Hem mektubunda
(1)
¢p
Vr
Qn
’r
Gn
h p
äGn
ƒ'
ªs
°ùdG o
Qƒo
f *n
G
ya ait
olan esrarı sual ediyorsun. Evet, o ayetin büyük bir deni-
zinden çok Sözlerde kataratı, reşahatı vardır. Bahusus
Yirminci Mektupta, Otuz Üçüncü Mektupta, Otuz İkinci
Sözde, Yirmi İkinci Sözde onun bazı çeşmeleri var. Elbet-
te o ayette çok tabakat var. Her taife bir tabakadan his-
sesini almıştır. Ruhum istiyordu ki, o ayetin bazı envarını
yazayım, fakat şimdiye kadar müteferrik surette yazıldı-
ğından öyle kalmış. Şimdilik onunla iktifa edilmiş.
(2)
»/
bÉ n
Ñr
dGn
ƒo
g»/
bÉ n
Ñr
dn
G
Kardeşiniz
Said
ì®í
Œ
225
œ
(4)
/
?p
ór
ªn
ë
p
H
o
í`u
Ñ°n
ùo
j s
’p
G m
Ar
Àn
T r
øp
e r
¿p
Gn
h
(3)
@ o
¬n
fÉn
ër
Ñ°o
S /
¬p
ª°r
SÉp
H
(5)
Ék
ªp
F= G n
O Gk
ón
Hn
G o
o
¬o
JÉn
c
n
ôn
Hn
h$G o
án
ªr
Mn
Qn
h r
ºo
µ`r
«n
?n
Y o
?n
Ó°s
ùdn
G
Aziz, Sıddık Kardeşlerim ve Hizmet-i Kur’â-
niyede Fedakâr Arkadaşlarım Sabri, Hafız Ali,
Hüsrev, Re’fet, Bekir, Lütfi, Rüştü Efendiler!
Kardeşlerim, bu ramazan-ı şerifte size âlem-i nurdan
bahisler açmak arzuları var idi. Maalesef, bir hâdise
zulmet âleminden bahsetmeye beni mecbur ediyor. Bu
yeni hâdise için etraftaki dostlar lisan-ı kàl ve hâl ile
âlem-i nur:
nur âlemi, aydınlık
âlemi.
aziz:
değerli.
bahis:
bahs, konu yapma, anla-
tım.
bahusus:
hususiyetle, en çok, he-
le.
envar:
nurlar, aydınlıklar, ışıklar.
esrar:
sırlar, gizli hakikatler.
fedakâr:
kendini veya şahsî men-
faatlerini hiçe sayan, feda eden.
hâdise:
olay.
hâl:
durum, vaziyet.
hisse:
pay, nasip, kısmet.
hizmet-i Kur’âniye:
Kur’an
hizmeti.
iktifa:
yeterli bulma, kâfi gör-
me.
katarat:
katreler, damlalar.
lisan-ı kàl ve hâl:
söz ve
haraketler ile anlatılan mana,
konuşma ve davranıfl dili.
müteferrik:
dağınık, ayrı ayrı.
ramazan-ı şerif:
ramazan ayı.
reşahat:
damlalar, sızıntılar,
serpintiler.
sıddık:
hakikatı kabul eden.
sual:
soru.
suret:
biçim, şekil, tarz.
tabaka:
derece.
tabakat:
tabakalar.
taife:
kavim, kabile.
zulmet:
karanlık, Allah’ın nu-
rundan mahrum olma hâli.
1.
Allah göklerin ve yerin nurudur. (Nur Suresi: 35.)
2.
Bâkî olan ancak Allah’tır.
3.
Her türlü kusur ve noksandan münezzeh olan Allah’ın adıyla.
4.
Hiçbir şey yoktur ki, Onu övüp Onu tesbih etmesin. (İsra Suresi: 44.)
5.
Allah’ın selâmı, rahmeti ve berekâtı ebedî ve devamlı olarak üzerinize olsun.
| 454 | BARLA LÂHİKASI