İşaratü'l İ'caz - page 217

(1)
n
øj/
ôp
aÉn
µ`r
dÉp
H
: Bu kelimeyi
(2)
l
§«/
ëo
e
lâfzına bağlayan
Ü
harf-i cerri, Allah’ın gazabından kaçan kâfirler, yine Al-
lah’ın gazabına rast gelip musibet oklarına hedef olduk-
larına işarettir.
(3)
n
øj/
ôp
aÉn
c
ünvanı ise üç işareti taşıyor:
Birincisi
: temsil içerisinde mümesselleri, yani mü-
nafıkları göstermekle, sâmiin temsille meşgul olup mü-
messelden ve maksattan gafil olmamasını temin etmek
içindir.
İkincisi
: temsil ile mümessellerin, yani yolcuların
durumuyla münafıkların durumu arasında son sistemde
bulunan müşabehetin kuvvetinden dolayı, birbirinin sıfa-
tını ve yekdiğerinin lâkabını ve soyadını taşıdıklarına işa-
rettir.
üçüncüsü
: kâfirlerin kalbleri gibi, münafıkların da
kalbleri zulmet ve azap içinde bulunduğuna işarettir. zi-
ra, yaptıkları cinayet ve kusurlarından dolayı vicdanları
dahi onları tazip etmekten geri kalmıyor. evet, bizzat
yaptığı cinayetin cezasını gören bir adamın vicdanı müs-
terih olmaz.
(4)
r
ºo
gn
QÉ°n
ür
Hn
G o
?n
£r
în
j o
¥r
ôn
Ñ`r
dG o
OÉn
µ`n
j
: Bu cümledeki kelimele-
rin işgal ettikleri yerlerle münasebetleri ve her birinin ta-
şıdığı işaretleri ise:
müşabehet:
benzeme, benzeyiş,
andırma.
sıfât:
vasıflar, nitelikler.
tazip:
azap çektirme, eziyet etme,
sıkıntı verme.
temin:
sağlama.
temsil:
örnek, misal.
ünvan:
şöhret, ad, isim.
vicdan:
insanın içindeki, iyiyi kö-
tüden ayırabilen, iyilik etmekten
lezzet duyan ve kötülükten elem
alan manevî his.
zulmet:
karanlık.
azap:
eziyet, işkence; büyük
sıkıntı, şiddetli acı.
bizzat:
kendisi, şahsen.
cinayet:
cana kıyma, katl ve-
ya bu derecede ağır bir suç.
gafil:
gaflette bulunan, ihmal
eden.
gazap:
kızgınlık, hiddet, öfke.
harf-i cer:
cer harfi; Arapçada
başına geldiği kelimenin sonu-
nu esre ile (“i” diye) okutan
harf.
işgal:
yer alan, yer tutan.
kâfir:
Allah’ı ve İslamiyeti in-
kar eden, dinsiz.
lâfız:
söz.
lâkap:
ünvan.
maksat:
kast, amaç, düşünce.
meşgul:
uğraşma, ilgilenme.
musibet:
felâket, belâ.
mümessel:
temsil edilmiş, ör-
nek verilmiş, misal olarak söy-
lenmiş, misal getirilmiş.
münafık:
nifak sokan, iki yüz-
lülük eden, ara bozucu.
münasebet:
ilgi, ilişki, bağ.
müsterih:
rahat, emin.
1.
Kâfirleri. (Bakara Suresi: 19.)
2.
Kuşatan. (Bakara Suresi: 19.)
3.
Kâfirler. (Bakara Suresi: 19.)
4.
Çakan şimşekler hemen hemen gözleri kör edecek şiddettedir. (Bakara Suresi: 20.)
İşaratü’l-İ’caz | 217 |
m
ünafıklar
B
ahSi
1...,207,208,209,210,211,212,213,214,215,216 218,219,220,221,222,223,224,225,226,227,...576
Powered by FlippingBook