Yedinci Söz
Ş
u KÂinATın
tılsım-ı muğlâkını açan,
(1)
p
ôp
N'
’r
G p
?r
ƒ n
« r
dÉp
Hn
h $Ép
H o
âr
æ n
e'
G
ruh-i beşer için saadet kapı-
sını fetheden, ne kadar kıymettar iki tılsım-ı müşkülküşa
olduğunu; ve sabır ile Hâlık’ına tevekkül ve iltica ve şü-
kür ile rezzak’ından sual ve dua, ne kadar nafi ve tiryak
gibi iki ilâç olduğunu; ve kur’ân’ı dinlemek, hükmüne in-
kıyat etmek, namazı kılmak, kebairi terk etmek ebedülâ-
bâd yolculuğunda ne kadar mühim, değerli, revnaktar bir
bilet, bir zâd-ı ahiret, bir nur-i kabir olduğunu anlamak is-
tersen, şu temsilî hikâyeciğe bak, dinle:
Bir zaman, bir asker, meydan-ı harp ve imtihanda,
kâr ve zarar deveranında pek müthiş bir vaziyete düşer.
Şöyle ki:
sağ ve sol iki tarafından dehşetli derin iki yara ile ya-
ralı ve arkasında cesim bir aslan ona saldırmak için bek-
liyor gibi duruyor. Ve gözü önünde bir darağacı dikilmiş.
Bütün sevdiklerini asıp mahvediyor. onu da bekliyor.
Hem, bu hâli ile beraber, uzun bir yolculuğu var, nefye-
diliyor.
o bîçare, şu dehşet içinde me’yusâne düşünürken,
sağ cihetinde Hızır gibi bir hayırhah, nuranî bir zat pey-
da olur, ona der:
Y
edinCi
S
öz
| 46 |
iMan ve küfür Muvazeneleri
]
YedinciSöz, Barla’da
1927’de Türkçe olarak
telif edilmiştir.
bîçare:
çaresiz.
cesim:
büyük, iri, kocaman.
cihet:
yön, taraf.
darağacı:
idam işinin yapıldığı
sehpa.
dua:
Allah’a yalvarma, niyaz.
ebedülâbâd:
ahiret, ebedî hayat.
fetih:
elde etme, kazanma, açma.
Hâlık:
yaratıcı
hayırhah:
iyilik isteyen.
Hızır:
Hz. Hızır.
iltica:
sığınma.
imtihan:
sınav.
inkıyat:
boyun eğmek, itaat et-
mek.
kâinat:
Allah’ın dışında var olan
her şey.
kebair:
büyük günahlar.
kıymettar:
değerli, pahalı.
mahvetmek:
yok etmek, silmek.
meydan-ı harp:
savaş alanı.
me’yusâne:
ümitsizce, üzüle-
rek.
mühim:
önemli.
müthiş:
dehşet veren,
nafi:
menfaatli, faydalı, şifalı.
namaz:
belli vakitlerde yapı-
lan ibadet.
nefiy:
sürgün etme.
nuranî:
nurlu.
nur-i kabir:
kabir nuru, ışığı.
peyda:
meydana çıkmak.
revnaktar:
göz alıcı bir par-
laklık ve güzellikte.
rezzak:
bütün yaratılmışların
rızkını veren Allah.
ruh-i beşer:
insan ruhu.
saadet:
mutluluk.
sabır:
dayanma, katlanma.
sual:
isteme, sorma.
sual ve dua:
arzu ve istek.
şükür
: Allah’ın nimetlerine kar-
şı memnunluk gösterme.
temsil:
örnek, benzetme.
tevekkül:
sebeplere sarıldık-
tan sonra neticesini Allah’a bı-
rakma.
tılsım-ı muğlâk:
bu âlemin
gizli ve sır perdesi ile kaplı
yönleri.
tılsım-ı müşkülküşa:
zor açı-
labilen tılsım; zor çözülen şif-
re.
tiryak:
ilâç, panzehir.
vaziyet:
durum.
zâd-ı ahiret:
ahiret azığı.
zat:
kişi.
1.
Allah’ın varlığına, birliğine ve ahiret gününe iman ettim.