(1)
…'
ôr
No
G n
Qr
Rp
h l
In
Qp
RGn
h o
Qp
õn
J n
’n
h
kanun-i esasiyesiyle, beş cani
yüzünden doksan masuma zarar gelmemek, bir cani yü-
zünden on masum çoluk çocuk, peder ve validelerine
zulmetmemek için, risale-i nur iman hizmetiyle beraber
asayişi tamamıyla temin edip herkesin kalbinde fenalığa
karşı bir yasakçı bırakıyor. Ben de bin ruhum olsa,
kur’ân’ın bu kanun-i esasiyesine feda ettiğimi
Tarihçe-i
Hayat
ispat ediyor ve meydandadır; ve mahkemeler de
kabul etmişler.
Hatta tezâhüre bir riyâkârlık, bir hodfüruşluk, bir ena-
niyet manasını verip halklarla görüşmeyi de terk ettiği ve
rahmet-i İlâhînin ihsanıyla sesi de kesilmiş ki, dostlarla
görüşmeye mecbur olmasın ve hatırları da kırılmasın.
SaidNursî
ì®í
Œ
3 6 9
œ
(2)
@ o
¬n
fÉn
ër
Ño
°S /
¬p
ªr
°SÉp
H
(3)
Ék
ªp
FGn
O Gk
ón
HG o
¬o
JÉn
cn
ôn
Hn
h $G o
án
ªr
Mn
Qn
h r
ºo
µr
«n
?n
Y o
?n
Ós
°ùdn
G
gayet şiddetli hasta üstadımıza mühim, resmî bir zat-
tan bir mektup geldi. diyor ki:
“
Tarihçe-iHayat
’ın neşrolunmaması için eski partinin
mühim adamları, büyük bir tâvizle eski partinin bazı me-
murlarını bu hataya sevk etmişler.”
üstadımız da dedi ki:
asayiş:
emniyet; korku ve endi-
şeden uzak olma.
cani:
cinayet işlemiş, kimse.
enaniyet:
kendini beğenme, ben-
cillik, egoistlik.
feda:
uğruna verme.
gayet:
son derece.
hizmet:
görev, vazife.
hodfüruş:
kendini beğendirmeye
çalışan, övünen.
ihsan:
bağışlama, ikram etme, lü-
tuf.
iman:
inanç, itikat.
ispat:
kanıtlama, doğrulama.
kanun-ı esasî:
ana prensipler, ana
esaslar, ana kanun.
kanun-ı esasiye:
ana prensip,
ana yasa.
mana:
anlam.
masum:
suçsuz, kabahatsiz,
günahsız.
mühim:
önemli, ehemmiyetli.
neşir:
yayım, yayın.
peder:
baba.
rahmet-i ilâhîye:
Allah’ın son-
suz rahmeti, İlâhî rahmet.
resmî:
devlet adına olan.
risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin eser-
lerinin adı.
riyakâr:
riya eden, iki yüzlü,
sahtekâr.
sevk:
yöneltme.
taviz:
bedel olarak bir şey
verme, karşılık olarak bir şey
gösterme.
temin:
sağlamlaştırma, sağ-
lama.
tezahür:
görünme, belirme,
ortaya çıkma.
valide:
ana, anne.
zat:
şahsiyet.
zulüm:
haksızlık, eziyet.
1.
Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez. (En’am Suresi: 164; İsra Suresi: 15; Fatır
Suresi: 18; Zümer Suresi: 7.)
2.
Her türlü kusur ve noksandan uzak olan Allah’ın adıyla.
3.
Allah’ın selâmı, rahmeti ve berekâtı ebedî olarak daima üzerinize olsun.
| 862 | Emirdağ Lâhikası – ıı