16
11 Nisan 1909
Biraderim Başmuharrir Bey’e,
(1)
29 Mart 1325, Volkan, Sayı: 105.
edipler edepli olmalıdırlar. Hem de edeb-i İslâmiye ile
müteeddip olmalıdırlar. Matbuat nizamnamesini vicdan-
larındaki hiss-i diyanet tanzim etsin. zira, bu inkılâb-ı
şer’iye gösterdi ki, umum vicdanlarda hükümferma nu-
re’n-nur olan hamiyet-i İslâmiyedir. Hem de anlaşıldı ki,
ittihad-ı İslâm,
(2)
umum askere ve umum ehl-i imana şa-
mildir. Hariç kimse yoktur.
Said Nursî
* * *
17
15, 17 Nisan 1909
Kahraman Askerlerimize
(3)
2 Nisan 1325, Mizan, Sayı: 128; 4 Nisan
1325, Volkan, Sayı: 107, Serbestî, Sayı: 151.
31 Mart Hâdisesinde isyan eden sekiz taburu itaate
getiren ve musibeti yüzden bire indiren iki derstir ki, di-
nî ceridelerde 1325’te (Milâdî 1909) neşredilmiştir.
ey şanlı asakir-i muvahhidîn ve ey bu millet-i mazlu-
meyi ve mukaddes islâmiyet’i iki defa büyük vartadan
tahlis eden muhteşem kahramanlar!
Cemal ve kemaliniz, intizam ve inzibattır. Bunu da
hakkıyla en müşevveş bir zamanda gösterdiniz. Ve haya-
tınız ve kuvvetiniz, itaattir. Bu meziyet-i mukaddeseyi en
ufak amirinize karşı bile irae ediniz. otuz milyon osman-
lı ve üç yüz milyon İslâm’ın namusu artık sizin itaatinize
amir:
emreden, emir sahibi.
asakir-i muvahhidîn:
tevhid ehli,
Allah’ın birliğine inanmış askerler.
baş muharrir:
baş yazar.
birader:
kardeş.
cemal:
güzellik.
ceride:
gazete.
edeb-i islâmiye:
İslâmî terbiye, İs-
lâmın verdiği terbiye, eğitim.
edep:
terbiye, güzel ahlâk.
edip:
edebiyatçı, edebiyatla meş-
gul olan.
edip:
yazar, edebiyatçı, edebiyatla
meşgul olan.
ehl-i iman:
inananlar, iman sahip-
leri.
hâdise:
olay.
hamiyet-i islâmiye:
İslâmiyete ait
olan duygu ve bağların korunma
çabası.
hariç:
bir şeyin dışında kalma.
hiss-i diyanet:
din duygusu.
hükümferma:
hükümran, hüküm
süren.
inkılâb-ı şer’iye:
şer’î inkılâp, İsla-
mî değişim, dönüşüm.
intizam:
düzenlilik, düzgünlük.
inzibat:
düzeni sağlama, asayişi
yoluna koyma.
irae:
gösterme.
isyan:
baş kaldırma, itaatsizlik,
emre karşı gelme.
itaat:
boyun eğme, uyma, alınan
emre göre hareket etme.
ittihad-ı islâm:
İslâm birliği, Panis-
lâmizm.
kemal:
olgunluk, mükemmellik.
matbuat:
basılmış şeyler, kitaplar,
gazeteler, v.s.
meziyet-i mukaddese:
kutsal, yü-
ce meziyetler, faziletler.
millet-i mazlume:
mazlum, hak-
sızlığa uğramış millet.
muhteşem:
haşmetli, yüce.
mukaddes:
takdis edilmiş, kutsal,
aziz, temiz.
musibet:
felâket, belâ.
müşevveş:
teşevvüşe uğra-
mış, düzensiz, karmakarışık.
müteeddip:
edeplenmiş.
namus:
haysiyet, itibar.
neşir:
kitap basma, çıkarma;
herkese duyurma, yayma.
nizamname:
tüzük metni.
nure’n-nur:
nurun nuru.
şamil:
içine alan, kapsayıcı.
şan:
şöhret, ün.
tabur:
düzgün sıralar hâlinde
dizilmiş askerî birlik.
tahlis:
kurtarma.
tanzim:
düzenleme, tertiple-
me.
umum:
bütün.
varta:
tehlike.
zeyil:
ek, bir eserin devamı
olarak yazılan kısım.
1.
Volkan’da “Biraderim Derviş Vahdetî Beye!” şeklinde hitap ile başlayan bu parça Üstadımız
tarafından Hutbe-iŞamiye'ye konulan hâli ile buraya alınmıştır.
2.
Volkan’da “İttihad-ı Muhammedî” olarak geçmektedir.
3.
Bu makale Hutbe-iŞamiye’nin Birinci Zeylinin Zeylinden son parçadır; biz de buraya bu hâli
ile alıyoruz.
m
akalâT
| 100 |
Eski said dönEmi EsErlEri