OnYedinciLem’a
Zühre
’den gelmiş “
On Beş Nota
”dan
(1)
ibarettir.
W
Mukaddime
B
U LEM’ANIN
telifinden on iki sene evvel,
(HaşİYe)
ina-
yet-i rabbaniye ile, marifet-i İlâhiyede bir hareket-i fikri-
ye ve bir seyahat-i kalbiye ve bir inkişafat-ı ruhiyede teza-
hür eden bazı lemaat-ı tevhidiyeyi, Arabî olarak, notalar
suretinde
Zühre, Şule, Habbe, Şemme, Zerre, Katre
gibi
risalelerde kaydetmiştim. Uzun bir hakikatin yalnız bir
ucunu göstermek ve parlak bir nurun yalnız bir şuaını irae
etmek tarzında yazıldığından, yalnız kendi kendime birer
hatıra ve birer ihtar şeklinde olduğundan, başkalarının is-
tifadesi mahdut kalmıştı. Hususan, en mümtaz ve en has
kardeşlerimin kısm-ı azamı Arabî okumamışlar. Bunların
ısrarı ve ilhahıyla, o notaların, o lem’aların kısmen izahlı
ve kısmen kısa bir mealini türkçe olarak yazmaya mec-
bur oldum. Şu notalar ve Arabî risaleler, Yeni said’in en
evvel hakikat ilminden bir derece şuhut suretinde gördü-
ğü için, tağyir edilmeden, mealleri yazıldı. onun için, ba-
zı cümleler sair sözlerde de zikredilmekle beraber, bura-
da
da
zikrediliyor.
Ve
bir
kısmı,
Lem’aLar | 287 |
o
n
Y
edinci
l
em
’
a
yardımı, Cenab-ı Hakkın yapmış
olduğu lütuflar, yardımlar.
inkısam:
kısım, parça.
inkişafat-ı ruhiye:
ruhî gelişme-
ler, ruhî ferahlık ve genişleme.
irae:
gösterme.
istifade:
faydalanma.
izah:
açıklama yapma.
Katre:
Bediüzzaman Said Nursî
Hazretlerinin Mesnevî-i Nuriye adlı
eseri içinde yer alan bir risale.
kısmen:
kısmî olarak.
kısm-ı azam:
büyük kısım, çoğun-
luk.
Lem’a:
Lem’alar kitabın her bir
parçası..
Lem’a:
parıltı, On Yedinci Lem’a.
lemaat-ı tevhidiye:
Allah’ın birli-
ğini gösteren parıltılar.
mahdut:
sınırlı.
marifet-i İlâhiye:
Allah’a mahsus
ilim.
meal:
mana, mefhum.
mecbur:
zorunda kalma.
muhtelif:
çeşitli.
mukaddime:
giriş, ön söz.
mümtaz:
seçkin.
neşredilme:
yayınlama.
nota:
işaret.
nur:
parıltı, ışık.
risale:
küçük kitapçık.
seyahat-i kalbiye:
kalben seya-
hat.
suret:
biçim, tarz.
şemme:
Bediüzzaman Said Nursî
Hazretlerinin Mesnevî-i Nuriye adlı
eseri içinde yer alan bir risale.
şua:
ışın.
şuhut:
şahit olma, müşahede et-
me.
şule:
Bediüzzaman Said Nursî Haz-
retlerinin Mesnevî-i Nuriye adlı
eseri içinde yer alan bir risale.
tağyir:
değiştirme, başkalaştırma.
tarz:
biçim, suret.
telif:
kitap yazma.
tezahür:
zuhur etme, ortaya çık-
ma.
Zerre:
Bediüzzaman Said Nursî
Hazretlerinin Mesnevî-i Nuriye adlı
eseri içinde yer alan bir risale.
zühre:
Bediüzzaman Said Nursî
Hazretlerinin Mesnevî-i Nuriye adlı
eseri içinde yer alan bir risale, ço-
ban yıldızı.
arabî:
Arabca.
derç:
içine alma, katma.
evvel:
ilk.
evvel:
önce.
habbe:
Bediüzzaman Said
Nursî Hazretlerinin Mesnevî-i
Nuriye adlı eseri içinde yer
alan bir risale.
hakikat:
gerçek.
hareket-i fikriye:
düşünüle-
rek yapılan hareket.
has:
hususî, özel.
haşiye:
dipnot.
hatıra:
anı.
hususan:
bilhassa, özellikle.
ibaret:
meydana gelen, olu-
şan, müteşekkil.
ihtar:
hatırlatma, uyarı.
ilhah:
zorlama, ısrar etme.
ilim:
bilgi.
inayet-i rabbaniye:
Allah’ın
1.
Zühre’nin tamamı On Yedi Nota olup, On Altıncı Nota TabiatRisalesi olan Yirmi Üçüncü Lem’a
olarak neşredilmiştir. On Yedinci Nota ise, Yedi Mesele olup, İkinci ve Dördüncü Meseleleri
İhlâsRisaleleri olan Yirmi ve Yirmi Birinci Lem’alar, Üçüncü Meselesi de Yirmi İkinci Lem’a
gibi muhtelif risalelere inkısam ederek Nur Külliyatının değişik yerlerinde derç edilmiştir.
(Naşirler)
HaşİYe:
on iki sene evvel denilen tarih, Hicrî 1340, Milâdî 1921
seneleridir.
]
OnYedinciLem’a, Bar-
la’da 1933’te Türkçe
olarak telif edilmiştir.