İşaratü'l İ'caz - page 55

Sure-i Bakara
Sual:
İcaz ile i’caz sıfatlarını havi kur’ân-ı Azîmüş-
şan’da,
(2)
@ p
¿Én
Hu
òn
µ`o
J Én
ªo
µ`u
H n
Q p
A '
B ’'
G u
in
Ép
Ñn
a
(1)
@ p
º«/
Ms
ôdG p
ø'
ªr
Ms
ôdG $G p
º`````°r
ùp
H
(3)
m
òp
Än
er
ƒn
j l
? r
jn
h
gibi pek çok ayetler tekerrür etmektedir. Hâlbuki, bu
tekrarlar, belâgate münafidir, usanç veriyor.
Cevap:
ey arkadaş! Her parlayan şey yakıcı ateş de-
ğildir. evet, tekrar ve tekerrür bazen usanç veriyor; fa-
kat, umumî değildir. Her yere, her kelâma ve her kitaba
şamil değildir. Usanç verici addedilen pek çok zahirî tek-
rarlar, belâgatçe istihsan ve takdir edilmektedir.
evet, insanın yediği yemekler, biri gıda, diğeri tefek-
küh (meyve) olmak üzere iki kısımdır. Birinci kısım teker-
rür ettikçe memnuniyet verir, kuvvet verir, kat kat teşek-
kürlere sebep olur. İkinci kısmın tekerrüründe usanç, te-
ceddüdünde lezzet vardır.
kezalik, kelâmlar da iki kısımdır. Bir kısmı ruhlara kut,
fikirlere kuvvet verici hakikatlerdir ki, tekerrür ettikçe,
güneşin ziyası gibi, ruhlara, fikirlere hayat verir. Meyve
kabîlinden iştihayı açan kısımda tekerrür makbul değil-
dir, istihsan edilmez.
ruh:
dirilik kaynağı, hayatın temeli
ve sebebi olan manevî varlık.
sıfat:
hâl, keyfiyet, nitelik, vasıf.
sual:
soru.
Sure-i Bakara:
Bakara Suresi;
Kur’ân-ı Kerîm’in en uzun suresi
olan ikinci sure. Medine’de nazil
olmuştur. 286 ayettir.
şamil:
şümulü bulunan, içine alan,
kaplayan, çevreleyen, havi.
takdir:
kıymet verme, ölçme.
teceddüt:
tazelenme, yenilenme,
yeni hale gelme.
tefekküh:
meyvelenme, meyveli
olma.
tekerrür:
tekrarlanma.
umumî:
genel.
zahirî:
görünüşte olan; zahire, dı-
şa ait olan.
ziya:
ışık, aydınlık, nur.
addetme:
sayma, sayılma.
ayet:
Kur’ân’ın her bir cümle-
si.
bakara:
inek, dişi sığır.
belâgat:
söz ve yazıda sanatlı
ve tesirli ifade; bir şeyde saklı
bulunan derin anlam.
hakikat:
gerçek, asıl, esas.
havi:
içine alan, kapsayan, ku-
şatan.
i’caz:
mucizelik, insanların
benzerini yapmaktan âciz kal-
dıkları şeyi yapmak.
icaz:
az sözle çok mana ifade
etme.
istihsan:
güzel bulma, beğen-
me.
iştiha:
fazla istek, arzu.
kabil:
soy, nevi, sınıf, cins, tür.
kelâm:
söz, konuşma, nutuk.
kezalik:
keza, bu da öyle,
böylece.
kut:
yaşatacak gıda, yaşamak
için yenen şey, yiyecek, rızık.
makbul:
kabul edilmiş, geçer-
li.
memnuniyet:
memnunluk,
sevinçli oluş.
münafi:
zıt, muhalif, uymaz,
aykırı.
1.
Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. (Fatiha Suresi: 1; Neml Suresi: 30.)
2.
Rabbinizin nimetlerinden hangi birini inkâr edersiniz? (Rahman Suresi: 13, 16, 18, v.d.)
3.
Yazıklar olsun o gün (yalanlayanlara)! (Mürselât Suresi: 15, 19, 24, 28, v.d.)
İşaratü’l-İ’caz | 55 |
k
ur
ân
daki
T
ekrarlar
1...,45,46,47,48,49,50,51,52,53,54 56,57,58,59,60,61,62,63,64,65,...576
Powered by FlippingBook