İkinci Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye
: üstadımız, ih-
tiyarlık, gurbet ve kimsesizlik ve tecrit içinde bulun-
duğu ve ehl-i dünya desiseleriyle ve casuslarıyla ona
hücum ettikleri zaman, “eli bağlı, zayıf ve hasta bir
tek adama ordular taarruz ediyor. Benim için bir
nokta-i istinat yok mu?” diye kalbine hitap edip
(1)
o
?«/
cn
ƒr
dG n
ºr
©p
fn
h !G Én
æo
Ñ°r
ùn
M
ayetine müracaat ettiği za-
man, bu ayet ona, “İntisab-ı imanî vesikasıyla ka-
dîr-i Mutlak olan öyle bir sultana intisap edersin ki,
dört yüz bin milletten mürekkep nebatat ve hayva-
nat orduları onun emri altında ve kabza-i tasarru-
funda bulunan hadsiz bir kudret ve kuvvet sahibine
dayanabilirsin” diye manevî bir ders verdiğini ve o
dersle değil şimdiki düşmanlara, belki bütün dünya-
ya meydan okuyabilir bir iktidar-ı imanî hissettiğini
ve bütün ruhuyla beraber
o
?«/
cn
ƒr
dG n
ºr
©p
fn
h !G Én
æo
Ñ°r
ùn
M
de-
diğini ifade etmiştir.
Üçüncü Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye
: ebedî bir
dünyada ve bâkî bir memlekette, daimî bir saadete
namzet olduğunu, fakat bu gaye-i hayal ve hedef-i
ruh ve netice-i fıtratın tahakkuku, ancak mahlûkatın
bütün harekâtlarını ve her şeylerini bilen ve kayde-
den bir kadîr-i Mutlak’ın hadsiz kudretiyle olabildi-
ğini düşünürken, kalbine itminan veren bir izah iste-
diğini ve yine o ayete müracaat ettiğinde, o ayet ona,
(2)
Én
æ o
Ñ° r
ùn
M
’daki
É
n
H
’ya dikkat edip, “senin ile beraber
f
iHriST
| 1062 | Lem’aLar
ayet:
Kur’ân’ın her bir cüm-
lesi.
desise:
gizli hile, oyun, aldat-
maca.
ehl-i dünya:
sadece dünya
hayatı için yaşayıp ahireti dü-
şünmeyenler.
gurbet:
yabancı yerde kalma,
yabancılık.
hitap etmek:
konuşmak, söz
söylemek.
mertebe-i Nuriye-i Hasbiye:
“Hasbünallahü ve ni’me’l-ve-
kîl” ayetinin nurunun merte-
beleri, dereceleri.
müracaat etmek:
başvurmak.
nokta-i istinat:
dayanak nok-
tası, dayanma yeri.
ordu:
bir devletin silâhlı kuv-
vetlerinin tamamı.
taarruz etmek:
saldırmak.
tecrit:
yalnız başına bırakılma.
üstat:
bilgi ve tecrübe sahibi
öğretici, öğretmen.
1.
Allah bize yeter; O ne güzel vekildir. (Âl-i İmran Suresi: 173.)
2.
Allah bize yeter. (Âl-i İmran Suresi: 173.)