Eski Saîd Dönemi Eserleri - page 273

Cevap:
Her bir zamanın bir hükmü vardır. Şu zaman,
bazı ihtiyarlanmış âdatın mevtine ve neshine hükmedi-
yor. Mazarratlarının, menfaatlerine olan tereccühü, ida-
mına fetva veriyor.
Sual:
“Her şeyden evvel bize lâzım olan nedir?”
Cevap:
doğruluk.
Sual:
“daha?”
Cevap:
Yalan söylememek.
Sual:
“sonra?”
Cevap:
sıdk, ihlâs, sadâkat, sebat, tesanüt.
Sual:
“Yalnız?”
Cevap:
evet!
Sual:
“neden?”
Cevap:
küfrün mahiyeti yalandır. İmanın mahiyeti
sıdktır. Şu bürhan kâfi değil midir ki, hayatımızın bekası
imanın ve sıdkın ve tesanüdün devamıyladır.
Sual:
“en evvel rüesamız ıslah olunmalı?”
Cevap:
evet, reisleriniz malınızı ceplerine indirip
hapsettikleri gibi, akıllarınızı da sizden almışlar veya di-
mağınızda hapsetmişler. öyle ise, şimdi onların yanında-
ki akıllarınızla konuşacağım:
dan vazgeçmeme, azimlilik.
sıdk:
doğruluk, gerçeklik; kalb te-
mizliği.
sual:
soru.
tereccüh:
üstünlük, üstün gelme,
galip üstünlük.
tesanüt:
dayanışma, birbirini des-
tekleme.
âdat:
âdetler, yapılan işler.
beka:
ebedîlik, sonsuzluk.
bürhan:
delil.
dimağ:
akıl, şuur.
evvel:
önce.
fetva vermek:
hüküm, karar
vermek.
hapsetmek:
tutsak etmek.
hükmetmek:
karar vermek
ıslah:
iyi hale getirme, iyileştir-
me, düzeltme.
idam:
yok etme.
ihlâs:
samimiyet, dürüstlük,
doğruluk.
iman:
inanç.
kâfi:
yeterli.
küfür:
inançsızlık.
lâzım:
gerekli.
mahiyet:
nitelik, özellik.
mazarrat:
zararlar.
menfaat:
fayda, kâr.
mevt:
ölüm.
nesih:
kaldırma, hükümden
düşürme.
rüesa:
reisler.
sadâkat:
bağlılık, doğruluk.
sebat:
kararlı olma, kararın-
Eski said dönEmi EsErlEri
| 273 |
m
ünazaraT
1...,263,264,265,266,267,268,269,270,271,272 274,275,276,277,278,279,280,281,282,283,...790
Powered by FlippingBook