müddeiumumîlere karşı bir dostluk ve dua etmek vaziye-
tini aldım. zahiren bana karşı şiddet-i hüküm görünen
hâlât, o hizmet-i imaniyeye bir ilânname hükmüne geçti.
Ben de şimdi onlara, hukuk-i ammenin hukukullah
hükmüne geçtiğini bilenlere, umumen selâm ve dua edi-
yorum. Bana olan şiddetlerini umumen helâl ediyorum.
SaidNursî
üstadımızın sizlere yazdığı ayn-ı hakikat olan bu mek-
tubunu arz ediyorum.
Talebesi
Sungur
ì®í
Œ
3 7 1
œ
BEdiÜZZamaN said NUrsÎ’NiN
GaZETELErE Bir mEkTUBU
Bize ait meseleleri yazan gazetelere hitaben yazdığım
bu yazıyı neşretseler, bugünlerde olan aleyhimdeki isnat-
larını helâl edeceğim. Şiddetli hastalığıma binaen bu kı-
sacık mektubumu o gazeteler neşretsinler ki; bizi düşü-
nen kardeşlerim kederlenmesin.
Ev vel â:
Bugünlerde olan meseleler için merak etme-
yiniz. Hakkımızda tecelli eden inayet ve rahmet-i İlâhiye
ile bu büyük bir hayırdır. Hem hasta olduğumdan ko-
nuşmaya ve görüşmeye de tahammül edemiyorum.
Şimdi risale-i nur’un dâhil ve hariçteki fevkalâde
Emirdağ Lâhikası – ıı | 867 |
şiddet-i hüküm:
hükmün şiddeti.
tahammül:
katlanma, hoş dav-
ranma.
talebe:
öğrenci.
tecelli:
belirme, bilinme, görünme.
umumen:
umumî olarak, bütün
olarak.
vaziyet:
durum.
zahiren:
görünüşte.
aleyh:
ona karşı, onun üze-
rine.
aleyh:
zıt, karşıt.
arz:
sunma, bildirme.
ayn-ı hakikat:
hakikatin aslı,
gerçeğin tâ kendisi.
Bediüzzaman:
Çağın eşsiz gü-
zelliği. Said Nursî’ye ilim adam-
larınca takılan bir sıfat.
binaen:
-den dolayı, bu se-
bepten.
dâhil:
içeri, iç.
dua:
Allah’a yalvarma, niyaz.
evvelâ:
öncelikle.
fevkalâde:
olağanüstü.
hakikat:
gerçek, doğru.
halat:
haller, durumlar, vazi-
yetler.
hariç:
dışında.
helâl:
bağışlama, alacağından
vaz geçme.
hitaben:
hitap ederek, söyle-
yerek.
hizmet-i imaniye:
iman ve
Kur’an hakikatlerinin ikna edici
ve ilmî delillerle anlaşılmasına
hizmet etme.
hükmüne:
yerine, değerine.
ilânname:
ilân yazısı, içinde
ilân yazılı olan kâğıt.
inayet:
yardım, ihsan, lütuf.
isnat:
dayandırma, mal etme,
bir şeyi bir kimseye ait gös-
terme.
merak:
endişe.
mesele:
konu.
müddeiumumî:
savcı.
neşir:
yayım, yayın.
rahmet-i ilâhîye:
Allah’ın son-
suz rahmeti, İlâhî rahmet.
risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin eser-
lerinin adı.
selâm:
barış, rahatlık, selamet
ve esenlik dileme.