İman ve Küfür Muvazeneleri - page 44

Ve daha bunlar gibi başka aletleri ve azaları kıyas et-
sen anlarsın ki, hakikaten mü’min cennete lâyık ve kâfir
cehenneme muvafık bir mahiyet kesb eder. Ve onların
her biri öyle bir kıymet almalarının sebebi, mü’min, ima-
nıyla Hâlık’ının emanetini, onun namına ve izni daire-
sinde istimal etmesidir. Ve kâfir, hıyanet edip nefs-i em-
mare hesabına çalıştırmasıdır.
Dördüncü kâr:
İnsan zayıftır, belâları çok; fakirdir, ih-
tiyacı pek ziyade; âcizdir, hayat yükü pek ağır. eğer ka-
dîr-i zülcelâl’e dayanıp tevekkül etmezse ve itimat edip
teslim olmazsa, vicdanı daim azap içinde kalır. semere-
siz meşakkatler, elemler, teessüfler onu boğar; ya sarhoş
veya canavar eder.
Beşinci kâr:
Bütün o aza ve aletlerin ibadeti ve tesbi-
hatı ve o yüksek ücretleri en muhtaç olduğun bir zaman-
da cennet yemişleri suretinde sana verileceğine, ehl-i
zevk ve keşif ve ehl-i ihtisas ve müşahede, ittifak etmiş-
ler.
İşte bu beş mertebe kârlı ticareti yapmazsan, şu kâr-
lardan mahrumiyetten başka, beş derece hasaret içinde
hasarete düşeceksin.
Birinci hasaret:
o kadar sevdiğin mal ve evlât ve pe-
restiş ettiğin nefis ve heva ve meftun olduğun gençlik ve
hayat zayi olup kaybolacak. senin elinden çıkacaklar.
Fakat günahlarını, elemlerini sana bırakıp boynuna yük-
letecekler.
âciz:
güçsüz, gücü yetmez olan.
alet:
vasıta, uzuv.
aza:
bedenin her bir uzvu.
azap:
ceza, sıkıntı.
belâ:
musibet; sıkıntılı durum.
Cehennem:
ahiretteki azap yeri.
ehl-i ihtisas ve müşahede:
ilim-
lerde gelişmiş ve sırları açmaya
gayret eden bilim adamları.
ehl-i zevk ve keşif:
Allah’ın ince
sırlarını öğrenmeyi zevk edenler,
sevenler, velîler .
elem:
acı, keder, dert, kaygı, üzün-
tü.
emanet:
korunması için verilen
şey.
günah:
kötülük, haram.
hakikaten:
gerçekten.
Hâlık:
yoktan var eden yaratıcı
olan Allah.
hasaret:
zarar, ziyan.
hayat:
içinde yaşanılan şartlar.
heva:
istek, heves, nefsin arzusu.
hıyanet:
güveni kötüye kullan-
mak, suiistimal etmek.
ibadet:
kulluk vazifesi.
iman:
Allah'a ve indirdiklerine inan-
ma.
istimal:
kullanma.
itimat:
güvenme, emniyet et-
me.
ittifak:
fikir birliği.
kadîr-i zülcelâl:
büyüklük sa-
hibi ve her şeye gücü yeten
Allah.
kâfir:
Allah’ı ve İslâmiyeti in-
kâr eden, dinsiz.
kesb:
kazanma.
kıyas:
benzetme, karşılaştır-
ma, mukayese etme.
kıymet:
değer.
mahiyet:
durum, şekil, esas.
mahrumiyet:
yoksun kalmak,
mahrum olmak.
meftun:
âşık, tutkun,
mertebe:
derece, makam.
meşakkat:
sıkıntı, zorluk.
muhtaç olmak:
gerek duy-
mak.
muvafık:
uygun olan, uyan.
mü’min:
Allah’a inanan.
nam:
isim, ün.
nefis:
bedenî canlılık; yeme
içme gibi biyolojik ihtiyaçlara
duyulan istek.
nefs-i emmare:
kötülüğü teş-
vik eden nefis.
perestiş:
aşırı bağlılık.
semeresiz:
neticesiz, sonuç-
suz.
suret:
şekil.
teessüf:
üzülme, pişmanlık.
tesbihat:
tesbihler; Allah'ı bü-
tün eksik sıfatlardan uzak tut-
malar, onun şanını yüceltme-
ler.
teslim:
bırakma, terk etme.
tevekkül:
sebeplere sarıldık-
tan sonra neticesini Allah’a bı-
rakma.
vicdan:
insanın içindeki iyiyi
kötüden ayırabilen manevî his.
zayi:
elden çıkan, kayıp olma.
ziyade:
fazla, çok.
a
lTınCı
S
öz
| 44 |
iMan ve küfür Muvazeneleri
1...,34,35,36,37,38,39,40,41,42,43 45,46,47,48,49,50,51,52,53,54,...412
Powered by FlippingBook