Ve keza,
Cenab-ıHak,sizlerenimetlerinitahsisettiği
gibi;sizindeşükrünüzüonatahsisetmenizlâzım
geldiği-
ne işarettir.
(1)
Gk
OGn
ór
fn
G ! Gƒo
?n
©r
én
J n
Ón
a
: Başta bulunan
±
, geçen dört
fıkraya bakıyor. Yani, “
Odurma’bud;şerikyapmayınız.
OdurKadîr-imutlak;şerikiniitikatetmeyiniz.Odur
mün’im;şükründeşerikyapmayınız.OdurHâlık;başka
birhâlıktahayyületmeyiniz.
”
(2)
Gƒo
?n
©r
én
J
: Bu tabirin
(3)
Gho
óp
?n
à`r
©n
J
tabirine tercihi, onla-
rın Allah’a isnat ettikleri şeriklerin ve misillerin aslı ve ha-
kikati olmadığı için, o uydurma şeriklerin itikat edilecek
şeyler olmadığına, ancak uydurma, ca’lî şeyler oldukları-
na işarettir.
(4)
!
: lâfza-i Celâlin
(5)
Gk
OGn
ór
fn
G
üzerine takdimi, Allah’ın
daima hâzır olduğunu düşünmek lüzumuna; ve nehyin
menşei şerikin Allah için yapılışı olduğuna işarettir.
Gk
OGn
ór
fn
G
:
Endâd
,
r
óp
f
’din cem’idir.
r
óp
f
ise,
misil
manasına-
dır. Hâlbuki, Cenab-ı Hakka yapılan misil, onun zıddı
olur. Bir şey, hem zıt, hem misil olamaz ve bir şeyin zıd-
dı, ona misil olamaz. öyle ise mislin bulunması, mislin
muhaliyetini istilzam eder.
Gk
OGn
ór
fn
G
’ın siga-i cem ile zikri, müşriklerin cehaletine
işarettir. Yani, “
HiçbircihettenbirbenzeriolmayanCe-
nab-ıHakkanasılbirsürümisilvezıtyapıyorsunuz?
”
ret sahibi, Allah.
keza:
böylece, aynı şekilde.
lâfza-i celâl:
Allah lâfzı, kelimesi.
Ma’bud:
kendisine ibadet edilen,
tapınılan, kulluk edilen Allah.
mana:
anlam.
menşe:
esas, kaynak.
misil:
benzer, eş, nazır, tıpkısı.
muhaliyet:
imkânsızlık, imkânsız
oluş.
Mün’im:
nimet veren, ikram eden,
Allah.
müşrik:
Allah’a şirk koşan, ortak
tutan.
nehiy:
yasaklama, dinin yasakla-
dığı işler.
nimet:
lütuf, ihsan, bağış.
şerik:
ortak.
şükür:
teşekkür.
tabir:
ifade; deyim.
tahayyül:
hayale getirme, haya-
linde canlandırma, zihinde canlan-
dırma, tasavvur etme.
tahsis:
has kılma, ayırma.
takdim:
arz etme, sunma.
zikir:
anma, bildirme.
ca’lî:
sahte, yapmacıklı, düz-
me.
cehalet:
cahillik, ilimden yok-
sun olma, İlâhî hakikatlerden
habersiz olma.
cem:
çoğul.
cenab-ı Hak:
hakkın ta kendi-
si olan şeref ve azamet sahibi
Allah.
endâd:
misiller, şerikler, eşler.
hakikat:
gerçek, doğru.
Hâlık:
yaratıcı; herşeyin yok-
tan var eden, yaratan Allah.
isnat:
dayandırma.
istilzam:
gerekli görme, lü-
zumlu görme.
itikat:
bir inanca, bir fikre bağ-
lanma, inanma, iman.
Kadîr-i Mutlak:
hiç bir kayıt
ve şarta tâbi olmaksızın her
şeye gücü yeten sonsuz kud-
1.
Öyleyse bile bile Allah’a eşler ve ortaklar koşmayın. (Bakara Suresi: 22.)
2.
Yapmayınız.. (Bakara Suresi: 22.)
3.
İnanmayınız.
4.
Allah’a. (Bakara Suresi: 22.)
5.
Eşler, ortaklar. (Bakara Suresi: 22.)
İşaratü’l-İ’caz | 259 |
i
BadeT ve
T
evhid
B
ahSi