Mesnevi-i Nuriye - page 410

ise, biri “
Ben kendi kendime malik değilim
,” ikinci-
si “
El-mevtü hakkun
,” üçüncüsü, “
Rabbî vahidün
dördüncüsü “ene’
nin bir nokta-i sevda ve bir va-
hid-i kıyasî
” olduğunu söylüyor. Bu risale,
(1)
*G s
’p
G n
¬'
dp
G n
B ’ r
¿n
G o
ón
¡r
°Tn
G
hakikatini Birinci Bab olarak,
kâinat erkânından her bir rükün, elli beş küllî ve ga-
yet zâhir lisanla ispat ediyor.
Takriz
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
103
Katre’nin Hatimesi
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
104
Müteferrik ve kısa, fakat çok lüzumlu ve mü-
him hakikatlerden bahseder. Başında,
yeis
,
ucub
,
gurur
,
suizan
gibi nefsin dört hastalığını;
sonra dört hakikati ve daha sonra da
Katre
’de
zikredilen Birinci Babdaki “
Lâ ilâhe illallah
” ha-
kikatini ve devamı olarak Bab-ı sanide
Sübha-
nallah
, Bab-ı saliste
Elhamdülillah
, Bab-ı râbide
Allahü ekber
mertebelerini beyan ettikten sonra
noktA
ve
nükte
başlıklarıyla, mevzu itibarıyla
birbirinden farklı
i’lem
’lere geçer.
Katre’nin Zeyli
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
122
Remiz
’ler ve
i’lem
’ler ünvanı altında, her birisi
bir risaleye mevzu olacak kıymette hakikatler-
den ibarettir. Başında salât ü selâmdan sonra,
birinci i’lem
, namazda evvel vakte riayet
etmenin ve hayalen kâbe’ye müteveccih olma-
nın faziletini ve evham vevesvese-i şeytaniyeyi
Allahü ekber:
Allah en büyük ve
en yücedir.
bab:
bir kitabın bölümlerinden
her biri.
bab-ı rabi:
dördüncü bab, bölüm.
bab-ı salis:
üçüncü bab, bölüm.
bab-ı sani:
ikinci bab, bölüm.
beyan:
açıklama, bildirme, izah.
elhamdülillâh:
ne kadar hamd ve
medih varsa, kimden gelse ve ki-
me karşı olsa ezelden ebede ka-
dar hastır ve lâyıktır; o Zat-ı Vaci-
bü’l-Vücud’a ki, ona “Allah” deni-
lir.
el-mevtü hakkın:
ölüm gerçektir.
ene:
insandaki ben duygusu, ben-
lik.
erkân:
destekler, direkler, sütun-
lar.
evham:
vehimler, zanlar, kuruntu-
lar.
evvel:
önce, ilk.
fazilet:
değer.
gayet:
son derece.
gurur:
kibir, kendi yüksek ve de-
ğerli tutarak böbürlenme.
hakikat:
gerçek, esas.
hatime:
son söz, bir eserin sonuç
kısmı.
hayalen:
hayalî bir şekilde.
ibaret:
meydana gelen, oluşan.
i’lem:
Arabcada bil! anlamında
emir.
ispat:
doğruyu delillerle gösterme.
kâinat:
evren; yaratılmış olan şey-
lerin tamamı, bütün âlemler.
kıymet:
değer.
küllî:
bütüne ait olan, umumî, ge-
nel.
lâ ilâhe illâllah:
Allah’tan başka
ilâh yoktur.
lisan:
dil.
malik:
sahip.
mertebe:
derece, basamak.
mevzu:
konu.
müteferrik:
çeşitli.
müteveccih:
bir cihete dönen, yö-
nelen.
nefis:
kötü vasıfları kendisinde
toplayan hayırlı işlerden alıkoyan
güç.
nokta-i sevda:
kalpteki siyah
nokta; müminler için basiret ve id-
rak mahalli olan, kâfirler ve isyan-
kârlar içinse fenalık ve günah yeri
olarak bilinen kalpteki siyah nok-
ta.
rabbî vahidün:
Rabbim bir ve
eşi, benzeri yoktur.
remiz:
işaret, bir manayı ifade
eden veya bir manaya delâlet
eden işaret ve şekil.
riayet:
uyma, gözetme.
rükün:
bir şeyi meydana geti-
ren unsurlardan her biri, esas.
salât ü selâm:
salât ve selâm;
Peygamberimiz Hz. Muham-
med’e (s.a.v) memnuniyet ve
bağlılık için yapılan rahmet
duaları.
suizan:
fena, kötü zan, şüphe.
sübhanallah:
Allah her türlü
eksiklikten uzak ve bütün üs-
tün sıfatlara sahiptir demek,
tesbih etmek.
takriz:
övme yazısı, bir eser
hakkında yazılan ve eserin ba-
şına konulan övgü yazısı.
ucub:
kendini beğenmişlik, ki-
bir, gurur.
ünvan:
ad, isim, lâkap.
vahid-i kıyasî:
ölçmeye esas
olan şey, birim, ölçü birimi.
vesvese-i şeytaniye:
şeyta-
nın verdiği vesvese, şeytanın
kalbe attığı asılsız ve hayal
ürünü olan düşünce.
yeis:
ümitsizlik.
zahir:
açık, aşikâr.
zeyil:
ek, bir eserin devamı
olarak yazılan kısım.
zikretmek:
anmak, bildirmek.
1.
Allah’tan başka ilâh olmadığına şahadet ederim.
f
ihrisT
| 410 | Mesnevî-i nuriye
1...,400,401,402,403,404,405,406,407,408,409 411,412,413,414,415,416,417,418,419,420,...528
Powered by FlippingBook