İyi bir eğitimci, samimi bir dost, şefkatli bir baba! Vefalı bir eş, fedakâr bir yol arkadaşı! Nüktedan ve pratik zekâlı bir şair! Eğip bükmeyen, eğilip, bükülmeyen bir karakter! Davasında müdakkik ve takipçi! Meşverete sadık ve aynen uyma noktasında kararlı!

Heyet faaliyetlerine önem veren! İttifak ve sadakatte “sabit kadem” duran bir mert! Salih, samimi, duyarlı, kararlı bir mizac ve karakter! 

Böyle bir dost, beş buçuk ay dünyevî ve tıbbî bir mücadelenin ardından; 18 Mart şehitler gününde yurt içi ve yurt dışından gelen dava arkadaşlarının duaları ile Mudanya İlçesi, Nilüferköy Mezarlığında ebediyet yurduna uğurladık. Ruhu şâd, mekânı Cennet olsun. 

Yılları içine alan yurt içi ve yurt dışında çok birlikteliğimiz oldu. Avrupa, Avusturya, Macaristan, Slovakya ülkelerinin hizmet için gezdik. Risale-i Nur okuma programlarında bulunduk.  

12 Ocak 2020 Tarihinde evlâdı Hasan Alper’in söz kesme ve nişan merasimine vesile olmak nasip oldu. 27 Aralık 2018 tarihinde, Almanya, Ahlen meşveretinde bütün Avrupa’daki Nur Talebelerinin buluşma ve tanışma toplantısında  beraberdik.

Aralık 2014 tarihinde, Bonn’da oğlu Süleyman’ın evinde nükteli ve düşündüren kahvaltıda birlikteydik. Farklı tarihlerde, Ahlen’de Avrupa meşveretlerindeki tüm Nur talebeleriyle,  gece yarılarına kadar devam eden ders ve sohbetlerde beraberdik.  

28-29 Aralık 2014 Pazar günü, hizmet hedefimiz olan, Macaristan’a gitmek üzere “tevekkültü alallah” deyip. Ahlen’den yola çıktık. Budapeşte’de 147 yıl bu topraklardaki ecdadın hakimiyetini simgeleyen Budin Kalesinin gece görünüşü ve manzarası ile meşhur Tuna Nehri’nin süzülüşünü birlikte tefekkür edip tarihin derinliklerine hayalen gitmiştik. 

Avusturya, Macaristan, Almanya ve Slovakya seyahatinde nüktedanlığını hiç bırakmadan Van’dan hatıralar anlatıyor: 

“Rahmetli İsmail Abime, şapkalı Hacı Abdullah diye birisi devamlı, “Nurculara ABD’den para geliyor diyorlar, doğru mu?” diyor. İsmail abim de: “Bunu öğrenmek istersen ilk önce şapkanı çıkarmalısın! O zaman sana söyleyebilirim!” diyor. Hacı onu yerine getiriyor. Sonra Hacı Abdullah’a: “İlk önce derslere geleceksin! Sonra Külliyatı evine alacaksın! Sonra evine ders alacaksın! Ondan sonra da Nurculara ABD den bir para gelip gelmediğini kendiliğinden öğreneceksin!” diyor. Böylece ince bir nükteyle bu Hacı Abdullah’ı davaya kazandırmış oluyor!”

“Yine İsmail Abim, Van’da bir vatandaş oğlunun yaşını büyütmek için mahkemeye şahit yazdırılıyor. Hâkim kendisine: “Bu çocuğunun yaşının böyle olduğunu nerden biliyorsun?” diyor. O da: “Dişlerinden anladım!” diyor. Hâkim gülerek kararını veriyor! 

Aziz dostum, değerli dava arkadaşım, Mikâil Yaprak Hoca! Şimdi bu tür nükteleri berzah alemindeki ruhlara ve meleklere anlatmaya ve ders yapmaya devam edersin inşallah!  

Beraber olduğumuzda, tasdik manasında zatına özel kullandığın özel şivenle: “Heee! Hee! Hee” demelerin hep kulaklarımda çınlayacak. Rabbim yardımcın olsun. Mekânın Cennet olsun. Vefakâr dostum, canım kardeşim!