gitmeyecektir. evet, ciddî bir surette Cenab-ı Hakkın
Habib-i ekremini sevmiş ve himaye etmiş ve taraftarlık
göstermiş olan ebu talip’in, inkâra ve inada değil, belki
hicap ve asabiyet-i kavmiye gibi hissiyata binaen, mak-
bul bir iman getirmemesi üzerine, cehenneme gitse de,
yine cehennem içinde bir nevi hususî cenneti, onun ha-
senatına mükâfaten halk edebilir. kışta bazı yerde baha-
rı halk ettiği ve zindanda, uyku vasıtasıyla, bazı adamla-
ra zindanı saraya çevirdiği gibi, hususî cehennemi, husu-
sî bir nevi cennete çevirebilir.
(2)
*G s
’p
G n
Ör
«n
¨r
dG o
ºn
?`r
©n
j n
’
(1)
@$G n
ór
æp
Y o
ºr
?p
©r
dGn
h
(3)
o
º«
p
µ n
?r
G o
º«
p
?n
©r
dG n
âr
fn
G n
?s
f p
G =É n
æ n
à r
ªs
?n
Y É n
e s
’ p
G B É '
æn
d n
ºr
? p
Y n
’ n
?n
fÉn
ër
Ño
°S
®
asabiyet-i kavmiye:
ırkçılık, kav-
minin ve milletinin örf, âdet ve
değerlerine körü körüne bağlılık.
binaen:
-den dolayı, -den ötürü.
gayp:
his ve aklın ötesinde kalan,
insan tarafından kavranamayan,
görünmeyen, fakat varlığı kesin
olan ve mahiyeti Allah tarafından
bilinen başka âlemler; manevî
âlem.
Habib-i ekrem:
Allah’ın en sevgi-
lisi ve değerli kulu.
hakkıyla bilmek:
her şeyin en
doğrusunu tam ve kusursuz ola-
rak bilmek.
halk:
yaratma.
hasenat:
güzellikler, iyilikler, iyi
işler.
hicap:
utanma.
hikmet:
belirli gayelere yönelik,
faydalı, anlamlı, yerli yerinde
oluş.
himaye:
koruma, esirgeme.
hissiyat:
hisler, duygular.
hususî:
özel, şahsî.
iman:
inanmak, itikat.
inkâr:
reddetme, kabul et-
meme, inanmama.
makbul:
kabul edilmiş olan.
mükâfaten:
mükâfat olarak,
ödül olarak.
nevi:
çeşit, cins, tür.
noksan:
eksiklik, eksik, ku-
surlu.
suret:
biçim, şekil.
tenzih:
Allah’ı şanına lâyık ol-
mayan şeylerden, her türlü
eksik ve noksandan uzak ve
yüce tutma, münezzeh say-
ma.
vasıta:
aracı, aracılık.
zindan:
hapishane, çok ka-
ranlık, sıkıntılı yer.
1.
Gerçek bilgi Allah katındadır. (Mülk Suresi: 26.)
2.
Gaybı Allah’tan başka kimse bilmez. (Neml Suresinin 65. ayeti ve benzeri diğer ayetlerden
alınmış bir kaidedir.).
3.
Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz
yoktur. Sen her şeyi hakkıyla bilir, her işi hikmetle yaparsın. (Bakara Suresi: 32.)
Y
irmi
S
ekizinci
m
ekTup
| 658 | Mektubat