Lem'alar - page 1057

nimetleri adedince rahmetin delilleri bulunan ve en
makbul bir şefaatçi olan acz ve zaafın dürbünüyle ve
ihtiyarlık gözüyle görüleceğinden, ihtiyarlıktan küs-
mek değil, ihtiyarlığı sevmekle, rica yolunu gösterir.
YeDİNCİ rİCa
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
512
Fânî dünyaya eblehâne bâkî süsü veren ve payi-
taht-ı hükûmette görülen bina-i evhamı altı cihetten
çürütüp, dalâletten gelen müthiş zulmeti, nur-i
kur’ân ve sırr-ı iman ile dağıtıp, bîçare musibetzede
ihtiyarları evham ve şübehat vadilerinden çıkarıp
sahil-i selâmete ve rahmet-i rahman’a yetiştiren
mücahit bir ricadır.
SeKİZİNCİ rİCa
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
517
Cenab-ı Hak, kemal-i keremiyle ve nihayetsiz
re’fet ve şefkatiyle, ebed ve ebedî bir hayat için halk
ettiği nev-i insanı nisyan-ı mutlaktan kurtarmak için,
kur’ân-ı Azîmüşşan’da
(1)
p
är
ƒn
Ÿr
G o
án
?p
F B Gn
P m
¢ùr
Øn
f t
?o
c
fer-
man-ı kudsiyesiyle her nefsin ölümünü haber verdi-
ği gibi, o ölümün bir emaresi ve bir müjdecisi ve in-
sanın daimî arkadaşı ve hocası olan saçlarının ağar-
masıyla, başı aşağı olmaya hazırlanmış olan ve gaf-
lete daimî meyyal ve fânîye müptelâ olan insanı,
sırr-ı iman ve nur-i kur’ân ile gaflet uykusundan
ikaz edip, kuvvetli bir rica düsturunu eline verir.
DOKUZUNCU rİCa
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
522
Acz ve zaafı bilfiil tadan ve hissiyat cihetinde ço-
cuklar ve yavrular hükmüne geçen ihtiyarlık rahmet
ve inayet-i İlâhiyenin celbine vesile olduğu gibi,
Lem’aLar | 1057 |
f
iHriST
dımı.
kemal-i kerem:
kusursuz, mü-
kemmel ikram edicilik.
Kur’ân-ı azîmüşşan:
şanı yüce
Kur’ân.
makbul:
kabul edilmiş, geçerli.
meyyal:
meyilli, eğilimli; istekli.
musibetzede:
belâya uğrayan,
hastalık veya başka dertlere tu-
tulan.
mücahit:
cihad eden, din için çalı-
şan; çaba ve gayret gösteren, ça-
lışan.
müjde:
sevindirici haber.
müptelâ:
tutkun, düşkün, bağımlı.
müthiş:
korkutan, ürküten.
nefis:
can, kişi.
nev-i insan:
insan türü.
nihayetsiz:
sonsuz.
nimet:
Allah’ın verdiği hayırlı ve
faydalı şey, lütuf, ihsan; yiyecek
içecek şey.
nisyan-ı mutlak:
tam bir unutma,
tam bir unutkanlık.
nur-i Kur’ân:
Kur’ân nuru, ışığı, ay-
dınlığı.
payitaht-ı hükûmet:
hükûmetin
merkezi, devletin başkenti.
rahmet ve inayet-i İlâhîye:
Al-
lah’ın acıması, şefkati ve yardımı.
rahmet:
Allah’ın acıması, maddî
ve manevî nimetler vermesi.
rahmet-i rahman:
yarattığı var-
lıklara sonsuz şefkat ve merha-
metle davranan Allah’ın acıması,
şefkat merhamet etmesi.
re’fet:
acıma, esirgeme, koruma,
şefkat ve merhamet etme.
rica:
istek, ümit.
sahil-i selâmet:
kurtuluş sahili, gü-
venli yer.
sırr-ı iman:
imanın sırrı, imanın
hakikati.
şefaatçi:
ihtiyaçların giderilmesi
için aracı.
şefkat:
karşılık beklemeden
sevme, acıma, merhamet etme.
şübehat:
şüpheler.
vadi:
dere.
vesile:
sebep, vasıta.
zaaf:
zayıflık.
zulmet:
karanlık.
acz:
güçsüzlük, kuvvetsizlik.
bâkî:
yok olmayan, sürekli ve
kalıcı, sonsuz.
bîçare:
çaresiz, zavallı.
bilfiil:
fiilen, fiillerle.
binâ-i evham:
şüpheler, yanlış
ve gerçek olmayan düşünce-
lerden oluşan bina.
celp etmek:
çekmek.
Cenab-ı Hak:
doğru, gerçek,
Hakkın tâ kendisi olan, şeref
ve azamet sahibi yüce Allah.
cihet:
yön, taraf.
daimî:
devamlı.
dalâlet:
hak ve hakikatten,
doğru yoldan sapma.
düstur:
prensip, temel kural.
ebed:
sonsuzluk.
ebedî:
sonsuz, sonsuza kadar
devam eden.
eblehâne:
aptalcasına.
emare:
işaret, belirti, iz.
evham:
olmayan bir şeyi olur
zannederek meraklanma, ge-
reksiz yere korkma.
fânî:
geçici, son bulan.
ferman-ı kudsiye:
kutsal hü-
küm; Kur’ân’ın lisanındaki mu-
kaddes ferman, hatırlatma.
gaflet:
Allah’ı ve ahireti unut-
mak, nefsin arzularına dalmak,
halk etmek:
yaratmak.
hissiyat:
hisler, duygular.
ikaz etmek:
uyarmak, uyan-
dırmak, dikkat çekmek.
inayet-i İlâhîye:
Allah’ın yar-
1.
Her nefis ölümü tadıcıdır. (Âl-i İmran Suresi: 185.)
1...,1047,1048,1049,1050,1051,1052,1053,1054,1055,1056 1058,1059,1060,1061,1062,1063,1064,1065,1066,1067,...1406
Powered by FlippingBook