Emirdağ Lâhikası - page 680

Veyahut bütün kâinata hükmü geçen ve bütün nurlar
onun
Nur
isminden feyiz alan ve
Nuru’n-Nur
ve
Hâlıku’n-
Nur
ve
Müdebbiru’n-Nur
olan
Kadîr-iZülcelâl’
in ve
Allâ-
mü’l-Guyûb’
un ve
Alîm-iMutlak’
ın kudretiyle ve hikme-
tiyle olacak.
İşte bu iki numuneye kıyasen hadsiz numuneler var.
İşte
! o
äÉn
Ñ`u
«`s
£dn
G
bütün kâinattaki nurları, güzellikleri,
tayyibeleri ve kelimat-ı tayyibeleri ve hayırları ve kema-
lâtları zat-ı zülcelâl’e nur unsuru diliyle, kâinat takdim et-
tiği gibi, netice-i hilkat-i kâinat ve sebeb-i hilkat-i âlem
olan Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm dahi, namları-
na mebus olduğu kâinattaki bütün mevcudat hesabına,
Miraç gecesinde o küllî mana ile
! o
äÉn
Ñ`u
«`s
£dn
G
demiş.
resul-i ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm biadedi zerrati’l-
enâm bu dört kelimat-ı cemileyi selâm yerinde söyledik-
ten sonra –risale-i nur’da izah edildiği gibi– Cenab-ı Hak
(1)
t
»p
Ñs
fGÉn
¡ t
`jn
G n
?r
«n
?n
Y o
?n
Ó°s
ùdn
G
demesiyle, bütün ümmeti öyle di-
yeceklerine işaret ve manevî emir ve ferman ve kabul
hükmünde mukabele etmiş. Birden peygamber
(2)
n
Ú/
ëp
dÉ°s
üdG $Gp
OÉn
Ñp
Y '
¤n
Yn
h Én
æ`r
«`n
?`n
Y o
?n
Ó°s
ùdn
G
demekle, o kudsî se-
lâmı hem kendine, hem ümmetine, hem bütün kendin-
den evvelki emsallerine tamim edip, küllî ve umumî bir
selâm suretinde gösterip, bütün mahlûkatın mebusu ol-
ması noktasında onlara da o selâmı teşmil etmiş.
aleyhissalâtü vesselâm:
‘salât ve
selam onun üzerine olsun’ anla-
mında Hz. Muhammed’e dua.
alîm-i mutlak:
sonsuz ve sınırsız
ilim sahibi Allah, hakikî manada
gerçek ilim sahibi olan Allah.
allâmü’l-Guyûb:
gaybı bilen, gö-
rünmeyen şeyleri bilen, Allah.
emsal:
eşler, benzerler.
evvel:
önce.
ferman:
emir, buyruk.
feyz:
bolluk, bereket, verimlilik.
hadsiz:
çok, pek çok.
hikmet:
İlahî gaye, yüksek bilgi.
hükmünde:
değerinde, yerinde.
hüküm:
hakimiyet, hakim olma.
izah:
açıklama, ayrıntıları ile an-
latma.
kadîr-i Zülcelâl:
sonsuz büyüklük,
haşmet ve kudret sahibi, Allah.
kâinat:
evren; yaratılmış olan şey-
lerin tamamı, bütün âlemler.
kemalât:
kemaller, olgunluklar,
mükemmellikler.
kıyasen:
kıyas ederek, karşılaştı-
rarak.
kudret:
güç, kuvvet, takat, iktidar.
kudsî:
mukaddes, yüce.
küllî:
umumî, genel.
mahlûkat:
yaratıklar, Allah tara-
fından yaratılanlar.
manevî:
manaya ait, maddî olma-
yan.
mebus:
gönderilen, yollanan, elçi.
mevcudat:
mevcutlar, var olan
her şey, mahluklar.
miraç:
Peygamberimiz Hz. Mu-
hammed (asm) Efendimizin,
Recep ayının 27. gecesinde Ce-
nab-ı Hakkın huzuruna ruhen,
cismen, hâlen çıkması mu’ci-
zesi.
mukabele:
karşılık verme,
karşılama.
nam:
yerine, vekillik.
nur:
aydınlık, parıltı, parlaklık,
ziya, ışık, şule.
numune:
örnek.
resul-i Ekrem:
çok cömert,
kerîm olan peygamber, Hz.
Muhammed (asm).
sebeb-i hilkat-i âlem:
âlemin
yaratılış sebebi.
selâm:
barış, rahatlık, selamet
ve esenlik dileme.
suret:
biçim, şekil, tarz.
takdim:
arz etme, sunma.
tamim:
umumileştirme,
yayma, herkese duyurma.
tayyibe:
iyi, güzel, hoş.
teşmil:
genelleştirme, şümul-
lendirme.
umumî:
genel.
ümmet:
Müslümanların ta-
mamı; bütün Müslümanlar.
Zat-ı Zülcelâl:
sonsuz büyük-
lük ve haşmet sahibi olan zat,
Allah.
1.
Selâm üzerine olsun ey Peygamber!
2.
Selâm bizim ve Allah’ın salih kullarının üzerine olsun.
| 680 | Emirdağ Lâhikası – ıı
1...,670,671,672,673,674,675,676,677,678,679 681,682,683,684,685,686,687,688,689,690,...1032
Powered by FlippingBook