Lem'alar - page 525

bir tarzda bu hakikati gösteriyor. Çünkü hayvanatın en
âciz ve en zayıfı, yavrulardır. Hâlbuki, rahmetin en şirin
ve en güzel cilvesine mazhar, yine onlardır. Bir ağacın
başındaki yuvada bir yavrunun aczi, annesini en mutî bir
nefer gibi, rahmetin cilvesi istihdam ediyor. etrafı gezer,
rızkını getirir. ne vakit o yavru, kanatlarının kuvvetlen-
mesiyle aczini unutsa, validesi ona “sen git, rızkını ara”
der, daha onu dinlemez.
İşte bu sırr-ı rahmet yavruların hakkında cereyan ettiği
gibi, zaaf ve acz noktasında yavrular hükmüne geçen ih-
tiyarlar hakkında da caridir. Bana kanaat-i kat’iye vere-
cek derecede tecrübeler vardır ki, nasıl çocukların aczle-
rine binaen, rahmet tarafından, rızıkları harika bir suret-
te memeler musluklarından gönderiliyor ve akıttırılıyor;
öyle de, masumiyet kesb eden imanlı ihtiyarların rızıkları
da bereket suretinde gönderiliyor. Hem bir hanenin be-
reket direği, o hanedeki ihtiyarlar olduğu; hem bir hane-
yi belâlardan muhafaza edici, içindeki beli bükülmüş ma-
sum ihtiyarlar ve ihtiyareler bulunduğu,
(HaşİYe)
hadis-i şe-
rifin bir parçası olan
(2)
Év
Ñn
°U o
A n
BÓn
Ñr
dG o
ºo
µr
«n
?n
Y s
Öo
°ün
d o
™s
ct
ôdG o
ñƒo
«t
°ûdG n
’ r
ƒn
dn
h
yani,
“Beli
bükülmüş ihtiyarlarınız olmasaydı, belâlar sel gibi üzerini-
ze dökülecekti”
diye ferman etmekle, bu hakikati ispat
ediyor.
Lem’aLar | 525 |
Y
irmi
a
lTıncı
l
em
a
lanma.
kanaat-i kat’iye:
kesin kanaat.
kesb:
kazanma.
masum:
günahı olmayan, suçsuz.
masumiyet:
suçsuzluk.
mazhar:
nail olma.
muhafaza:
koruma.
mutî:
itaat eden, boyun eğen.
nefer:
şahıs, er.
rahmet:
merhamet etme, şefkat
gösterme.
rızık:
Allah tarafından her canlı için
ayrılmış ve takdir edilmiş olan ni-
met.
sırr-ı rahmet:
rahmet sırrı.
suret:
biçim, tarz.
tarz:
biçim, suret.
tecrübe:
deneyim.
valide:
anne.
zaaf:
zayıflık, güçsüzlük.
âciz:
zayıf, güçsüz.
acz:
zayıflık, güçsüzlük.
belâ:
musibet.
bereket:
bolluk.
binaen:
-den dolayı.
cari:
geçerli.
cereyan:
olma, meydana
gelme.
cilve:
tecelli.
ev kemâ kàl:
veya dediği gibi.
ferman:
emir, buyruk.
hadis:
Peygamberimizden ak-
tarılan sözlerin genel adı.
hadis-i şerif:
Peygamberimiz-
den aktarılan sözlerin genel
adı.
hakikat:
gerçek.
hâlbuki:
oysa ki.
hane:
ev, mesken.
haşiye:
dipnot.
hayvanat:
hayvanlar.
hükmüne:
yerine.
ilâahir:
sonuna kadar.
iman:
inanma, itikat.
ispat:
doğruyu delillerle gös-
terme.
istihdam:
bir hizmette kul-
1.
Dilsiz hayvanlar, süt emen masum yavrular olmasaydı… (Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 2:163 hadis
no: 2119; Münavî, Feyzü’l-Kadîr, 5:344, hadis no: 7523; Beyhakî, Sünenü'l-Kübra, 3:345.)
2.
Hadisin tam meali: Dilsiz hayvanlar, süt emen masum yavrular ve beli bükülmüş ihtiyarla-
rınız olmasaydı, belâlar sel gibi üzerinize dökülecekti.
HaşİYe:
Hadisin tamamı
(1)
o
™s
°V t
ôdG o
¿Én
« r
Ñ° u
üdGn
h o
™s
J t
ôdG o
ºp
F=É n
¡n
Ñr
dG n
’r
ƒn
dn
h
ilâahir (ev
kemâ kàl).
1...,515,516,517,518,519,520,521,522,523,524 526,527,528,529,530,531,532,533,534,535,...1406
Powered by FlippingBook