İman ve Küfür Muvazeneleri - page 47

Hidayet ve dalâlet Mukayeseleri
| 47 |
Y
edinCi
S
öz
ayyaş:
sarhoş.
bîçare:
çaresiz.
cihet:
yön, taraf
darağacı:
idama mahkûm
olanların asıldıkları sehpa.
dessas:
aldatıcı, sahtekâr.
fantezi:
kaide dışı istekler, ar-
zular.
gül-i Muhammedî:
kırmızı
renkli bir gül çeşidi.
hakikaten:
gerçekten
inkılâp:
dönüşme.
istimal:
kullanma.
işret:
içki içmek.
kesmek:
yol almak, bitirmek.
keyif:
neşe; rahatlık; hoşlan-
ma, memnunluk.
lâtif:
güzel, hoş.
me’yus olmak:
ümitsizliğe düş-
mek; üzülmek.
musahhar:
emir altında olan,
itaatkâr,
müskir:
sarhoş edici içki.
müteaffin:
kokuşmuş.
suret:
resim, şekil,
tasdik:
onaylama.
tecrübe:
deneme.
tenezzüh:
gezinti,
tılsım:
herkesin bilip çözeme-
diği gizli şifre.
ziynet:
süs.
“Me’yus olma! sana iki tılsım verip öğreteceğim. gü-
zelce istimal etsen, o aslan sana musahhar bir at olur.
Hem, o darağacı sana keyif ve tenezzüh için hoş bir sa-
lıncağa döner. Hem, sana iki ilâç vereceğim. güzelce is-
timal etsen, o iki müteaffin yaraların, iki güzel kokulu
gül-i Muhammedî Aleyhissalâtü Vesselâm denilen lâtif
çiçeğe inkılâp ederler. Hem, sana bir bilet vereceğim.
onunla, uçar gibi, bir senelik bir yolu bir günde kesersin.
İşte, eğer inanmıyorsan, bir parça tecrübe et; tâ doğru
olduğunu anlayasın.”
Hakikaten bir parça tecrübe etti. doğru olduğunu tas-
dik etti.
evet, ben, yani şu bîçare said dahi bunu tasdik ede-
rim. Çünkü, biraz tecrübe ettim, pek doğru gördüm.
Bundan sonra birden gördü ki, sol cihetinden şeytan
gibi dessas, ayyaş, aldatıcı bir adam çok ziynetler, süslü
suretler, fanteziyeler, müskirler beraber olduğu hâlde
geldi. karşısında durdu. ona dedi:
“Hey arkadaş! gel, gel. Beraber işret edip keyfedelim.
Şu güzel kız suretlerine bakalım. Şu hoş şarkıları dinle-
yelim. Şu tatlı yemekleri yiyelim. Hâ, hâ, nedir ağzında
gizli okuyorsun?”
“Bir tılsım.”
“Bırak şu anlaşılmaz işi. Hazır keyfimizi bozmayalım.
Hâ, şu ellerindeki nedir?”
“Bir ilâç.”
1...,37,38,39,40,41,42,43,44,45,46 48,49,50,51,52,53,54,55,56,57,...412
Powered by FlippingBook