Lem'alar - page 286

namındaki risalelerinde temsilâtla kâfi beyanat var. senin
gibi zeki ve müdakkik bir zata karşı fazla izahat fazla olu-
yor. sen âyineye baksan, eğer âyineye şişe için bakar-
san, şişeyi kasten görürsün; içinde re’fet tebeî, dolayısıy-
la nazara ilişir. eğer maksat, mübarek simanıza bakmak
için âyineye baksan, sevimli re’fet’i kasten görürsün,
(1)
n
Úp
?p
dÉn
ÿr
G o
øn
°ùr
Mn
G *G n
?n
QÉn
Ñn
àn
a
dersin; âyine şişesi tebeî, dolayı-
sıyla nazara ilişir.
İşte birinci surette âyine şişesi mana-i ismîdir. re’fet
mana-i harfî oluyor. İkinci surette âyine şişesi mana-i har-
fîdir, yani kendi için ona bakılmıyor, başka mana için ba-
kılır ki, içinde olan akistir. Akis ise mana-i ismîdir, yani
(2)
/
¬p
°ùr
Øn
f »/
a »k
ær
©n
e '
¤n
Y s
?n
O
olan tarif-i isimde bir cihette dahil-
dir. Ve âyine ise
(3)
/
?p
ôr
«n
Z »/
a »k
ær
©n
e '
¤n
Y s
?n
O
olan harfin tarifi-
ne mâsadak olur. kâinat nazar-ı kur’ânî ile bütün mev-
cudatı huruftur, mana-i harfî ile başkasının manasını ifa-
de ediyorlar. Yani, esmasını, sıfâtını bildiriyorlar. ruhsuz
felsefe, ekseriya mana-i ismiyle bakıyor, tabiat bataklığı-
na saplanıyor.
Her ne ise... Şimdi çok konuşmaya vaktim yoktur.
Hatta
Fihriste
’nin en mühim, en kolay, en ahir parçasını
dahi yazamıyorum.
(4)
?/
bÉn
Ñ r
dG n
ƒo
g ?/
bÉn
Ñ r
dn
G
Sa i d Nu r s î
ahir:
son.
akis:
yansıma.
âyine:
ayna.
beyanat:
açıklamalar, izahlar.
cihet:
yön.
dahil:
içine girmiş.
ekseriya:
pek çok zaman, sık sık,
çok defa olarak.
esma:
isimler.
felsefe:
madde ve hayatı başlan-
gıç ve gaye bakımından inceleyen
ilim.
fihriste:
özet.
huruf:
harfler.
ifade:
anlatma.
izahat:
izahlar, açıklamalar.
kâfi:
yeter.
kâinat:
bütün âlemler, varlıklar,
evren.
kasten:
bile bile, isteyerek.
maksat:
kastedilen, istenilen şey.
mana:
anlam.
mana-i harfî:
bir şeyin yaratıcısı-
na bakan, onu tarif eden ve tanı-
tan manası.
mana-i ismî:
bir şeyin bizzat ken-
disine bakan ve kendisini tanıtan
manası.
mâsadak:
doğrulayıcı.
mevcudat:
var olan her şey, mah-
lûklar.
mübarek:
feyizli, bereketli.
müdakkik:
inceden inceye
dikkatle araştıran.
mühim:
önemli.
nam:
ad.
nazar:
bakış.
nazar-ı Kur’ânî:
Kur’ân’ın na-
zarı, bakış tarzı.
ruh:
hayatın temeli ve sebebi
olan manevî varlık.
sıfât:
nitelik, vasıf.
sima:
yüz.
suret:
biçim, tarz.
suret:
biçim, tarz.
tabiat:
maddî âlem.
tarif:
bir şeyi belli noktalar ve
işaretlerle inceden inceye an-
latıp tanıtmak; tanım.
tarif-i isim:
isim tanıtımı.
tebeî:
asıl olmayan, dolaylı.
temsilât:
temsiller, örnekler.
vakit:
zaman.
zat:
kişi.
1.
Yaratıcılık mertebelerinin en güzelinde olan Allah’ın şanı ne yücedir! (Mü’minun Suresi: 14.)
2.
Manası kendi içindedir ve kendine işaret eder.
3.
Tek başına bir manası yoktur; ancak başkasının manasını gösterir.
4.
Bâkî olan yalnız Allah'tır.
o
n
a
lTıncı
l
em
a
| 286 | Lem’aLar
1...,276,277,278,279,280,281,282,283,284,285 287,288,289,290,291,292,293,294,295,296,...1406
Powered by FlippingBook