"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur avâma ve çocuklara dahi hitap ediyor

Risale-i Nur'dan
03 Eylül 2024, Salı
Üçüncü İşaret

Risale-i Nur eczaları, bütün mühim hakaik-ı imaniye ve Kur’âniyeyi, hatta en muannide karşı dahi parlak bir surette ispatı, çok kuvvetli bir işaret-i gaybiye ve bir inayet-i İlâhiyedir. Çünkü hakaik-ı imaniye ve Kur’âniye içinde öyleleri var ki en büyük bir dâhî telâkki edilen İbni Sina, fehminde aczini itiraf etmiş, “Akıl buna yol bulamaz” demiş. Onuncu Söz risalesi, o zatın dehasıyla yetişemediği hakaikı, avamlara da, çocuklara da bildiriyor.

Hem meselâ, sırr-ı kader ve cüz-i ihtiyarînin halli için, koca Sa’d-ı Taftazanî gibi bir allâme, kırk elli sahifede, meşhur Mukaddemat-ı İsna Aşer namıyla Telvih nam kitabında ancak hallettiği ve ancak havassa bildirdiği aynı mesâili, kadere dair olan Yirmi Altıncı Söz’de, İkinci Mebhasın iki sahifesinde tamamıyla, hem herkese bildirecek bir tarzda beyanı, eser-i inayet olmazsa nedir?

Hem bütün ukùlü hayrette bırakan ve hiçbir felsefenin eliyle keşfedilemeyen ve sırr-ı hilkat-i âlem ve tılsım-ı kâinat denilen ve Kur’ân-ı Azîmüşşan’ın i’cazıyla keşfedilen o tılsım-ı müşkülküşa ve o muamma-i hayretnüma, Yirmi Dördüncü Mektub ve Yirmi Dokuzuncu Söz’ün âhirindeki remizli nüktede ve Otuzuncu Söz’ün tahavvülât-ı zerratın altı adet hikmetinde keşfedilmiştir.

Kâinattaki faaliyet-i hayretnümanın tılsımını ve hilkat-i kâinatın ve akıbetinin muammasını ve tahavvülât-ı zerrattaki harekâtın sırr-ı hikmetini keşif ve beyan etmişlerdir; meydandadır, bakılabilir.

Hem sırr-ı ehadiyet ile şeriksiz vahdet-i rububiyeti, hem nihayetsiz kurbiyet-i İlâhiye ile nihayetsiz bu’diyetimiz olan hayretengiz hakikatleri kemâl-i vuzuh ile On Altıncı Söz ve Otuz İkinci Söz beyan ettikleri gibi, kudret-i İlâhiyeye nisbeten zerrat ve seyyarat müsavi olduğunu ve haşr-i a’zamda umum zîruhun ihyası bir nefsin ihyası kadar o kudrete kolay olduğunu ve şirkin hilkat-i kâinatta müdahalesi imtina derecesinde akıldan uzak olduğunu kemâl-i vuzuh ile gösteren Yirminci Mektub’daki “Ve hüve alâ külli şey’in kadîr” [Onun her şeye gücü yeter ve hiçbir şey Ona ağır gelmez.] kelimesi beyanında ve üç temsili hâvî onun zeyli, şu azîm sırr-ı vahdeti keşfetmiştir.

Hem hakaik-ı imaniye ve Kur’âniyede öyle bir genişlik var ki en büyük zekâ-i beşerî ihata edemediği halde, benim gibi zihni müşevveş, vaziyeti perişan, müracaat edilecek kitap yokken, sıkıntılı ve sür’atle yazan bir adamda, o hakaikın ekseriyet-i mutlakası dekaikıyla zuhuru, doğrudan doğruya Kur’ân-ı Hakîm’in i’caz-ı manevîsinin eseri ve inayet-i Rabbaniyenin bir cilvesi ve kuvvetli bir işaret-i gaybiyedir.

Mektubat, 28. Mektub, 7. Mesele, s. 440

LÛ­GAT­ÇE:

avâm: halk tabakası, ilmi irfanı az olan kimseler.

ecza: parçalar, kısımlar.

fehim: anlama, anlayış.

hakaik: hakikatler.

hakaik-ı imaniye ve Kur’âniye: iman ve Kur’ân hakikatleri.

havas: okumuşlar, bilginler, âlimler.

inayet-i İlâhiye: Allah’ın gözetimi, himayesi, lütfu, ikramı.

mesâil: meseleler.

Okunma Sayısı: 1096
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    4.9.2024 16:46:47

    "Hem hakaik-ı imaniye ve Kur’âniyede öyle bir genişlik var ki en büyük zekâ-i beşerî ihata edemediği halde, benim gibi zihni müşevveş, vaziyeti perişan, müracaat edilecek kitap yokken, sıkıntılı ve sür’atle yazan bir adamda, o hakaikın ekseriyet-i mutlakası dekaikıyla zuhuru, doğrudan doğruya Kur’ân-ı Hakîm’in i’caz-ı manevîsinin eseri ve inayet-i Rabbaniyenin bir cilvesi ve kuvvetli bir işaret-i gaybiyedir." Müjdeler olsun bu işaretleri idrak edenlere...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı