bahçenin devam ve bekası sana fayda vermez. Çünkü,
senin elindeki âyinedeki hane ve sana ait şehir ve bahçe,
yalnız âyinenin sana verdiği mikyas ve mizan iledir.
senin hayatın ve ömrün âyinedir. senin dünyanın di-
reği ve âyinesi ve merkezi, senin ömrün ve hayatındır.
Her dakikada o hane ve şehir ve bahçenin ölmesi müm-
kün ve harap olması muhtemel olduğundan, her dakika
senin başına yıkılacak ve senin kıyametin kopacak bir va-
ziyettedir. Madem öyledir; sen bu hayatına ve dünyana,
çekemedikleri ve kaldıramadıkları yükleri yükletme!
DörDüNCü NOta
Bil ki, ekseriyetle Fâtır-ı Hakîmin âdetidir: ehemmiyetli
ve kıymettar şeyleri aynıyla iade ediyor. Yani, ekser eş-
yanın misliyle tazelenmesi, mevsimlerin tebeddülünde,
asırların değişmesinde o kıymettar, ehemmiyetli şeyleri
aynıyla iade ediyor. Yevmî ve senevî ve asrî haşirlerin
umumunda, şu kaide-i âdetullah ekseriyetle muttarıt gö-
rünüyor.
İşte bu sabit kaideye binaen deriz:
Madem, fünunun it-
tifakıyla ve ulûmun şahadetiyle, hilkat şeceresinin en mü-
kemmel meyvesi insandır; ve mahlûkat içinde en ehem-
miyetli insandır; ve mevcudat içinde en kıymettar insan-
dır; ve insanın bir ferdi, sair hayvanatın bir nev’i hükmün-
dedir; elbette, kat’î bir hads ile hükmedilir ki, haşir ve
neşr-i ekberde, beşerin her bir ferdi aynıyla, cismiyle, is-
miyle, resmiyle iade edilecektir.
âdet:
kanun.
asır:
yüzyıl.
asrî:
yüzyıllık.
âyine:
ayna.
beka:
bâkîlik, ebedîlik, sonsuzluk.
beşer:
insanlık.
binaen:
-den dolayı.
ehemmiyetli:
önemli.
ekser:
pek çok.
ekseriyet:
çoğunluk.
faide:
fayda.
Fâtır-ı Hakîm:
her şeyi bir mak-
sada uygun ve hikmetle benzer-
siz bir şekilde yaratan Allah (cc).
fert:
birey.
fünun:
fenler.
hads:
zan, sezgi.
harap olma:
yıkılma, alt üst olma.
haşir:
toplanma.
haşr-i ekber:
en büyük diriliş ve
toplanma.
hayvanat:
hayvanlar.
o
n
Y
edinci
l
em
’
a
| 290 | Lem’aLar
hilkat:
yaratılış.
hükmetme:
karar verme.
hükmünde:
değerinde, yerin-
de.
iade:
geri gönderme, gönde-
rilme.
ittifak:
fikir birliği etme.
kaide:
kural.
kaide-i âdetullah:
Cenab-ı Al-
lah’ın yaratmasındaki âdet
prensibi.
kat’î:
kesin.
kıyamet:
dünyanın sonu.
kıymettar:
değerli, kıymetli.
mahlûkat:
Allah tarafından
yaratılanlar.
mevcudat:
var olan her şey,
mahlûklar.
mikyas:
ölçü, nispet.
misil:
benzer.
mizan:
ölçü.
muhtemel:
ihtimal dahilinde
olan.
muttarıt:
düzgün, intizamlı,
düzenli.
neşr-i ekber:
en büyük neşir,
mahşerde insanların diriltilme-
si.
nevi:
çeşit, tür.
nota:
işaret.
ömür:
hayat.
sair:
diğer, başka.
senevî:
senelik, yıllık.
şahadet:
şahit olma, şahitlik.
şecere:
ağaç.
tebeddül:
başkalaşma, değiş-
me.
ulûm:
ilimler.
umum:
hepsi, bütün.
vaziyet:
durum.
yevmî:
günlük.