, bir şeyin dikkat
ve tecrübe ile anlaşılan en ince
yanı.
tayy:
atlamak, üzerinden geçmek.
unzur ilâ men kâle:
kim söyle-
miş, bak.
zeyil:
ek, bir eserin devamı olarak
yazılan kısım.
belâgat-i Kur’âniye:
Kur’ân’a
ait belâgat, Kur’ân’ın kendine
has olan belâgatı.
edib:
edebiyatçı, edebiyatla
meşgul olan.
elmas:
çok kıymetli bir mü-
cevher.
harf-i Kur’ânî:
Kur’ân’ın harfi.
havale:
bir şeyi başkasının üs-
tüne bırakma.
i’caz:
mucizelik, insanların
benzerini yapmaktan âciz kal-
dıkları şeyi yapmak.
i’caz-ı Kur’aniye:
Kur’an’ın
mucizeliği, yüksek ve erişil-
mez ifadesi.
ispat:
doğruyu delillerle gös-
terme.
izah:
açıklama, ayrıntıları ile
anlatma.
Kur’ân:
Allah tarafından vahiy
yoluyla Hz. Muhammed’e in-
dirilmiş, semavî kitapların so-
nuncusu.
Kur’ân-ı Hakîm:
her ayet ve
suresinde sayısız hikmet ve
faydalar bulunan Kur’ân.
makam:
yer.
muhtasar:
kısaltılmış, özet.
mukabil:
karşılık.
mühim:
önemli, ehemmiyetli.
nükte:
ince manalı, ancak dik-
katle anlaşılabilen mana veya
1.
Allah’ım! Bize hayatımızı saadetle ve şehadetle ve iyilikle ve müjde ile sona erdirmek na-
sip eyle. Amin, âmin, âmin.
1...,411,412,413,414,415,416,417,418,419,420 422,423,424,425,426,427,428,429,430,431,...528
Powered by FlippingBook