"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hayata açılan pencereler

Mustafa ORAL
12 Şubat 2020, Çarşamba
İnsan bir çok pencereli bir varlıktır.

Her pencerede ayrı görür ve görünür. Varlığıyla mektuplar yazar, lem’alar yansıtır, şuâlar dağıtır; âlemi de, âlemini de aydınlatır.

Ev küçük bir kâinat, insan küçük bir evdir. İnsanda baş var, evde çatı. İnsanda yüz var, evde boya. İnsanda kas var, evde duvar. İnsanda deri var, duvarda sıva. İnsanda kemik var, evde kiriş. İnsanda göz var, evde pencere. İnsanda gözyaşı var, evde çeşme. İnsanda kulak var, evde anten. İnsanda kaş var, evde balkon. İnsanda burun var, evde havalandırma boşluğu. İnsanda damar var, evde su şebekesi...

İnsanda dil var, kapıda kilit. İnsanda mide var, evde mutfak. İnsanda gönül var, evde misafir odası. İnsanda ruh var, evde oturma odası. Ağır misafirler misafir odasında, yakın misafirler oturma odasında konuk edilir. İnsanda kalp var, evde kapı. Evin kapısı herkese açılmadığı gibi kalbin kapısı da açılmaz.

İnsanda kulak var, evde anne. İnsanda kalp var, evde sevgili. İnsanda çocuk var, evde çiçek. İnsanda gönül var, evde insan. İnsanda can var, evde canan. İnsanda aşk var, evde elektrik. İnsanda duâ var, evde seccade. İnsanda sinir var, evde elektrik şebekesi. İnsanda şiir var, kitaplıkta şiir kitapları.

İnsan küçük bir dünya, dünya büyük bir insandır. İnsanda baş var, dünyada gök kubbe. İnsanda saç var, dünyada dağlar. İnsanda kaş var, dünyada kuşlar. İnsanda yüz var, dünyada gökyüzü. İnsanda kulak var, dünyada kutuplar. İnsanda göz var, dünyada göller. İnsanda gözyaşı var, dünyada dereler. İnsanda damar var, dünyada ırmaklar. İnsanda rüya var, dünyada rüya âlemi. İnsanda şiir var, dünyada şairler...

İnsanın bir gözü kör olduğunda diğeriyle görüyor. Bir kulağı sağır olunca diğeriyle işitiyor. Bir ayağı sakatlanınca diğeriyle yürüyor. Bir kolu kırılınca diğeriyle tutuyor. Ama kalbi kırılınca, yaralanınca hayata tutunamıyor. Yaşayamıyor, göremiyor, işitemiyor, hissedemiyor. Kalbin yedeği ve çifti yok. Çift sevdiğinin göğsünde saklı. Hiçbir kalp yalnız yapamıyor. Sevgili (asm) “tek ayakkabıyla dolaşmayın”, diyor. Hiçbir kalp tek yaşamıyor, illaki çiftini istiyor.

Göz iki bakar, bir görür. Kulak iki işitir, bir duyar. Burun iki koklar, bir nefes alır. Âşıklar çift yaratılmışlardır. Dört gözle bakarlar, bir görürler. Dört kulakla işitirler, bir dinlerler. İki burunla koklarlar, bir nefes alırlar. Birinin nefesi kesilince diğeri de ölür. İki kalple yaşarlar, ama bir severler.  Birinin kalbi durunca diğeri de durur. Biri düşünce, diğerine tutunur. Biri durulunca, öbürü dalgalandırır. Biri ağlayınca, öbürünün gözünde yaş gelir. Biri ölünce öbürü zaten ölür.

Erkek tahire (temiz) bir kadın, kadın tahir (temiz) bir erkek bulduğunda kefe dengini bulur. Biri öbürünü taşıyamazsa denge bozulur. Dengeyi bulan huzura erer. Dünyayı kendine de, sevdiklerine de Cennet eder. Ne mutlu dengini ve dengesini bulanlara. Ne mutlu dengeli bir hayat yaşayanlara. Hayat birlikte yazılan kitaptır. Ne mutlu birbirinin kitabı (risalesi) olanlara. Ne mutlu birbirinin Mektubat’ı, Lem’alar’ı, Şuâlar’ı, Mesnevi’si olanlara. Ne mutlu birbirinin Cenneti olanlara…

Okunma Sayısı: 4403
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı